Dolar

42,7348

Euro

50,2120

Altın

5.943,14

Bist

11.318,89

Camiler Hz İsa’yı bekliyor..!

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-10-21 15:29:56

Camiler Hz İsa’yı bekliyor..!
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın girişimi ile Ekim ayının birinci haftası Türkiye genelinde Camiler Haftası olarak kutlanıyor. Arapça “cem” kökünden türeyen, “toplayan, bir araya getiren” anlamındaki “cami” kelimesi başlangıçta sadece Cuma namazı kılınan büyük mescitler için kullanılmış olan "el-mescid'ül cami" (cemaati toplayan mescit) tamlamasından kısaltılarak alınmış. Mescit; secde ya da namaz mahalli anlamında ve başların sadece Allah için eğildiği yer manasında. Cami de, cemaati bir araya toplayan, cemeden kurum.

15 Ekim 2013 Salı günü Isparta’da Kurban Bayramı namazını kılmak nasip oldu. Babam ve oğlumla üç kuşak yan yana aynı safta namaza durmanın huşusu içinde manevi iklimi teneffüs etmek bambaşka bir duyguydu.

Ancak Hocaefendi hutbeye çıktığında gözüm ister istemez caminin kubbesine takıldı. Yer yer akan, boyaların döküldüğü bir görüntü camiye mahzunluk veriyordu. Lakin diğer taraftan caminin duvarları adeta elektronik eşyaların sergi raflarına dönüşmüştü.

Pervaneler, çalar saatler, klimalar, elekrikli sobalar, ışıklı levhalar neredeyse mabedi teknoloji çöplüğüne döndürmüştü. Hocaefendi ve üçbeş cami müdavimi soğuk kış günlerinde üşümesin diye caminin kaloriferleri ha bire zaten yanıyordu. Kalorifer yakıtının bitmek üzere olduğu, kömür alınacağı bayram namazına gelen cemaatten yardım istenmesiyle anlaşıldı.

Aklıma Yahudilerin ibadet yerlerini asli maksadından uzaklaştırmaları ile mücadele eden Hz İsa geliverdi. Maalesef mahalle aralarına serpiştirilen camilerimiz de emeklilik günlerinde rahat vakit geçirmek isteyen bir jenerasyonun uğrak mahalline dönüşmüş. Oysa Allah Elçisinin İslama davetinde mescitlerin rolü unutuluvermiş. Diyanet İşleri Başkanlığı sevinebilir, binlerce cami, yüzbilerce personel mevcut. Camilerin mihrabı yerinde velakin ruhuna el fatiha...!

Başkanlık, israfa dair hutbe okutuyor. Ancak kendine bağlı ibadethanelerdeki israfı görmezlikten mi geliyor merak ediyorum doğrusu? Sıklıkla halılar değişiyor. Her teknolojik yenilikten camilerin nasiplenmesi için din görevlileri ve cemaat adeta birbiriyle yarışıyor. Lakin cemaatin keyfiyeti ve kemmiyeti buna değer mi bilemiyorum? Biliyoruz ki Peygamber Efendimiz sade bir yaşantı sürdüğü gibi ibadet mahallinin de sadeliğini bizzat kendi dönemindeki uygulama ile bizlere göstermişti.

Camilerin ihtişamı ile dini müesselerin ucube bir hüviyete dönüşmesi nasıl olur da dikkatlerden kaçabilir? Alın bakın Müslümanların beş vakit yöneldiği Kabe’ye! Mukaddes mekanın etrafını sarıp sarmalayan devasa oteller, alışveriş merkezleri gönlümüze maalesef hüzün düşürüyor.

Kabe’nin etrafını genişletmek bahanesi ile yapılanlar yürek sızlatıyor. Osmanlı hatırası revakları kaldıranlar, Kabe’yi yeni hali ile sanki AVM’ye dönüştürdüler. Hac’dan dönen bir dostum, tavaf ederken başını yerden kaldırmadığını söyledi. Neden diye sorduğumda, “Kabe’yi kuşatan oteller zincirinin kutsal mekanın uhrevi havasıyla ters düştüğünü” belirtti.

Mademki “Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte onların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur. Tevbe, 9/18” Mademki “Allah’ın, yüceltilmesine ve içlerinde adının anılmasına izin verdiği evlerde hiçbir ticaretin ve hiçbir alış verişin kendilerini, Allah’ı anmaktan, namazı kılmaktan, zekâtı vermekten alıkoymadığı birtakım adamlar buralarda sabah akşam O’nu tesbih ederler. Onlar, kalplerin ve gözlerin dikilip kalacağı bir günden korkarlar. Nur, 24/36-37” O halde Allah’ın tavsif ettiği müminlerden olmaktan bizleri alıkoyan nesneleri, anlayışları Hz İsa gibi bir kenara itelemek boynumuzun borcu olsun.

[email protected]

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Gain Medya operasyonunda yeni gelişme

Haber Ara