Dolar

42,8502

Euro

50,7113

Altın

6.184,38

Bist

11.356,06

Gazeteci darbeci işbirliği; Mustafa Balbay?ın darbe günlükleri

18 Yıl Önce Güncellendi

2009-03-20 09:24:00

Gazeteci darbeci işbirliği; Mustafa Balbay?ın darbe günlükleri

 

Mustafa  Balbay'ın  darbe  günlükleri  gündeme  bomba  gibi  düştü. 2.  darbe  günlükleri  bunlar. Darbe  günlükleri  denilince Özden  Örnek akla geliyordu. Artık  Mustafa  Balbay da hafızalarda  yerini  alacak. Darbe  günlüklerinin   ikisi  de birbiriyle  örtüşüyor. Ergenekon savcısı  Öz'ün  Özden  Örnek'in  ifadesine  başvuracağını  öğrenmemizden  hemen  sonra  patlayan  bu günlükleri  Balbay  şaşırarak  karşılıyor  ve  ?ben  onları  bilgisayardan  silmiştim?  diyor. Ama  uzmanlar  çok  titiz  bir  çalışma  ile  bilgisayardan  silinenler  arasından  bu  çok  mahrem  konuşmaları  buluyor.  Bu  günlükler    diğer  adı  geçen  paşaların da  savcı  Öz'ün  önüne  gitmesini  gerektirecek.

 

Darbeciler  meğer  neler  tasarlamış? İki  darbe  günlüğü de  birbirini  tamamlayan  unsurlar  içeriyor. Darbecilerin   siyasi  gelişmelerin  hoşlarına  gitmeyen  bir şekilde  gitmesinden  dolayı  medyayı,  STK'ları  ele  geçirip  yeni  bir  darbe  girişiminde  bulundukları  aşikar. 28 Şubat  kesmemiş  onları. Eski komutan,  yeni  STK  başkanı  Şener  Eruygur'un  galiz  küfürlerle  dönemin  önemli  siyasi  kişiliklerini  andığını  aktarıyor  Balbay.  Aralarında  en  çok  darbe  sever  özelikler  arzeden  Şener  Eruygur .  Son  derece  öfkeli  ve  muhteris  paşa  örnekleri  var. Kendi  aralarında  meslektaşlarını  darbeden  yana  ve  darbeye  karşı olarak  tasnif  etmişler. Hatta  darbe  sonrası  bakan ve  müsteşar   adlarını  da  belirlemişler. http://www.haber7.com/haber/20090317/Mustafa-Balbayin-sok-eden-gunlukleri.php

 

Medya'yı  da  bir  güzel  terbiye etmişler. Balbay'ın    günlüğünde geçen  ifadelere  göre  Yaşar  Büyükanıt,   Aydın  Doğan'a   neden  her  gün  gazetelerinizin  birinci  sayfasında  türbanlı  bir  bayan  fotoğrafı  var?  diyor. (Başörtüsünü  meşrulaştırmamak  gerektiğini  emrediyor) Büyükanıt     daha  sonra  arkadaşlarına  ?Yahu,    adama bunu  dedik  o da  gazetesine  Hülya  Avşar'ın  poposunu  koymuş  bu  kez?  diyor. Utanarak  aktardığımız  bu  ifadeler darbeseverlerin  ne  denli  traji komik  işler  yaptığını  açığa  çıkarıyor. Aydın Doğan telaşla  bir türlü  orta yolu  bulamıyor  demekki!... Medya  patronlarının  paşalar  karşısında  kendilerini  nasıl  hissettiklerinin  bir  fotoğrafı  bu. ?Başörtülü  fotoğraf  olmasın?  emrinin  medya  patronunun  zihnindeki  yansıması  bu  demekki.  Bunlarla  sonuç  alamayınca  Tuncer  Kılıç  paşanın,  Abdullah  Gül'e  ?Ben senin yerine olsam, karının örtüsünü çıkarırım. dedim. Kendi kararı dedi. Ben de insan karısına hakim olamaz mı dedim. Bunlar bize iyi yaklaşmaya çalışıyor ama, değişmediler?   dediğini  okuyoruz  Balbay'ın  darbe  günlüklerinden. O  zamanlar  bir başbakana  bunu  diyenler    Hayrünnisa  hanımın  başörtüsü  için  27  Nisan  muhtırası  yayınlamışlar  ve  ne  kadar  rezaletler  çıkarmışlardı,   biliyoruz.

 

Darbeci  paşalar  dernekleri, rektörleri, sendikaları  sokağa  dökecek  ve  ?Sarıkız?  darbesini  yapacakmış. Bunu  beceremeyince  daha  romantikleşmişler ve  ?Ayışığı? adını  verdikleri  bir  başka  darbe  hazırlığına  girişmişler. Ayışığı altında  10. yıl  marşları  söyleyerek darbe planları  yapıyorlardı  demekki. O   zaman    modaydı,    her  törende  10.  yıl  marşı  ile  ilkokul çocuklarının  kullandıkları  bayrakları  ellerinde  sallarlardı,  bu  darbe adları  bize    poz  veren  tören  görüntülerini  hatırlatıyor.

 

Darbeciler çeşitli taktikler  peşinde koşmuş. Düşman  gördükleri    Ak  Partiyi  ilkönce  parçalamak  istemişler. Bunun  olmadığını  görünce  MGK  toplantılarında  imalar  ve  ağır  hakaretler  yöneltmişler  hükümet  üyelerine. ?Çankaya  sağlam?  diye  gevrek  gevrek  gülerek  aralarında  darbe  yapma  ile  ilgili  şakalaşmalarda  bulunmuşlar. Bunlar  ile  bir  yere varamayacaklarını,  darbe  yapamayacaklarını   görünce  ise  Şener  Eruygur  şunları  söylemiş.

 

?- Yapılması gereken nedir? Şimdi darbe olmaz. 28 Şubat benzeri durum da zor. Artık tecrübe de kazandılar. Ama, yapılacak şu, korkutup yerlerinde tutmak, kendi hedefleri bakımından bir şey yapamacakları bir yerde tutmak. Biz bunu yapmaya çalışacağız.? Bu ifadeler   parti  kapatma  girişimlerinin  arka  planındaki  düşüceleri de  açıklıyor  aslında. Yenemediğim  bir  gücü  tehdit  altında  bırakarak  felç  halinde  bırakayım  düşüncesidir  bu.

 

Hızını  alamayan  Eruygur  paşa ?Ben çağdaş giyim esastır diye broşürler hazırlattım, gönderiyorum. Atatürk'ün zamanında kadının özgürlüğünü, giyimini gösteren fotoğraflardan broşür yaptırdım. MGK'da hiç yeri olmadan, lafım kesilmesin diye çıktım irticayı konuştum? 

Bunları orta vadede parçalayabiliriz... Asıl iş CHP'de. Onların bir şeyler yapması lazım. Onlardan uygun olanları cesaretlendirmek lazım?  2003  yıllarından  hatırlıyoruz. Askeri  kaynaklı  olduğu belli  olan  başörtüsünü   öcü  gibi  gösteren  afişlerin gazetelere,  derneklere  asılırdı.

 

Darbe  günlüklerinden  alıntı  yapmakla  bitmez. Genel  durum şu. Kifayetsiz  muhterisler  darbe  sevdası  içinde  kıvranıyorlar  ama  bir türlü  taşı  gediğine oturtamıyorlar. Gazetecilerle  oturup  oturup  dertleşiyorlar. Bir  türlüde  işin  içinden  çıkamıyorlar. İşin  iyi  tarafı  şu.Allah'dan  darbeyi  yapamıyorlar.Yoksa  bu  trajikomik  halleri  ile  Dalton'lardan  beter  bir  duruma  düşecekler. Tel  tel  dökülen yapıları  içinde  bir  darbe  yapsalar  bile  memleketi  yönetemeyip  ?yok mu  bu memleketi    içine  düşürdüğümüz  felaket  durumdan  kurtaracak  birileri?  diyecekleri  belli. Bu  görüşüme  geçtiğimiz  günlerde  açıklama  yapan  eski  meclis başkanı  Bülent  Arınç  bir başka  versiyonu  ile  eşlik  ediyor.? Bu  darbeci  paşalar  devrinde  iyi ki  savaşa  girmemişiz  yoksa  memleket  perişan  olurdu zira  adamların  darbe  düşünmekten  savaş  düşünecek  hali  kalmamış?  diyerek  nefis  bir  durum  tahlili  yapıyordu. Genelkurmay'ın  darbecilerin  sözcülüğüne  soyunarak   buna  cevap  yetiştirmeye  çalışması  ise  bu  son  gelişmelerle artık  yorum yapmaya  gerek  duyulmayacak  bir noktada  olduğumuzu  gösteriyor.

 

Özden  Örnek'in  darbe  günlükleri  için  MAZLUMDER  iki  ayrı  kez  suç  duyurusunda  bulunmuş  ve  sivil  mahkeme  dosyayı askeri  mahkemeye  göndermişti. Askeri  yargı  ise Genelkurmay  adli  müşavirliğinde  dosyayı  2  yıldır  bekletiyor. MAZLUMDER  bu  kez  konuyu  AİHM'e taşımıştı. Bu  son  ortaya  çıkan  günlük ise Türkiye'de  çift  başlı bir  yargı yapısının  ne  kadar hukuk dışı  bir  durum  oluşturduğunu  ortaya  koyuyor.

Hurşit  Tolon'un  son  yayınlanan  ses  kaydı  ise  şöyle  diyor. Askerle polisin ilişkilerini değerlendiren sesin, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'la ilgili söyledikleri ise oldukça dikkat çekici; ?Celalettin'i emniyet genel müdürünü sıkar yaa. Şeyi sıkar yaaa Vali'yi. Bu telefonu açar bu ordu komutanı, yapmayın etmeyin, çıldıracağım, açar bana bak vali, o emniyet müdürüne söyle ayaklarını keserim haa der tak kapatır.? Darbe  sevdalılarının    devletin  bir başka  kurumuna  bakışı da  bu  işte.

Türkiye  ilerliyor,  gelişiyor.Bir  muz  cumhuriyeti  olmadığını, olamayacağını,  olmaması  gerektiğini  gösteriyor. Elinde  güç  olup da  saçma  sapan  işler  peşinde  koşanlar  bu  yarışta  dökülüyor. Tarihin  karanlık  sayfalarında yerlerini  alıyorlar. Türkiye  bu  badireleri  atlatacak. Artık  bu  ülkede  halkın  üstünde  bir güç  olamayacağını  tüm  darbe  girişimcileri  anlayacak

www.omerfarukgergerlioglu.blogcu.com

 

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Maç öncesi Fatiha ve İhlas suresi

Haber Ara