Avrupa Birliği’nden yerel seçim sonuçlarına darbe!

Türkiye yerel seçim değil genel seçim havasında. Erbakan Hoca’nın dediği gibi oldu her şey. İsmet Özel’in tasnifine de benziyor biraz. Malum şair insanları ikiye ayırır hani? Şair ve vesair diye. Tamda bunlara benzer bir siyasi tablo var karşımızda. Ak Parti’ye karşı hangi parti sonuca daha yakınsa, o siyasi partinin çatısı altında toplanılıyor. Bir zamanlar Refah Partisi’nin MHP ve IDP ile seçim ittifakına karşı çıkan Hocaefendi, şimdi rüyanızda görseniz inanmayacağınız siyasi teşekküllerle yan yana…

Ama onlara sorarsanız; bu ittifaktan Ak Parti ve liderinin söylemleri sorumlu. İktidar partisi Fethullah Gülen ve takipçilerini Kürtlere, Ergenekon davası sanıklarına ve Alevilere hedef gösterdiği için, camiada adı geçenlere düşman olmadığını göstermek için onlara siyasi destek sunuyor. Bir taşla iki kuş vuracaklar, hem siyasi düşmanları Ak Parti’yi iktidardan uzaklaştırarak cezalandıracaklar hem de adı geçen grupların düşmanlıklarını savuşturacaklar. Ülke barışına katkı için bunu yaptıklarını söylüyorlar. Takdir sizlerin.
Bir bakıyorsunuz, CHP, MHP ve Camia aynı kulvarda kol kola. Hatta hızını alamayan CHP yetkilileri Güneydoğu’da BDP’nin desteklenmesini isteyince, o ilçedeki CHP belediye başkan adayı bu tavsiyeyi ahlaksızlık olarak niteleyip adaylıktan çekilmiş, partisinden de istifa etmişti. Bununla kalsa iyi ya, Oslo görüşmelerinde Ak Parti’yi terör örgütüne taviz vermekle ve vatana ihanetle suçlayan malum camia, sözde dini ve millî hassasiyetine rağmen Van’da oyların, terör örgütünün siyasi kolu olarak nitelenen BDP’ye verilmesi propagandasını yapıyor. Gözü dönmüş bunların…

Örneğin Ankara’da Melih Başkana karşı Mansur Yavaş’ın şansı yüksekse, Büyükşehir Belediye başkanlığında oylar Mansur’a yani CHP’ye, belediye meclisi içinde oylar MHP’ye verilecek. Ankara’da Ak Parti’ye karşı CHP+MHP+BBP+CAMİA birlikte hareket ediyor. Amaç, Ak Parti’ye karşısında muhalefetin oy oranını yükseltmek, Ak Parti’nin oylarını alabildiğine aşağıya çekmek.
Politik ortamda bunlar yaşanırken, Türkiye sandığa teknik açıdan hazırlandı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, yerel yöneticilerini seçmek üzere anayasal bir hak olan oy kullanma işlemini 30 Mart Pazar günü sabah saat 7 ile öğleden sonra saat 16 arasında gerçekleştirebilecek. Türkiye genelinde 26 milyon 704 bin 757’si kadın ve 25 milyon 991 bin 75’i erkek olmak üzere toplam 52 milyon 695 bin 832 seçmen oy kullanacak.

YSK yanı sıra, AKP ve CHP seçmen bilgileriyle ilgili özel internet siteleri oluşturdu. Her iki parti de seçmenlere 30 Mart günü kendi oy kullandıkları sandıktaki sonuç bilgilerini kontrol etmek için çağrıda bulundu. Türkiye seçime giderken ülkede yaşayan azınlıkların da yerel siyasete daha fazla katıldığı görülüyor. Azınlık gruplarının en büyük talepleri daha fazla demokrasi.
Financial Times gazetesi, 30 Mart yerel seçimleri öncesinde Ankara'yı şiddet korkusunun sardığını yazdı. Gazete belediye başkan adayları Melih Gökçek'le Mansur Yavaş arasındaki mücadelenin Türkiye'nin siyasi yönünü belirleyeceği değerlendirmesinde bulundu. Gazetede yer alan habere göre, 30 Mart'ta yapılacak yerel seçimler öncesi seçimlerin sabote edileceğine yönelik iddialar ortalıkta dolaşıyor. Adaylardan arka arkaya gelen 'provokasyon' uyarıları ise gerginliği daha da tırmandırıyor.

Seçim sonuçlarına yönelik provokasyon haberleri ve şaibe söylentileri şimdiden alabildiğine pompalanıyor. Gezi olayları ve 17 Aralık darbe girişiminde alaşağı edemedikleri Ak Parti iktidarını yerel seçimde sandığa gömme planları tutmazsa, Şimdiden bahane hazırlığı peşindeler, iktidara ve oy veren seçmene pislik atmanın hazırlığını yapıyorlar. Sandıkta hile yapıldığı iddiasını ortaya atacaklar. Mükerrer oy kullanıldı diyecekler, sandıkları çalıp oy pusulalarını ve seçim tutanaklarını imha edecekler. Muhalefet içine odaklanmış bazı şer odaklarının siyasi suikastlar düzenleyebileceği ortaya atılıyor atılmasına da asıl arbede, sandıklar açıldığında sandık başında yaşanacak gözüküyor.

Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi, aldığı bir kararla şimdiden yerel seçim sonuçlarını tanımayacağı sinyalini verdi. Türk hükümetinin 30 Mart yerel seçimlerine gözlemci gönderilmesi için Avrupa Konseyi’ne yaptığı davet 'geç kalındığı' gerekçesiyle reddedildi. Ankara’nın, 30 Mart seçimlerini Türkiye’nin değişik kentlerinde denetlemesi için Avrupa’nın yerel idarelerini çatısı altında toplayan Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’ne (AYBYK) gönderdiği davet geri çevrildi. AYBYK tarafından yapılan açıklamada, davetin “çok geç gönderildiği” gerekçesiyle reddedildiği bildirildi.

Böylelikle üstü örtülü şekilde yerel seçimler protesto ediliyor ve seçim sonuçları şimdiden geçersiz kabul ediliyor. AYBYK’nın Avusturyalı başkanı Herwig van Staa, Türk hükümetinin 20 Mart’ta Avrupa Konseyi’nin Strasbourg’daki merkezine ilettiği daveti “memnuniyetle karşıladıklarını”, ancak “lojistik nedenlerden ötürü seçim denetleme misyonuna 10 gün içinde hazırlanamayacakları için” daveti geri çevirmek zorunda kaldıklarını söyledi. AYBYK başkanı, seçim misyonunun; durum analizi, hangi seçim bölgelerine gidileceğinin belirlenmesi, hangi ülkelerden kaç vekilin katılacağına karar verilmesi ve seçim öncesi yapılacak görüşmeler gibi kapsamlı ön hazırlık gerektirdiğini hatırlattı.

AYBYK’nın Türkiye aleyhine yorumlanabilecek bir başka kararı da, “Viranşehir belediye eski başkanı Leyla Güven ve Türkiye’deki diğer tutuklu yerel seçilmişler meselesi” başlıklı raporunu ezici oy çoğunluğu ile kabul ederek Ankara ve Ak Parti’ye ciddi uyarılarda bulunması. İçlerinde yüzlerce Kürt seçilmişlerinin de bulunduğu ve toplam sayıları 10 binlere yaklaşan Kürt siyasi tutuklularının durumuna atfen “böylesi Avrupa’da hiç görülmedi” tespitinde bulunan rapor, Genel Kurulda tartışılarak onandı.

AYBYK’nın Ankara’nın davetini reddetmesiyle 30 Mart seçimlerine Avrupa'dan resmi heyet gelmeyecek. Avrupa Parlamentosu'nda bir grup üyenin, “hukukun üstünlüğü, erkler ayrımı ve insan haklarına saygı konularında yapısal sorunlar olduğunu” gerekçe göstererek Türkiye’ye heyet gönderilmesi için Avrupa Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle’ye yaptıkları başvurunun da Ankara açısından hiçbir resmi temeli bulunmuyor. Buna rağmen Avrupa’dan çok sayıda siyasi veya siyasi parti temsilcisi “gayriresmi” kimlikle seçim günü Türkiye'de olacak. Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Avrupa’da birçok siyasi partiyi “gayriresmi uluslararası gözlemci” olarak 30 Mart seçimlerini Güneydoğu’da izlemeye davet etti.

Twitter:@oc320c39

[email protected]