Cemaatin tek kişilik İdris Bal partisi

Cemaat ile Ak Parti hükümeti arasında patlak veren kriz nihayet, Hocaefendinin Hudeybiye misalli vaazından sonra azda olsa durulur gibi oldu. Bu konuşmanın şifresi Hocaefendinin ‘Bir geri adım, bazen ileriye on adım atmaktır’ şeklinde formüle ettiği açıklamasında gizli. Ben bu yeni stratejiyi önceki planların tutmamasına bağlıyorum. Koparılan yaygaraya rağmen cemaatin yalnız kalması, başarı elde edememesi ve kamuoyunun aleyhine dönmesi bu bir geri adımın arka planını gayet iyi açıklıyor. Cemaatin tabanında hükümetle çatışma görüntüsünün pek de hoş karşılanmadığı ortada. Bir de buna aralarında cemaat, vakıf ve iş dünyasının bulunduğu 97 STK'dan dershane tartışmaları ile AK Parti'ye haksızlık yapıldığını vurgulayan bir bildiri yayınlanması eklenince, geri adım için Hocaefendinin marş komutu vermesinden başka çıkar yol kalmadı.

Cemaate yönelik en ağır eleştiri cemaat içindeki bazı tufeyli gençlerin bizim abilerimizden gözüyle baktıkları Başbakan yardımcısı Sayın Bülent Arınç’tan gelince, ortalık toz duman oluverdi. Bu tecrübesiz gençlerin bilmedikleri hakikat, Başbakan Tayyip Erdoğan Şeyh Şamilse, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Hacı Murat olduğu. Genelde cemaat ve hükümet arasında anlaşmazlık var diyenler için kullanılan ‘fitne’ kavramı, Sayın Arınç tarafından direkt cemaat ve cemaatin yayın organlarının üslubu için devreye girince, deyim yerindeyse ortam buz kesti. Muhtemelen bu tür itham, hükümet kanadından ve Sayın Arınç’tan beklenen bir şey değildi. Cemaatin ve süreci izleyen kamuoyunun şaşkınlığı da biraz onsan sanırım. Hükümet asla geri adım atmadı, dershanelerin kapatılması kararının ardında durdu. Bu süreçte cemaatin kamuoyu desteği kendi yayın kuruluşları ile sınırlı kaldı.

Dershane kapatma krizinin, cemaat ile Ak Parti arasındaki işbirliğini sonlandırdığı, Mısırdaki sağır sultanın da bildiği bir şey. Ama bilinmeyen veya kestirilemeyen husus, cemaatin seçimlerde ne tür tepki verebileceği. Kimi der ki cemaat tıpış tıpış gider Ak Partiye oy verir, başka partiye veremez çünkü tabanına anlatamaz. Kimi der ki, cemaat blok oy kullanır, her ilde Ak Parti’yi yıkabilecek muhalif partinin adayını destekler. Kimi derki cemaat, mutlaka gücünü göstermek isteyecektir bu nedenle seçimlerde ana muhalefet partisinin arkasında duracaktır. Bu görüşte olanların en büyük ikna gerekçeleri de bir diyalog ve işbirliği zemini hazırlamaya yönelik olarak, CHP genel başkanı Kılıçdaroğlu’nun ABD’’de cemaate yakın isimlerle bir araya gelmesi.

Bunların hepsi olabilir, mümkündür. Velakin cemaat daha şimdiden TBMM’de temsil ediliyor. Ak Partiden ihraç istemiyle parti disiplin kuruluna sevk edilen Kütahya milletvekili Prof Dr İdris Bal, parti kararını beklemeden istifa etti. Memleketinde kabalalık bir kitle tarafından merasimle karşılandı. İdris Bal’ın neden böyle pervasızca hareket ettiğini anlamak için Polis Akademisi kökenli olduğunu bilmek gerekiyor. Başbakana küfürlü mesajlar gönderen bir diğer cemaat mensubu ve Polis Akademili Önder Aytaç’ın da arkadaşı. Bu ikilinin Ak Parti’ye yönelik tepkileri birazda Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesindeki cemaat mensuplarının tasfiyesinden kaynaklanıyor.

Cemaat şimdilik tek kişilikte olsa bir partiyle TBMM’de temsil ediliyor. Bu tek kişilik partinin genel başkanı İdris Bal, muhtemelen mahalli seçimler sonrasında cemaatin kuracağı söylentileri ayyuka çıkan yeni siyasi örgütlenmenin sivil yüzü olacaktır. Belki yeni katılımlar beklenebilir. Ancak asıl iştiraklerin, üç dönem milletvekilliği yapan 60 civarındaki Ak Partili siyasinin içinden hatırı sayılır bir grubun dehaletiyle gerçekleşeceği söyleniyor.

[email protected]