Dolar

42,7348

Euro

50,2120

Altın

5.943,14

Bist

11.318,89

Avrupa Birliği'nin Kırım’a karşı Kıbrıs kozu!

13 Yıl Önce Güncellendi

2014-03-13 09:16:52

Avrupa Birliği'nin Kırım’a karşı Kıbrıs kozu!
Türkiye bir taraftan sandığa koşuyor, diğer taraftan Suriye ve Kırım gibi uluslararası sorunlarla boğuşuyor. AB ile müzakerelerini yürütürken NATO üyesi olarak hem AB hem de ABD ile uluslararası anlaşmalar çevresinde yükümlüklerini yerine getirmeye çalışıyor. Dünyanın yeni ekonomik devi Çin’le ekonomik ve siyasi ilişkilerini sıcak tutmanın gayreti içinde. Rusya Federasyonu ile bırakın 3. sınıf fakir yakın komşularını AB ülkeleri ve ABD’yi dahi kıskandıracak boyutta balayı yaşıyor. Bu balayının beyazperdeye yansımasını tv dizilerinden izleyebilirsiniz. Yakınlarda gösterime giren Seyit ve Şura’ bu dizilerden biri. Rusyada çekiliyor. Bir Kırım Türkü Subayın Çar ordusundaki ilişkileri anlatılıyor. Başkent Ankara’nın sokaklarında Slav ırkının fiziki özelliklerini taşıyan yüzlerce Rusla karşılayabiliyorsunuz. Hatta Başkentin Kızılay, Ulus, Bahçeli gibi semtlerinde elindeki akordiyon ya da akordionla Kalinka seslendiren sokak çalgıcılarının çoğu Rus uyruklu.

Tüm bunlar olurken, Avrupa Parlamentosu'nun 2013 Türkiye Raporu 153 hayır'a karşı 475 evet oyuyla kabul edildi. AP’de 153’e karşı 475 oyla kabul edilen Türkiye raporu, son yılların en eleştirel içeriğine sahip belgesi olmasının yanı sıra Türkiye açısından ibrenin giderek olumsuza kaydığını gösteriyor. Avrupa Parlamentosu, Ankara'yı özgürlüklerin kısıtlandığı ve Kopenhag kriterlerinden uzaklaştığı gerekçesiyle eleştiriyor. Şimdiye kadar çıkan "en sert Türkiye raporu" olarak nitelendirilen metinde, Gezi Olayları ve 17 Aralık süreci ağırlıklı olarak yer aldı. Rapordaki bence en dikkat çekici değerlendirme Kıbrıs’la ilgili. Avrupa Parlamentosu'nun 2013 Türkiye Raporu’nda Kıbrıs konusunda ise, Türkiye'ye vakit kaybetmeden BM Deniz Hukuku Konvansiyonu'nu imzalaması çağrısı yapılıyor ve Kıbrıslı Rumların meşru ekonomik alanlarının tanınması isteniyor. Türkiye'ye "Adadan askerini çek" mesajı veriliyor. Neden acaba?

“Adadan askerini çek” mesajının arka planında Türkiye’nin Kırım’da takip ettiği politikanın Avrupa Birliğini rahatsız etmesi söz konusu olabilir mi? Türkiye’nin Kırım’da anahtar ülke konumunda olması, bunları rahatsız ediyor anlaşılan. Kırım Türkleri aslında çok da zor durumda değiller. Kırım’da yaşayan 300 bin civarındaki Türk nüfusun Türkiye’ye güvenmesinin yanı sıra, Kırımda konuşlu Ukrayna ordusunun Ruslar müdahale etmeden önce, Ruslar haricindeki etnik unsurlara ve özellikle Kırım Tatarlarına olası Rus işgaline karşı direnmeleri koşuluyla, başta ağır silahlar olmak üzere mühimmat ve silah dağıttığı biliniyor. Bazı istihbarat kaynakları; Kırım Tatarlarının 20 binin üzerinde silahlı milisi bulunduğunu ve Rus ordusu ile çatışma durumunda Rus askeri birliklerine ciddi kayıplar verdirebileceklerini belirtiyor.

Hatta Kafkaslarda Rus ordusunun takibinden kaçan Çeçen milislerden yüzlercesinin daha şimdiden Kırım’da boy göstermeye başladığı da gelen haberler arasında. Yani Türkiye’nin ve Kırım Türklerinin rızasını almadan Rus ordusunca Kırım’a yapılacak her türlü askeri siyasi müdahalenin çokta başarı şansı bulunmuyor. Rusya dengeleri gözetmezse, Kırım yeni Suriye olabilir. Dünyanın dört bir tarafından Müslüman Kırım Tatarlarına yardım ve cihad için binlerce İslam savaşçısı gönüllü Kırım’a akın eder, oraları mekan tutar. Afganistan tecrübesi nedeniyle Rusya’nın böylesi bir tehlikeli oyuna kalkışacağına ihtimal vermeyen diplomatik çevreler, Rusya’nın Kırım Türklerinin siyasi, kültürel ve ekonomik haklarının iyileştirilmesi yönünde adımlar atarak sorunu çözmeye çalışacağı değerlendirmesinde bulunuyor.

Bu nedenle olsa gerek; Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Kırım Tatar Milli Meclisi eski Başkanı ve Ukrayna milletvekili Mustafa Cemil Kırımoğlu ile görüşmek istediği öğrenildi. Mustafa Cemil Kırımoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kırım'daki son durumla ilgili konularda Rusya'ya bağlı Tataristan'ın eski Cumhurbaşkanı Mintemir Şaymiyev ile görüşme konusunda daha önce anlaştıklarını söyledi. Kırımoğlu, bundan haberdar olan Putin'in Şaymiyev'e, "Kırımoğlu da razı olursa görüşebiliriz" mesajı verdiğini belirtti. Kırımoğlu’nun bu açıklamasının ardından Rusya’nın Sesi; Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’nın Yüksek Rada’sında milletvekili olan Kırım Tatar Milli Meclisi eski Başkanı Mustafa Cemiloğlu ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini haber verdi.

Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı Basın İdaresi tarafından çarşamba günü İnterfaks ajansına verilen bilgide, “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve yıllar boyunca Kırım Milli Tatar Meclisi başkanlığını yapmış olan Ukrayna Yüksek Rada’sı milletvekili Mustafa Cemiloğlu arasında uzun süren bir telefon görüşmesi gerçekleştirildi” denildi. “Bilindiği üzere, Moskova’da bulunan Cemiloğlu, Tataristan’ın eski Cumhurbaşkanı Mintimer Şaymiyev ile de bir görüşme yaptı” açıklamasında bulunan Kremlin Basın İdaresi ayrıca, “Telefon görüşmesi esnasında Putin ve Cemiloğlu, referandum arifesinde Kırım’ın durumunu değerlendirdi” dedi.

Kırım Türkleri üzerinden Rusya’ya yönelik sıkıştırma politikası yapan ABD yetkilileri, belki bilerek belki de bilmeyerek Türkiye’nin elini güçlendiriyor. Amerika’nın Türkiye eski büyükelçisi Marc Grossman, Kırım’da da Rusça konuşan çoğunluk kadar Türkçe konuşan Tatarlar’ın haklarının da korunması gerektiğini, Ukrayna’da tarafların silahlı çatışma istemediğini söyledi. Marc Grossman’ın ardından ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Rusya'ya yönelik sert açıklamalar yaparak, ''işlerin hızlıca çirkinleşebileceği'' uyarısında bulundu. ABD Başkanı Obama da, Rusya'yı sert bir dille uyararak, Kırım’daki referandumu reddettiklerini söyledi. Ukrayna’nın içinden geçtiği dönemdeki ekonomik sıkıntılarına yardım etmek için IMF’nın desteğinin yanı sıra ABD’nin 1 milyar dolar desteği olacağını belirten Obama, bir soru üzerine, Kırım’daki referandumu reddettiklerini belirterek,“Bunun meşruluğunu reddediyoruz, Ukrayna anayasasına aykırıdır” dedi.

Rusya parlamentosunun alt kanadı Devlet Duması Başkanı Sergey Narışkin, Kırım halkının referandum sonucu Rusya Federasyonu’na bağlanma kararını alması durumunda Kırım Tatarlarına verilen garantileri destekleyeceklerini ve teyit edeceklerini açıkladı. Kırım parlamentosu, Kırım Tatar halkına haklarının sağlanması ve Kırım toplumuna entegre olması hakkında bir karar kabul etti. Parlamentonun basın dairesinden ITAR-TASS ajansına verilen bilgiye göre belgede, “Yeni Kırım Cumhuriyeti Anayasası’nın onaylanması sırasında şu garantilerin öngörülmesi: Kırım Tatar diline, Rus ve Ukrayna dilleriyle eşit olarak resmi dil statüsünün tanınması, Kırım Tatarların ilçe ve kent konseylerinde ve diğer organlarda temsil edilmesi garantisinin verilmesi, Kurultay ve oluşturduğu Kırım Tatarlarının milli özyönetim organlarının tanınması” ifadesi yer alıyor.

Kırım Hükümeti tarafından yapılan açıklamada, 16 Mart’ta yapılacak olan referandumdan hangi sonuç çıkarsa çıksın, şu an Kırım’da kullanılmakta olan üç dilin de korunacağı taahhüt edildi. Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosu Başkanı Vladimir Konstantinov, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi: ‘‘Avrupa Bölgesel Diller ve Azınlık Dillerini Koruma Anlaşması’na uymaya devam edeceğiz. Şu an üç dilli bir yapıya sahibiz. Ukrayna’nın bize karşı yapmış olduğu yanlışları tekrarlamayacağız. Hem Ukraynaca, hem Kırım Tatarca, hem de Rusçayı yaymaya ve geliştirmeye devam edeceğiz’. Kırım Yüksek Konseyi Başkanı Vladimir Konstantinov, Rusya'ya bağlanmayı referandum katılacak vatandaşların % 85'inin destekleyebileceğini açıkladı. Rusya parlamentosunun alt kanadı Devlet Duması Başkanı Sergey Narışkin, Kırım halkının referandum sonucu Rusya Federasyonu'na bağlanma kararını alması durumunda Kırım Tatarlarına verilen garantileri destekleyeceklerini ve teyit edeceklerini açıkladı.

Twitter:@oc320c39

[email protected]

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Gain Medya operasyonunda yeni gelişme

Haber Ara