Büyük Birlik Partisi Ak Parti’ye karşı!

Büyük Birlik Partisi, merhum Muhsin Yazıcıoğlu’yla özdeşleşmiş bir parti. Muhsin Yazıcıoğlu’nun MHP’den kopuş sürecini hatırlayanlarımız, Başbuğun karizmasına meydan okuyan bu genç ülkücüleri kimin teşvik ettiğini nasıl merak ettiğimizi de anımsar. Bir rivayete göre, yeni partinin kurulmasını Turgut Özal’ın kardeşi Korkut Özal’ın finans ettiği, Fethullah Gülen Hocaefendi’nin de Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarına manevi destek (!) verdiği söylenmişti. Konuyu en iyi bilenlerden Muhsin Yazıcıoğlu şaibeli helikopter kazasıyla Hakkın rahmetine kavuştuğundan ismi geçen diğer zevatın tarihin önünde tanıklığına ihtiyaç var.

Ankara İlahiyat Fakültesi mezunu Mustafa Destici’nin, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanlığına seçilmesiyle birlikte, Ak Parti ile mesafeli durmaya özen gösterdiği dikkatlerden kaçmamıştı. Büyük Birlik Partili bazı bürokratların görevlerinden alınması, bürokraside pasifize edilmeleri, bu camiada rahatsızlık sebebiydi. Buna rağmen Ak Parti’ye karşı Büyük Birlik tabanında ciddi bir karşı koyma talebi hissedilmiyordu. Hatta Anayasa oylamasında, ‘yetmez ama evet’çiler arasında yer aldılar.

Çarşı her şeye neden karşı bilinmez ama Büyük Birlik Partisi’nin Ak Parti karşısında mevzilendiğini iddia etmek için medyum olmaya gerek yok. Günümüzün en devasa ana muhalefet partisi paralelcilerin, yayın organlarına ve televizyon kanallarına bakıldığında, Büyük Birlik Partisi’nin oy oranının fevkinde bir ilgiyle manşetlere taşındığı görülüyor. Sayın Mustafa Destici’nin demeçlerine tahsis edilen gazete sütunları ve televizyon haber sürelerine bakıldığında, sanırsınız iktidar partisinin genel başkanına ihtimam gösteriliyor. BBP’nin MHP’den kopuşunda etkin odakların, halen bu parti üzerindeki nüfuzlarını devam ettirdiği anlaşılıyor.

17 Aralık darbe girişimi ile netleşen cemaat-Ak Parti ayrışmasından sonra, cemaat mensuplarının, cemaat tabanının önümüzdeki yerel seçimlerde Ak Parti’ye oy vereceklerini sanmak resmen safdillik olur. Bazen paralelcilerin yayın organlarında köşe tutan birkaç mücadeleci ismin, “-bizim gidecek yerimiz yok, CHP’ye oy verecek değiliz ya, kanımız aksa Ak Parti akar” türünden akla ziyan beyanlarına rastlanabiliyor. Lakin içimizden bastıramadığımız bir ses de, “-yapmayın etmeyin, yılanla, oduncunun hikâyesini unutmayın, yılanın kuyruk acısı var oduncunun da evlat acısı..!” diye haykırıveriyor.

Büyük Birlik Partisi’nin Türkiye genelinde oy oranına bakıldığında Ak Parti’ye fazla bir kayıp verdirmesi söz konusu değil. Her ne kadar genel başkanın bazı açıklamaları paralel yapının yayın organlarında manşete çekilse de, belki de kendi iradesine rağmen tetikçilik yaptırılmaya çalışılsa da, reel politik açıdan cürümü kadar yer yakacak olduğundan, tüm bunlar Ak Parti’ye sinek vızıltısı hükmünde gelir, gelebilir…

Fakat öyle bir defacto durum var ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara’da Ak Parti’nin seçimi kaybetmesine yol açabilir. Malumunuz geçen seçimlerde Keçiören Belediye Başkanlığında bulunan Turgut Altınok, piyasaya sürülen kaset görüntülerinden dolayı Başbakan Erdoğan tarafından aday yapılmadı. Başbakanın bu kararı vermesinde Ankara Büyükşehir belediye Başkanı Melih Gökçek’in etkili olduğu biliniyor. Turgut Altınok, Ankara ve ilçelerinde belediyecilik hizmetlerinden dolayı sevilen bir isim. En azından Keçiören ilçesinde tek başına seçim alabilecek kadar şahsi oylara sahip olduğu söyleniyor.

İşte Büyük Birlik Partisi, seçim santracında adeta Melih başkana şah çeken bir hamle yaptı ve onun ezeli rakibi Turgut Altınok’u Keçiören ilçesinde belediye başkan adayı gösterdi. Yine bir önceki seçimlerde MHP’den Büyükşehir belediye başkan adayı olan ve %27 civarında oy alan Mansur Yavaş, bu seçimlerde CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı. Turgut Altınok’un Keçiören’de kendisine oy veren seçmene, büyükşehirde Melih Gökçek’e oy vermelerini söylemesi hayal dahi edilemez. Kendisi gibi MHP kökenli CHP adayı Mansur Yavaş’a oy vermelerini söyleyebilir, teşvik edebilir.

Görüldüğü gibi böylesi bir durumda Ak Parti’nin Ankara ve ilçelerinde seçimi kaybetmesi, siyasi bir kaosa yol açabileceğinden, bu duruma en çok paralel yapının sevinçle el ovuşturacağını söylemek hiçte mantık dışı kabul edilemez. Oyun kurucu mahfiller, Turgut Altınok’u Büyük Birlik Partisi’ne, Mansur Yavaş’ı da CHP’ye yerleştirerek, Ak Parti’ye seçim hezimeti yaşatmanın kararlılığında olduklarını ciddi bir şekilde kamuoyuna ihsas ettirmişlerdir. 17 Aralık’ta düğmeye basanlar, ister post ister dost modern darbeci deyin, anlayın yani işte onlar, gırtlaklarına kadar bu stratejinin içindedir.

Alın bakın Büyük Birlik Partisi genel Başkanı Mustafa Destici’nin son konuşmalarına. Eskisehir’de katıldığı partisinin aday tanıtım toplantısında, HSYK yapısının değiştirilmesini eleştirerek, ‘TBMM artık milleti temsil etmemektedir’ açıklamasını yapmıştır. Bu sözlerin ne manaya geldiği ayan beyan ortada. Bu şu demek, Ak Parti hükümeti meşru değil, bir an önce iktidarı terk etmeli. Kimin ekmeğini yiyorlarsa onun kılıcını sallıyorlar gibi ağır bir ithamda bulunmadan, bu icraat, tavır ve konuşmalarıyla, paralel yapının ekmeğine yağ sürdükleri, cemaat ile Ak Parti arasında yangına körükle gittikleri söylenebilir. Partinin ismiyle müsemma olmayan bir şey bu ya hu..!

Twitter:@oc320c39

[email protected]