Dolar

42,7290

Euro

50,2866

Altın

5.958,79

Bist

11.286,81

Alisiz Alevilik kimin icadı?

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-10-04 11:27:36

Alisiz Alevilik kimin icadı?
Alevilik Türkiye’nin sosyokültürel bir gerçeği. Selçuklulardan başlayarak günümüze kadar kendi çağında resmi otorite tarafından dışlandığı gibi yönetimlerle çatışan bir geleneği var. Halk kültüründe Hz Ali cenkleri önemli bir yer kaplar. Kan Kalesi’nden tutun da Kesikbaş hikâyelerine kadar duymayanımız yoktur. Hz Ali’nin cenklerinden sonra Emevilerin iflah olmaz düşmanı, Ehlibeyt sevdalısı Eba Müslüm Horasani’nin kahramanı olduğu menkıbeler, Anadolu’da İslam’ın yayılmasında büyük hizmetler üstlenmiş Battal Gazi ve yoldaşlarının harp hikâyelerini hangimiz bilmez? Her anlatılan hikâye, okunan her destan, yakılan her ağıtta bu İslam azizlerinin hatıraları yaşatılmaya çalışılır. Türkiye’de bırakın Alevi/Bektaşi aileyi hiçbir Sünni aile çocuklarına, Ehlibeyt katillerinin isimlerini çocuklarına ad koymaz. Ama her ailede Ali, Hüseyin, Hasan, Zeyneb, Fatma isimlerine rastlamak mümkündür.

Aleviliğin kökleri İslam irfanından beslendikçe Allah’ın Arslanı, İlmin Kapısı, Peygamber Efendimizin damadı, Hz Fatıma’nın eşi, Peygamberimizin gözünün nuru torunları Hz Hasan ve Hz Hüseyin’in babası, İslam’ın Halifesi Hz Ali’nin mirası yaşayacak ve yaşatılacaktır. Kendi çağında nasıl iki büyük zulüm odağı Perslere (Farslar) ve Bizans’a karşı çıktıysa, günümüzde de yolunun takipçileri asrımızın zalimlerine meydan okuyacaktır. İşte Alevilik gerçeğinin provoke edilmek istenmesinin asıl nedeni burada karşımıza çıkmaktadır. Sömürgeciliğin keşif kolu Oryantalizm, bütün gücüyle Aleviliğe saldırıyor, içini boşaltmaya çalışıyor, Aleviliği kendi kontrolü altına almaya uğraşıyor. Asıl amaçları Alisiz Alevilik icat etmek.

Bu nedenle Alevilik araştırmaları finans ediliyor. Aleviliğin binlerce yıl öncesi Anadolu’da yaşayan putperest toplumların inançlarına uzandığı iddia edildiği gibi Orta Asya Şamanizmden izler taşıdığı ileri sürülüyor. Hatta Hz Ali’nin kolektif bilinçaltının yaratması, tarihi ve sosyal gerçekliği olmayan bir fenomen olduğu dahi gündeme getiriliyor. Sınıf temelli, etnik temelli ama Alisiz bir Alevilik inancı için tüm bunlar. Alisiz Alevilik en çok onların işine geleceğinden var güçleriyle bu tezlerini Alevi toplumuna kabul ettirmek peşindeler. Bilin ki kim Alisiz Alevilikten söz ediyor, kim Alevilik ile İslam arasına duvar örüyor işte o ve onlar, oryantalist yetiştirmesi, ülkemizde beşinci kol faaliyeti yürüten yabancı istihbarat örgütlerinin yerli işbirlikçileridir, casuslarıdır.

Gezi olayları ile başlayan süreçte hayatını kaybedenlerin Alevi kökenli olması, cenazelerinin Cem Evlerinden kaldırılması önemli bir gösterge. Aşırı sol örgütlerin kendilerine taban bulmak için Alevi toplumunda örgütlenmeye gittikleri malumun ilanı. Marjinal örgütlerin yabancı gizli servislerin kontrolüne girmeleri daha kolay olduğundan bu örgütlerin sınır ötesinden gelen talimatları yerine getirme noktasında hayli başarılı oldukları söylenebilir.

Aleviler kendi yenilenmelerini kendileri gerçekleştirmek zorunda. Yoksa yabancı servislerin sureti haktan görünerek kurdukları Alisiz Alevilik tuzağına düşmeleri işten bile değil. Alevilerin yıllardır karşı çıktıkları Diyanet İşleri Başkanlığı; Alevi/Bektaşi klasiklerini günümüz Türkçesiyle neşretti. Kitab-ı Cabbar Kulu, Seyyid Alizade Hasan b. Müslim’in Hızırname’si, Virani Baba’nın İlm-i Cavidan’ı Hacı Bektaş Veli’nin Makalat ve Velayetname’si, Kaygusuz Abdal’ın Dil Güşa’sı, Kitab-ı Dar ile Dastan-ı İbrahim Edhem gibi Alevilik ve Bektaşiliğin başucu eserleri okuyucu ile buluştu.

Aleviler bunları okuyor mu acaba? Aleviliğe yönelik çalışma yapanlar sadece Batılılar değil. Japonların da bu alanı boş bırakmadığı görülüyor. Örneğin Tunceli Üniversitesi'nde Japon bir antropolog Alevilik dersi veriyor. Sophia Üniversitesi'nde antropoloji alanında yüksek lisansını ve doktorasını tamamlayan Yrd. Doç. Dr. Hiroki Wakamatsu çalışmalarının da etkisiyle Alevi bir Müslüman olduğunu söylüyor. 4 Ekim 2013 tarihli Hürriyet’’in haberine göre; “Japon Alevi antropolog Yrd. Doç. Dr. Hiroki Wakamatsu, Tunceli Üniversitesi Alevilik Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı. Bingöl Üniversitesi’nin düzenlediği “Geçmişten Günümüze 1. Uluslararası Alevilik Sempozyumu”nda konuşmacıydı. Demokratikleşme Paketi’ni Aleviler için olumlu bulan Wakamatsu, “Cemevleri aceleye gelmemeli” diyor.”

Sınır komşumuz İran, Türkiye’de yaşayan Caferilerin yanı sıra Alevi/Bektaşi kesimi kendi resmi ideolojisinin ihracı hususunda potansiyel taban görüyor. Şii patentli Alevi/Bektaşi internet sitelerinin bir çığ gibi büyümesi, her geçen gün sayılarının artması dikkat çekiyor. Ben de bazılarına üyeyim yakından takip ediyorum. Türkiye’de Alevi kesimle diyalog çalışmalarında Diyanet İşler Başkanlığı’nın yanı sıra ön plana çıkan diğer oluşumlar Fethullah Gülen Hocaefendi’nin cemaati ile Büyük Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof Dr Haydar Baş’ın cemaati. Aleviler bu bilgi bombardımanı karşısında ne yapacaklar bunu zaman gösterecek.

Ama iktidarın zoruna gitse de bir hatırlatma yapmadan geçemeyeceğim. Gezi olaylarından sonra hayatını kaybeden Alevi gençlerin ailelerine taziyeye gidilmeliydi. Onları dışlayan bir söylem, her zaman fitnecilerin ekmeğine yağ sürecektir. Kanayan yaranın bir an önce kapanması için gerekli adımlar atılmalı. Aleviler üzerindeki mahalle baskısının kalkması için gerekli önemler alınmalı. Yabancı istihbarat örgütlerinin Alevilere yönelik faaliyetlerine izin verilmemeli. Türk-Kürt çatışmasından sonra Alevi-Sünni çatışmasının başka türlü önüne geçilemez.

[email protected]

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Ela Rümeysa Cebeci tutuklandı

Haber Ara