Uludere'nin arkasını ve önünü görmek

Uludere saldırısı sonrası hata mı, kasıt mı, ihmal mi olduğu çok tartışıldı ve ne yazık ki şuana kadar da tatmin edici bir cevap gelmedi.

Bu cevap tam anlamıyla gelmediği için Roboski üzerinden suiistimaller de devam ediyor ve edecek. Eğer bu suiistimallerin önüne geçmek istiyorsak burada hata, kasıt veya ihmal yapanları teşhir etmeli ve daha sonra da Uludere’de hayatını kaybedenlerin aileleri ile helalleşmeliyiz.

Uludere’de yaşananların zamanlamasına baktığımda ben baştan itibaren bunun bir kasıt olduğunu ve bunun üzerinden siyasetin dizayn edilmek istendiğini belirtiyorum. Ancak ne hikmetse hükümet burada kendisine kurulan bu tuzağı bazı bakanlarının söylemleri ile meşru hale getiriyor.

İstihbaratı kimin verdiği tartışmaları gündeme gelirken meselenin istihbaratı kimin verdiğinin değil, o uçakları kimin kaldırdığının olduğunu ve sonuç itibariyle de sonuca bakmamız gerektiğine inanıyorum

Uludere’de gerçekleşen eylem zamanlamasının bağımsız olmadığını, GES Komutanlığı devrinin göz ardı edilemeyeceğini ifade ederken, buradan bir kasıt aradığımı ifade etmiştim.

Her olayda Ergenekon vb. yapıları arayan özellikle dindar basının da mesele Uludere olunca bir koruma refleksi ile hareket etmelerinin de sorgulanması gerektiğini düşünüyorum.

Uludere’de siyasal iradeye karşı kurulan tuzağın konuşulmamasını istemek, bu olayın kapanması noktasında telkinde bulunmak ne vicdanidir ne de siyasal iradenin hayrınadır. Bu tarz bir talep bu tuzağı, bu kanlı oyunu kuranların ekmeğine yağ sürmektir.
Uludere’den beri merak ettiğimiz sorunun cevabını İçişleri Bakanı İdris Naim şahin verdi. Şahin NTV canlı yayınında Nilgün Balkaç’a, Uludere'de 34 vatandaşın hayatını kaybetmesine neden olan olayda 'vur' emrini Hava Kuvvetleri'nde görüntüleri izleyen komutanların verdiğini açıkladı.

Şahin, "Emri Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı vermiş değil. Ben de 81 ildeki olayları anlık yönetecek değilim. Bunu sorgulamak bile yanlıştır. Mutlaka yönetim sorumludur. Yanlıştan yukarısı da sorumludur. Olayı anlık yönetecek, askeri ve emniyet yetkililerdir. Emri Ankara’da o görüntüleri analiz eden komutanlar vermiştir" dedi.

Bakan Şahin, emri verenin “Hava Kuvvetleri'nde görüntüleri izleyen, olayı analiz eden komutanlar olduğunu ve öyle gözüktüğünü ifade ederken aynı zamanda kamuoyunun beklediği soruların da cevabını vermelidir. Vermelidir ki, bu mesele üzerinden suiistimaller yaşanmasın.

Uludere’de yaşananları, yaşatılanları asla kabul etmek mümkün değildir, Bunun üzerinden siyasi bir rant etmeye çalışmakta ahlaki değildir. Ahlaki olmayan bir durumda bunun bir hata ile geçiştirilmesidir.

Uludere meselesini GES Komutanlığı’nın devrinden bağımsız düşünmek doğru değildir. Amerikan Wall Street Journal Gazetesi’nin haberibi predator satışından bağımsız düşünmek hemen arkasında İsrail’in Türkiye’ye dört adet Heron’u vereceği ile ilgili haberlerin çıkması arasındaki bağı es geçmeyelim.

Uludere üzerinden yaptığımız tartışmalarda dökeceğimiz gözyaşlarının kime yarayacağından ziyade bu göz yaşlarını dökmemek için oyunların farkında olalım.

Orada 34 insan da öldürüldüğünün de farkına varırsak, meseleye de biraz insani yaklaşabilirsek, yada kendimizi o insanların yerine koyabilirsek, istenilen adalet talebini ve yüreklerin soğumasını sağlayabilmeliyiz.

Kime yararsa yarasın, insanlığımız, dinimiz, vicdanımız bunu gerektiriyor.

Haksızlık kimden kime karşı gelirse gelsin karşı durmayı öğrenmeliyiz.