Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, borç batağına saplanmış, devlet iflası eşiğindeki Yunanistan'ın kredi notunu 4 kademe daha indirdi.

Piyasalarda Moddy's'ten Yunanistan'a 'yeni bir darbe' diye verilen haberin asıl ilginç tarafı, bu not indirimine rağmen Yunanistan'ın 'güvenilirlik notunun' hala Türkiye'nin üzerinde olmasıydı.
Darbe Yunanistan'a mı yoksa Türkiye'ye miydi?  Yıllardır küresel finans ağalarıyla kozmik dans eden Türkiye'nin, son bir yıldır yükselen bölgesel güç olma vehminden fazla hazzedilmediği biliniyor.
Küresel finansın liginde oynarken bir yandan bölgede başka hesaplara ve heveslere soyunan Türkiye'ye, iki yerde oynama fırsatı doğal olarak verilmeyecek. 

ABD kökenli kredi derecelendirme notörlerinin, icralık Yunanistan'ın üst üste notunu düşürmesine rağmen Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülke olma seviyesinin Yunanistan'ın altında kalması 'siyasi işaret' olabilir..
İthalata bağımlı, yarı montaj üretimli, cari açığı yüksek ve istihdamsız büyüme becerisine sahip Türkiye'nin ahvali, Yunanistan'dan daha  mı vahim.

Yoksa son dönemde Ortadoğu'da tarihsel, kültürel hayallerini diriltmeye girişen hükümete, Türkiye'nin ekonomik bağımlılığını onayan ve uyaran yeni 'kapalı' mesajlar gelecek mi ?..                    
Diğer yandan IMF ve AB'nin 110 milyar euro tutarındaki 'istikrar paketiyle' finanse edilen Yunanistan'ın, 2012 yılına kadar büyüme hızı sıfır olacak, GSMH'nın % 115'ine varan kamu borçlarının 2014'e kadar indirilmesi planlanırken, bunun hayal olduğu biliniyor.
Çünkü Yunanistan'ın borçlanma faizleri çok dramatik ve ödenemez boyutlarda.

Zaten yardım paketi de Yunanistan'ın mali çöküşüyle ipi çekilen Euro Bölgesi'ni azgın finans ataklarına karşı piyasa endişelerini giderici bir önlemdi ama Avrupa'nın çöküşünü durduramadı.
Artık 'kendisini' krize çeviren günümüz kapitalizmi, siyasi ve ekonomik Avrupa'yı yeniden şekilleyecek gibi.  
Bu yüzden kredi derecelendirme kuruluşlarının borç kıskancındaki Bulgaristan'a, hacizli İzlanda'ya bile Türkiye'nin üzerinde yer vermesi ve Kazakistan, Peru, Guatemala, Romanya, Fas ve yeni batık ülke Macaristan'ın notunun yüksek olması manidar.    

Türkiyenin bölgesel güç olma motivasyonuyla sarıldığı 'stratejik derinlik' politikalarına küresel finans açıktan gözdağı verecektir..
Küresel kriz öncesi bankaları kolladıkları için güvenilirlikleri sorgulanan kuruluşlar, piyasanın iplerini hala ellerinde tutarak, manipüle ettikleri küresel algıyla piyasaları birkaç dakikada darma dağın edebiliyor. Uluslararası mali sermayenin boyunduruğuna ve otoritesine tabi Türkiye'nin, Ortadoğu'da demokrasi ve insan hakları mümessilliği yaparken neoliberal sistemin şubesi olduğunu hatırlatmak zorunluydu.
'Derin akıl' İran'la, hem Ortadoğu'da 'güç olma' yarışını sürdürüp hem de İran için stratejik 'uranyum takas' anlaşmasını kotaran Türkiye'nin likitide banyosu yaptığı zamanlar geride kaldı.

Piyasa algısını yöneten ABD'li kredi derecelendirme kurumları piyasaların % 80'ine hakimler.  Verdikleri tartışılır kredi notlarıyla ülkelerin, hükümetlerin, şirketlerin piyasa gücünü belirliyorlar.
Sıcak paranın 'yüksek karlılık' akışını yönlendiren kriterlere ülkelerin 'siyasetlerini' ve 'dış politikalarını' da dahil ederek yaptırım güçlerini yükseltiyorlar.    
 
Türkiye gibi küresel sisteme göbekten bağlı ülkelerin 'ekonomisiyle' ilgili ürettikleri algı yatırımcı şüphesini yükseltip, sıcak parayı buharlaştırabilir...
Dış politikada kafası karışık çıkışlar yaparken ülke içinde 'piyasalaştırma'  taarruzunu süratle yükselten Türkiye'nin Yunanistan'ın altındaki kredi notunun aslında neleri söylediği çok yakında anlaşılabilir.