Petrol bağımlısı kapitalist düzen, agresif teknolojisiyle Meksika Körfezi'nin 1.5 km derinliğinde doğaya tosladı.
Doğal kaynakları riskli ve pervasız yöntemlerle ele geçirme yarışındaki tüketici sistem Meksika Körfezi'nde neden olduğu çevresel kirliliği durduramıyor.
19 gün önce Meksika Körfezi'ndeki bir petrol platformun batmasıyla okyanus tabanında açılmış kuyudan, her gün 5 bin litre ham petrol denize karışıyor.
İki haftada 6 milyon litre ham petrol denize yayılırken deniz yüzeyindeki petrol örtüsü de 2O bin kilometre kareye ulaştı.
Denizin 1.5 km derinliğine kuyu açan 'petrol hırsının' güvenlik zafiyetli teknik koşulları yeni yeni sorgulanıyor.
Bilim adamları oluşan aşırı kirliliğin doğal yaşam üzerindeki yıkıcılığının uzun yıllar süreceğini ve 400'den fazla canlı türünün tehdit altında olduğunu bildirdiler..
Petrol'ün denize karışması devam ederken, deniz yüzeyindeki petrol tabakasını temizlemek için yapılan yakma işleminden ortaya çıkan kimyasal gazlar, çevrede başka bir kirliliğin nedeni oluyor.
Denizin derinliklerine çöken petrolün yoğun kısmını çözündürmek amacıyla kullanılan zehirli kimyasalların ise denizdeki eko yaşamı bitireceği konuşuluyor.
İki gündür çelik ve beton karışımı 90 tonluk dev bir baca sızıntı yerine indirilmeye çalışıyor ama işe yarayıp yaramayacağı bilinmiyor.
Petrolle kaplanmış canlı yaşamdaki yıkımın boyutları tahmin edilemezken, olayın ekonomik bilançosu çıkarılmaya başlandı...
Hisseleri piyasalarda 30 milyar düşüş yaşayan BP, 15 milyar doları aşan temizleme maliyetini karşılayacağını açıkladı.
Ama doğanın sınırlarına ulaşmak için, kendi teknolojik sınırlarını şaşıran yaşam yıkıcı kapitalist sistem kendini sorgulamıyor.
Binlerce yıllık ekolojik-sistemin varlığını yok etmenin etik sonuçları değil tazminat maliyetleri ve ekonomiye etkisi tartışılıyor.
ABD İçişleri Bakanı Salazar, BP'in kuyu açma faaliyetleri sırasında çok büyük hatalar yaptığını söyledi.
ABD şimdilik BP'yi suçlasa da ABD'in ulusal yani küresel çıkarları için BP'le kadim dayanışmasını yürütecektir...
Biliyoruz ki üretilebilir petrol rezervlerine erişimde ABD ve küresel petrol şirketleri gözü kara bir dayanışma içinde.
Dünyanın en büyük petrol tüketicisi ABD tüketiminin yarısını ithal petrolle karşılıyor, ABD ekonomisinin motoru sanayi sektörünün yaşamsallığı petrole bağlı.
Bu yüzden ulusal güvenlik stratejisi de petrol kaynaklarına ve hatlarına dönük hegemonik/militer politikalardan ibaret..
BP ise, dünyanın ikinci büyük devi ve diğer Amerikalı üç petrol şirketiyle (Exxon, Amaco, Chevron) dünyadaki karbondioksit salınımının yüzde 10'undan sorumlu, bu yüzden son yılllarda 'imaj' ve logo çalışması yaparak kendini yeşil şirket ve çevre dostu olarak sunuyor.
Oysa Irak başta olmak üzere petrol üretiminde kullandığı ucuz yöntemlerin çevre kirliliğini misliyle artırdığı kayıtlarıyla mevcut.
2006 yılında da Alaska'nın Prudhoe Körfezi'ndeki BP'in hasarlı çürük borusundan yayılan petrol kirliliği de ABD ve BP arasında gerginlik yaratmıştı.
Bunun üzerine BP Alaska'daki petrol sahasını kapatma kararı almış ve petrol piyasaları ters yüz olmuştu.
Ama sonra kazanan yine petrol olmuş ve BP üretim sahasına tam kapasitesiyle geri dönmüştü..
Şimdi de yeşil şapkalı Obama ve BP en kısa sürede petrol üretimine başlamanın çaresine bakacaklardır.
Akşam
Yorum Yap