Dolar

42,7011

Euro

50,2143

Altın

5.907,12

Bist

11.456,34

CHP Kurultayı ve Suriye CHP Kurultayı ve Suriye

15 Yıl Önce Güncellendi

2012-02-27 07:33:33

CHP Kurultayı ve Suriye CHP Kurultayı ve Suriye

Suriye sorunu, sadece bu ülkenin kendi içindeki iktidar dengelerini değil, genel anlamda bölgenin tüm iktidar süreçlerini etkileyecek bir karaktere sahip. Dolayısıyla da en başta Türkiye olmak üzere, bölgenin önemli aktörlerinde yaşanan hemen tüm kritik gelişmelere Suriye penceresinden bakmak daha doğru görünüyor.

Dün CHP’deki olağanüstü kurultayı izlerken zihnimde bunlar vardı. Kaset kriziyle genel başkanlık koltuğuna oturan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 2011 genel seçimlerinde listeler üzerinde istediği hakimiyeti sağlayamadığı, hatta deyim yerindeyse kafasının hayli karışık olduğu söylenebilir.

Nitekim bu kafa karışıklığı, kelimenin tam anlamıyla saçma ve gereksiz ‘yemin krizi’yle daha da derinleşti. Kılıçdaroğlu, yemin etmeme inadından vazgeçip Meclis’e döndükten sonra hala aynı tavrı sürdüren İsa Gök’ü, dünkü kurultayda karşısında görünce neler hissetti bilmiyoruz. Ama tablo manidardı.

Deniz Baykal kurultaya gelmedi, İsa Gök’ün ısrarlı ve inatçı girişimi, bir siyasi şovun ötesine geçemedi. Ama aynı zamanda siyasi partilerimizde demokrasi mücadelesinin ne anlama geldiğini sergileyen kötü bir örnekti her yönüyle!

Önder Sav’ın ‘mağlup güçler’i teselli eden sözleri ve duruşu iki gerçeğe işaret ediyor. İlki, artık ortada resmen olmasa da iki CHP olduğu. İkincisi, bunlardan birisinin kendisine tez vakitte bir ‘Hüsamettin Cindoruk’ bulup siyasi tarihe karışmasının an meselesi olduğu.

Yıkıntılar ve Yeni CHP

Dilerseniz önemli bir analizi tekrar hatırlayalım. Deniz Baykal henüz koltuğunda otururken Financial Times’da David Gardner imzasıyla yayınlanan analizde şu tespitler yapılıyordu:

‘Türkiye’deki kronik krizin en temel nedenlerinden biri, ilk gruptakilerin, yani Kemalistler’in seçilemez oluşları. AKP’ye genel seçimlerde iki kez yenilen Kemalistlerin iktidara gelebilmek için askeri kışkırtmaktan başka bir stratejileri yok gibi görünüyor. Muhalefet partileri gerçek partiler değil. Büyük egoya sahip ama küçülen tarikatlar gibiler.

Atatürk’ün CHP’si yaşlanmış ve liberallikten uzak Deniz Baykal yönetiminde dümensiz bir kalıntı gibi. Ve genç Türkiye’ye çekici gelmekten çok uzak. Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkıntılarından kurdu. Erdoğan AKP’yi yaratırken Türk İslamcılığının enkazının ötesine baktı. Türk merkez solu da Erdoğan gibi yapmalı ve her şeye yeniden başlamalı.’ (13 Mart 2010.)

Yeni oydaş mı yeni politika mı?

2010 anayasa referandumunda yenilgiye uğrayan, 2011 genel seçimlerinde aldığı sonuçları kazandığı ‘oydaş’larla açıklamaya çalışan Kılıçdaroğlu, yeni bir CHP ile karşımızda mı? Başka bir deyişle Deniz Baykal-Önder Sav ekibinin izlerini partiden tamamen silmek, bize, şu ana kadar sürekli gel-gitler yaşayan, kritik sorunlar karşısında ne diyeceğini bilemeyen bir CHP’den fazlasını verebilecek mi?

Bunların cevabını kesin olarak bilmiyoruz, ama öğrenmek için fazla zamana ihtiyacımız yok. Sözgelimi Suriye’ye yönelik uluslararası bir müdahale ihtimalinin giderek arttığı bir dönemde, CHP’nin ne söyleyeceği ve nerede duracağıyla, bu sorunun cevabını öğrenmemiz mümkün olacak. Kastım, elbette iktidarla aynı tezi savunması değil, toplamda Türkiye’nin politikalarını zenginleştirecek bir tutarlı çizgiye sahip olması.

Vadi’nin (Kurtlar Vadisi’nin değil elbette, Ankara’da Vadi Yayınları’ndaki sohbetlerin) müdavimi Şükrü Karaca, namı diğer Şükrü Baba ne der bilmiyorum. Lakin bölgemizde neredeyse tüm kartlar yeniden dağıtılırken, Türkiye’nin elini güçlendiren bir CHP’ye gerçekten çok ihtiyaç var.

Bunun için de delege ve kurultay merkezli hesaplaşmalara nokta koyup, daha fazla haritaya bakmaları gerekiyor.

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara