Dolar

42,8092

Euro

50,5761

Altın

6.165,60

Bist

11.340,10

Rahmet

18 Yıl Önce Güncellendi

2009-04-08 02:40:00

Rahmet

Tacettin Dergâhı Ankara'nın orta yerinde bir kültür vahası gibi... Şimdilerde bir başka canlılık içinde... Bahçesindeki mezarlıkta bir kardeş mezarı açıldı. Sanki Muhsin Başkan için ayrılmıştı... BÜYÜK BİRLİK'çiler cumayı orada kıldılar. Dün (yedisiydi) ve sağanak yağış altında olsa da orada buluşuldu. Dualar okundu...
Bu dergâh, M. Akif'in oturduğu ve İstiklal Marşı'nı yazdığı yer. 1968 yılında Ankara Valisi merhum Ö. Naci Bozkurt tarafından onarılmış... Ama asıl müze haline getiren binbir eserin ve hayırlı işin gerçekleştiricisi İhsan Doğramacı... O bir kurum-adam... Ve kurucu adam... Hacettepe Üniversitesi'nin, Bilkent Üniversitesi'nin kurucusu... Dünya çapında övünç kaynağımız... Türkiye'yi yönetenler ve yönlendirenler zaman zaman ona başvurmalı; görüşlerinden yararlanmalı... Adam gibi adam...
Bir başka 'adam gibi adam' Muhsin Başkan şimdi onun sahip çıktığı yerde yatıyor. Elbette Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryakinin değerli açılımını da unutmak mümkün değil... Ve Eski Kültür Bakanı Atilla Koç ile Müsteşarı Mustafa İsen'in... Alan görülmeye değer olmuş...
Muhsin Başkan için çok güzel yazılar yazıldı. Hasan Celal Güzel dostum onu Ahmet Yesevi Yolunu en iyi temsil eden olarak andı... Doğru söyledi. Samimi ve anlamlı övgüydü...
Muhsin Başkan, İslam dünyasıyla yakından ilgiliydi ama daha çok garipleriyle... Filistin'le... Çeçenistan'la... Bosnayla...
Muhsin Başkan, dünya Türklüğünün dertlerinin dertleriyle hemderd idi... Ama daha çok garipleriyle, Karabağla, Irak Türkleriyle, Kırımla...
Muhsin Başkan insanları severdi ve onlarla ilgilenirdi ama daha çok gariplerle, yetimlerle, yoksullarla... Demek ki Ahmet Yesevi'yi iyi anlamıştı. Ya da tabiatı onun hamurundan yoğurulmuştur. 'Sosyal Güvenlik ve Eğitim' Vakfını Muhsin Başkan tahliye olunca tabii bir şekilde ona devrettik. Çünkü o işi en iyi o yapardı... Partisini de 'Sosyal Güvenlik ve Eğitim' vakfı gibi çalıştırıyordu.
Ahmet Yesevi ile bu işlerin ilgisi ne mi?
İşte Ahmet Yesevi'nin Divanı Hikmet'inde ilk hikmetler:
?Sözüm budur: Kim görmek isterse Allah'ı... Canıyla başıyla damarlarındaki kanıyla ve her imkanıyla garip, yetim ve fakirlerin gönlünü alsın... Nerede mazlum görsen onunla ol... Garip, fakir, yetimlerin gönlünü aldığı gün gecesinde Allah Elçisi Allah'ı gördü... Döndü yine garipleri sordu... Sen de O'na ümmet olmak istiyorsan öyle yap... Akıllıysan gariplerin gönlünü al... Muhammed Mustafa gibi yetimleri ara bul ve yardımcı ol...?
İşte Muhsin Başkan'ın yolu bu yoldu. Onun yolu Ahmet Yesevi yoluydu. Kurduğu gençlik derneğine de Ahmet Yesevi'nin yetiştirip Türk dünyasına ve çevrelere gönderdiği insanların namını vermişti. Onlar ALPERENLER'di...
Alperenler bugün bizim üzerinde yaşadığımız coğrafyada tutunmamızı sağlayan insanlardır... Onlar Kolonizatör Türk Dervişleriydi.
12. yüzyıldan başlayarak çağlar boyunca gittikleri yerlerde Türkistan da, Horasan da, Kafkaslarda, Kıpçak Bozkırlarında, Karadeniz'in Kuzeyinde, Balkanlarda ve Anadolu'da yayılıp Türkçeyi diriltenler, Türklüğü yaygınlaştıranlar; sevgiyi, hoşgörüyü, bilimi, insan sevgisini, emeğin kutsallığını, kadına saygıyı, içtenlikli dindarlığı, Allah Aşkını esas alan Müslümanlığı yayanlar onlardı.
Onlar boş arazileri yeşertenlerdi, bataklıkları kurutanlardı... Onlar yolların güvenliğini sağlayanlardı, Onlar üreticiydi, bağışlayıcıydı... Onlar garip, yetim, fakir, mazlum, mahzun insanların ümidiydi. Muhsin Başkan da öyleydi ve şimdi onlarla birlikte... Dostları ve öğrencileri açılan yoldan yürüyeceklerdir.
Evet... İnsan ölür ama eseri kalır. Bu eserler hayırlı eserler olmalı... Tacettin Sultan'ın da, M. Akif'in de onların dergahına hizmet edenlerin de eserleri kalacak... Hepsine ve Muhsin Başkan'a RAHMET diliyorum.

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Topkapı Sarayı'ndaki 'Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi' ziyarete açıldı

Haber Ara