Dolar

42,7348

Euro

50,2120

Altın

5.943,14

Bist

11.318,89

Avrupa’da ırkçılık hortluyor Romanlara sürgün yolda…

13 Yıl Önce Güncellendi

2014-04-17 11:21:01

Avrupa’da ırkçılık hortluyor Romanlara sürgün yolda…
Üniversitede okuduğumuz yıllarda bir grup öğrenci arkadaşımızla neşrettiğimiz ‘Rind’ isimli bir dergiyi unutmam mümkün değil. Kıt kanaat öğrenci harçlıklarımızla yayınladığımız bu dergi, maliye ve emniyetin yasal zorunluluk gördüğü yaptırımlardan kurtulmak için ‘ortak kitap’ adı altında okuyucu ile buluşuyordu. Emir Kustirica’nın yönetmenliğini yaptığı ‘Çingeneler Zamanı’ isimli filmi İzmir’de seyredince, bir arkadaşımızdan çingeneler hakkında dergiye bir makale yazmasını istediğimi hatırlıyorum. Coğrafyacı Emin Gürses, ‘Ben bir Çingeneyim gümüş zurna neyime?’ başlıklı yazısını getirdiğinde, bir solukta okumuş ve dergide yayınlamıştık. İlk o zaman öğrenmiştim bizim gariban çingenelerin Hint soylu olduklarını.

Gerçi günümüzde Çingene adlandırması yerini Roman etnik terimine bırakmış durumda. Kendileri de Çingene denilmesinden rahatsızlık duyuyor. Bazen camilerde vaaz veren Hoca efendiler, bu toplumu rencide etmemek için misal vermek gerektiğinde Kıpti terimini kullanmayı tercih eder. Hatta koca Ragıp Paşa’ya ait, “Şecaat arz ederken merdi Kıpti sirkatin söyler.” ifadesinde geçen Kıpti sözcüğü Çingene yerine kullanılmıştır. Anlamı da; “Çingenenin merdi yiğitliğini anlatırken hırsızlığını söyler...” şeklindedir. Güneydoğu illerimizde ne Çingene, ne Roman ne de Kıpti sözcükleri kullanılmaz. Bu topluma mensupları ifade etmek için ‘Karaçi’ denilir. Avrupalı Romanlar ile karşılaştırıldığında, 3 ila 7 milyon arasındaki Roman yurttaşın yaşadığı Türkiye’de, her açıdan daha rahat oldukları söylenebilir.

Avrupa ırkçı fikirlerin kıtasıdır. İkinci Dünya Savaşının Alman ırkının üstüne inanan Nasyonal Sosyalistlerin Führeri Adolf Hitler, binlerce insanı toplama kamplarında gaz odalarında imha etmiş bunu da ari ırkın selameti uğruna yaptığını söylemekten çekinmemişti. Nazilerin en çok nefret ettiği Avrupalı toplulukların başında Romanlar geliyordu. O günden bu güne çok şeyin değiştiği görülmüyor. Romanlara yönelik ırkçı söylem ve yaptırımların yeni mekânı Fransa. Fransa’da yapılan belediye seçimlerinde aşırı sağcı Ulusal Cephe (FN) ilk turda belediye başkanı çıkarmayı başardı. Bu, Fransa’da milliyetçilerin artık kurumsallaştığı şeklinde değerlendiriliyor. Yerel seçimlerde seçmen tarafından ağır bir şekilde cezalandırılan Fransız sosyalistleri yeni genel başkanla yola devam ediyor. Yeni isim Cambadélis, Başbakan Merkel’e yönelik sert eleştirileriyle dikkat çekmişti. Siyasi gözlemciler, Mayıs ayındaki Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde parti içinde iki kanat arasındaki mücadelenin partinin imajını daha da zedeleyeceğine dikkat çekiyorlar.

Fransa Roman göçmenler konusunda belki de Avrupa'nın en sert politikalar izleyen ülkesi. Romanların yaşadığı kamplar polis tarafından düzenli olarak yerle bir ediliyor, sonra yeniden kuruluyor. Her yıl binlerce Roman sınır dışı ediliyor, fakat ülkedeki Roman sayısı yıldan yıla yine de değişmiyor. Fransa’nın başkenti Paris’te bir karakolda, mahalledeki Romanların tespit edilip, kovulmasını öngören iç yazışmanın basına sızması, sivil toplum örgütlerini ayağa kaldırdı. Le Parisien gazetesinde yayınlanan iddianın, sivil toplum örgütlerinin sert tepkisini çekmesi üzerine İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve, bir açıklama yapmak zorunda kaldı ve söz konusu iç yazışmanın kaldırıldığını bildirdi. Cazeneuve, yaptığı yazılı açıklamada, "Karakoldaki söz konusu iç yazışma iptal edildi, polisin bir grubu hedef alarak takibi söz konusu değil" ifadesini kullandı. Fransa Irkçılıkla Mücadele Derneği ise yaptığı açıklamayla "ayrımcı" bulduğu uygulamayı kınayarak bu tür politikaların cumhuriyet değerlerine aykırı olduğunu bildirdi.

Fransa’da çoğu Romanya ve Bulgaristan'dan geldiği tahmin 20 bine yakın Roman yaşıyor. Fransa'nın Romanlara yönelik sert politikaları, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi'nin sert tepkisine yol açıyor. Fransa eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy Romanların yaşadığı 300 çadır kampın yıkılması için emir vermişti. Cumhurbaşkanlığı’nın talimatı uyarınca Fransa’da yaşayan kaçak Roman göçmenler sınır dışı edilmiş, Sarkozy Roman kamplarının kaçakçılık ve fahişelik kaynağı olduğunu söylemişti. Kendisinin Macar Yahudisi bir soydan geldiğini unutan Sarkozy’nin bu sözleri yenilir yutulur değildi. Eğer yanlış hatırlamıyorsam Sarkozy için ta Dışişleri Bakanlığı yaptığı yıllarda Macar Çingenesi denilmişti.

Uluslararası Af Örgütü, Fransa’nın 300 Roman’ı, suçla mücadele çerçevesinde sınır dışı etmesini kınamış, örgüt Fransa’nın etnik bir grubu suç işliyor gibi göstermek yerine, ayırımcılıkla mücadele etmesi gerektiğini vurgulamıştı. Af Örgütü, Fransız hükümetinin bu tür açıklamalarının, Romanlara ayırımcılığı daha da körükleyeceğini ve etnik kökeni nedeniyle hiç kimsenin sınır dışı edilmemesi gerektiğini de hatırlatmıştı. Avrupa Birliği, Vatikan ve Paris Başpiskoposu, Fransa’nın Romanları sınır dışı etmesi tarafından da kınamaktan geri kalmadı.

8 Nisan Dünya Roman günü. Geçtiğimiz yıllarda yaşanan, Romanlara ilişkin insan hakları ihlalleri uluslararası toplumu kaygılandırmıştı. Bazı Roman asıllı Amerikalılar da Amerika’da ayrımcılığın hala bir sorun olduğunu ve bunun en çok çalışma hayatında kendini gösterdiğini söylüyor. Birçok Amerikalı Romanlar hakkında fazla bir şey bilmiyor. Çingene deyince biliyorlar ama çingenelerin etnik bir grup olduğundan haberleri yok. Amerikalıların gözünde çingenelik bir nevi Cadılar Bayramı kostümü gibi bir şey. Amerika’da Romanlar egzotik ve uzak bir kültür olarak algılanıyor. Amerika'da Roman karşıtı gösteriler düzenlenmiyor. Ancak bazı Roman asıllı Amerikalılar işyerlerinde ayrımcılığa maruz kalmaktan şikâyetçi.

2 Nisan'da Macaristan'daki aşırı sağcı Jobbik partisi üyeleri Romanların suç faaliyetlerini eleştiren bir protesto düzenledi. Parti karşıtı insan hakları gruplarının düzenlediği karşı protesto ise polis tarafından güvenlik nedeniyle engellendi. Dünya Bankası Başkanı James Wolfensohn, Roman olarak da bilinen çingenelere uygulanan ayrımcılığın sona erdirilmesi için tüm Avrupa ülkelerini birlikte hareket etmeye çağırdı. Wolfensohn, Romanların yüzyıllardır ayrımcılığa uğradığını belirtti ve bunun istikrarı bozan yanlış bir politika olduğunu sözlerine ekledi. Dünya Bankası tarafından yayınlanan bir raporda Romanların Avrupa’nın en hızlı büyüyen azınlık grubu olduğu belirtiliyordu. Aynı raporda, Romanların Avrupa’daki diğer topluluklara oranla çok daha fakir olmasının nedeninin işsizlik ve eğitimsizlik olduğu da kaydedildi.

İki yılda Yunanistan başta olmak üzere İspanya ve İtalya’yı saran ekonomik kriz ve artan işsizliğin sonucu çalıştıkları ülkelerden göç eden Romanların Almanya’yı tercih ettiklerini belirtiyor. İspanya ve İtalya’da kriz öncesinde otel ve restoran sektörlerinde çalışma olanağı bulabilen Romanlar Almanya’da inşaat sektöründe şanslarını deniyor. Ancak bazı Alman televizyon programlarında ve gazetelerinde dilenciliğin, hırsızlığın arttığı, Romanların sosyal yardım imkânlarından hile yaparak yararlandıkları yolunda çıkan haberler göçmenlere karşı önyargıların ve dışlayıcı tavırların artmasına neden oluyor. 250 bin Roman asıllının yaşadığı Çek Cumhuriyetinde yıllardır uygulanan ve Avrupa Birliği tarafından da desteklenen Roman Projesi kapsamında Brüksel fonlarından yüklü miktarda maddi destek alınmıştı. Araştırmalar bu yardımlara rağmen Çek Cumhuriyetinde yaşayan Romanların şehir ve köylerin gettolarında yaşamaktan kurtarılamadığını ortaya koyuyor.

Ak Parti iktidarının Roman açılımı, dünyada bir örnek model teşkil ediyor. Türkiye’de yasal olarak roman vatandaşların ayrımcılığını belirginleştiren hiçbir düzenleme yok. Bilakis her Türk vatandaşın sahip olduğu yasal haklardan, onlarda yararlanıyor. Fransa’da yaşananlar insanlığın yüz karası. İnsanın bu müptezellere dönüp yüzlerine tüküresi geliyor. Sonrada kalkıp Türkiye’ye insan haklarından söz ediyorlar. Edeb Ya Hu..!

Twitter:@oc320c39

[email protected]

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Gain Medya operasyonunda yeni gelişme

Haber Ara