Yerel seçimler pazar günü yapılıyor. Bu seçimlerle, siyasi haritamızın çok da değişmeyeceği, birkaç ufak rötuşla yetineceği öngörülüyor.
Ancak bu yerel seçim kampanya döneminin bizim için yegane kazanımı üç yeni siyasetçiyi yakından tanıma fırsatı oldu.
Numan Kurtulmuş, Mansur Yavaş, Kemal Kılıçdaroğlu siyasi hayatımızın beyefendileri olarak zihnimize yerleşti.
Gün geçtikçe bulanan, çirkinleşen, aşınan siyasi arenaya taze bir nefes gibi girdiler.
Şahin, yırtıcı siyasi figürler arasından çocuklarımızı emanet edeceğimiz itimatla gönlümüze ulaştılar.
Epey zamandır yorgun düştüğümüz ve kafamızın çok karıştırıldığı bir tarihi kavşaktan toplumca geçiyoruz.
Türkiye olarak siyasi mücadelenin daracık bir mecrada sıkıştığına tanıklık ediyoruz.
Bu üç isim, geleceğin siyasetini kuracak isimler olabilir.
Ortak özellikleri, geldikleri siyasi çizginin katı ve bağnaz alanını aşabilmeleri.
Temsil ettikleri ideolojik referansları üniversalist bakışlarla genişletebilmeleri.
Onlar, zihinlerinde toplumlarını derin hatlarla bölerek ve ötekileştirerek arkasını dönenlerden değiller.
Yani; ideolojinin insanı azımsıyan, kendini yücelten işleyişine karşın, insanı ve toplumu siyasetin üzerine taşıyorlar.
Bu yüzden de siyasi rakipleriyle girdikleri yarışta da üslup ve usul olarak alışılmadık bir tarz oluşturdular...
Hakaret, sataşma, çamur atma, belden aşağı vurma, ispiyon gibi siyasi tarihimizin müptezel alışkanlıklarına tenezzül etmediler.
Kendilerini mağdur olarak da sunmadılar, mağrur da değillerdi, çünkü kendileri gibiydiler.
Dahil oldukları siyasi parti organizasyonuna 'dogma' düzeyinde biat etmiyorlardı.
Önce kendileri oldular sonra partilerini temsil ettiler.
Çalışma hayatlarındaki sadakat ve liyakate herkes dikkat etsin!
Siyasete katılmanın temel amacının rant olduğu günümüzde, bu yeni siyasi profili önemseyelim.
Söylemleri, hak arayışı, hukuk arayışını partizanlık üstü bir dille kuruyorlar.
Siyasi tuzaklara düşmeden toplumun bütününü çağıran bir tarzda.
Meydanlardaki haşin seslerin yanında onların seslerinde güven ve kendilerine inanç vardı.
Kendilerini övme, abartma geleneksel terbiyemize ve onlara göre de ayıptı.
'Ben' diye başlayan cümlelerle egoseverliğin yarışında onlar 'Ben' demekten imtina ediyorlardı.
Seçkinlik de zaten böyle bir tutumu gerektirir.
İhtiraslarına yenilmiş siyasetçi eskileriyle dolu yakın geçmişimiz ve onların icraatlarıyla bugün hala uğraşmak zorunda kalıyoruz
'Bağırmanın', bir şey söylemenin yolu olmadığını öğreten örfümüz onlarla can buluyor.
Onları izlerken, kimi zaman bir modernist Tanzimat paşasını, kimi zaman Cumhuriyet kadrolarındaki idealist bürokratları hatırlıyoruz.
Geçmişimizin rafine, vasıflı, ahlakını varlığında yaşayan siyasetçilerini çok aradığımız zamanlardayız.
Numan Kurtulmuş, Mansur Yavaş, Kemal Kılıçdaroğlu üç ayrı siyasi partiye mensuplar.
Onları anlamak ve desteklemenin geleceği de desteklemek olabileceği günlerdeyiz.
Siyasetin yeni beyefendilerine de yer açalım.
Siyasetimizin yeni beyefendileri
18 Yıl Önce Güncellendi
2009-03-26 05:07:00
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Haber Ara
Yorum Yap