İran'da neler oluyor?
18 Yıl Önce Güncellendi
2009-06-27 10:02:00
Buradaki Musa, peygamber olan değil: İslam Peygamberi'nin torunlarından Musa Kazımdır. Ve Musavi onun neslindendir. Yani Seyyid...
Musavi aynı zamanda İran Türklerindendir.
Böyle deyince hemen soru hazır:
?Nasıl oluyor da hem peygamberin soyundan hem de Türk oluyor...?
Irkçı görüş insanların beynine öylesine işlemiştir ki geçmişteki soy durumu ile bugünkü millet durumu karıştırılır.
Evet... Musavi, Peygamber soyundan gelen ana dili Türkçe olan bir İranlıdır. İran İslam Devrimi'nin ilk döneminin başbakanıdır ve İran'da sevilen bir insandır. Bu yüzden de seçimlerde 12 milyon oy almıştır. Hiç küçümsenmeyecek bir sayıdır.
Seçimi kazanan Ahmedinecad ise ana dili Farsça olan ama Türkçe'yi de konuşan bir insandır. Maku, Hoy ve Erdebil'in başarılı valisidir. Tahran Belediye Başkanı'yken adını duyurmuş ve geçen seçimde yüzde 62 oyla Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Karşısında Ayetullah Haşimi Rafsancani vardır ve çok güçlü insandır.
Rafsancani'ye karşı (yüzde 62) oy ile seçimi kazanan Ahmedi Necat'ın Musavi'ye karşı (yüzde 65) oy alması niye yadırganıyor?
Musavi değerli bir insandır, ama ortaya ne bir program ne de başarılı bir seçim çalışması koyamamıştır. Ahmedinecad ise hem başarılı bir Cumhurbaşkanı olmuş ve hem de köy köy, mahelle mahalle dolaşarak çok etkili bir halkla ilişkiler çalışması yapmıştır. Bu çalışmaları da sadece seçim sürecini değil dört yılı kapsamıştır.
Televizyon tartışmalarında da Musavi zayıf kalmış ve ortaya bir umut koyamamıştır.
Batı basını ve onun etkisindeki basınımızın Ahmedinecad'tan hoşlanmadığı ve onun karşısında olduğu için Musavi'ye yakınlık duyduğu bellidir ama İran'ın gerçekleri başkadır.
İslam Devrimi bir İslam Monarşisi olan İran'a İslami Cumhuriyeti ve İslami demokrasiyi getirdi. Asıl önemli olan ise, İran'ı Batı'nın yarı sömürgesi olmaktan kurtardı ve onurlu bir ülke haline getirdi.
Ağır kuşatmalar altındaki İran yönetiminin halkın bütün kesimlerinin isteklerini karşılamadığı ve içerde muhalif kitlelerin biriktiği bellidir ama Ahmedinecad'a oy vermeyenlerin tamamının İslami yönetime karşı olduğunu sanmak da yanlıştır.
Bugünlerde yapılan karşı gösterilerin tamamını Batı kışkırtmalarına bağlamanın yanlış olduğu gibi, Batı kışkırtmalarının olmadığını sanmak da bir başka yanlıştır.
Hele göstericilerin ve yönetime oy vermeyenlerin tamamının camiye ve İmam Humeyni türbesine saldıranlar olduğunu sanmak ise yanlış üstüne yanlıştır.
Şimdilerde Anayasayı Koruma Konseyi seçime itiraz süresini uzattı ve hangi bölgede delil varsa getirilmesini istedi. Musavi artık gösterileri onaylamıyor ama itirazlarını sürdürüyor.
Seçimde hile olmuş mudur? Olmuş olabilir elbette... Nerede olmuyor ki? Ama (yüzde 65) oyu hile ürünü saymanın akılla ve vicdanla bağdaşır tarafı yoktur.
Bu arada küçük bir ayrıntı: Gösterilerde kışkırtıcı olarak yakalananlar içinde seçimlerde oy vermeyenler oranı da yüzde 65...
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Haber Ara
Yorum Yap