Dışarıdan bakan doğru mu?

Dışişleri Bakanlığı'na TBMM dışından bir bakan atandı.
Çok iyi ve çok doğru oldu. Keşke bir gelenek olsa ve bütün Dışişleri Bakanları milletvekili olmayanlar arasından seçilse. Doğrusu budur!
Ahmet Davutoğlu'nu kitaplarından ve arasıra birlikte yaptığımız yolculuklardaki kısa söyleşilerden tanıyorum ve beğeniyorum. Konusunda çok iyi bir uzman ve yıllardan beri de uygulamanın içinde... Bundan sonrasını bekleyip göreceğiz. Ama TBMM dışından
diye acele eleştirmek yanlış...
Dışişleri Bakanlığı bakanlıkların en önemlilerindendir. Bütün öteki bakanlıklara da dış ilişkilerinde yön verir. Dolayısıyla bu bakanlığa atanan kişi hem uzman olmalıdır, hem deneyimli ve hem de bakanlık işleri dışında bir işle uğraşmamalıdır. Aynı zamanda milletvekili de olan bir Dışişleri Bakanı zamanının ne kadarını bakanlık işlerine, ne kadarını milletvekilliği işlerine ayırabilir.
Milletvekili ne mi yapar? Yasama Meclisi'ne gidip, yasama ve yürütmeyi denetleme işlerine katkıda
bulunur, öyle mi?
Herkes biliyor ki öyle değil!
Bir milletvekilinin ilk işi, parti teşkilatını memnun etmek ve seçmenlerinin gelecek seçimde de kendisine oy vermesini sağlamaktır. Hiç üstüne görev olmadığı halde milletvekillerinin uğraştıkları konuların başında 'memurların atama, yükselme ve başka yere görevlendirme' işleri gelir. Yandaşların yanında, karşıtların karşısında olmak üzere...
Dışişleri Bakanı bu işlerle uğraşırsa dünyada olup bitenleri izleyip anlamak için zaman bulabilir mi? Sonunda olan olur ve beyefendi kendisini bakan zanneder ama gerçekte 'protokol işleri temsilcisi' durumuna gelir.
Diyeceksiniz ki: ?Bu görüşler öteki bakanlıklar
için de geçerli değil mi??
Evet... Aynen geçerli... Ama Dışişleri için hepsinden daha geçerli...
Gerçekte bakanları TBMM üyelerinden seçmek doğru değildir. Birçok ülkede bu iki görev bir arada olmaz. Milletvekili gerçekten halkın seçtiği temsilci olur; bakanlar ise konularının uzmanları arasından seçilir. Bilgi ve deneyim gözetilerek seçilmelidir elbette...
Bizim siyasi sistemimizin en büyük düğümlerinden birisi bu konudur ve artık çözülmelidir.
Yeni Anayasa çalışmaları sırasında bu iş ele alınmalıdır. Olmayacak biliyorum. Ama yine de söylüyorum... Belki bir gün!..
Geçmişte TBMM dışından atanan bakanlar
olmuştur. Bence Türkiye Cumhuriyeti'nin gelmiş geçmiş en başarılı bakanı merhum Gün Sazak'tır ve o milletvekili değildi... İsteseydi olabilirdi. Partinin genel başkandan sonraki en güçlü adamıydı. Ama istemedi. Bakanlığa bile çok hevesli olmadığını biliyorum. Onun müsteşarıydım ve bununla övünüyorum.
Gün Sazak ?Atatürk bile başaramadı, Abdülhamit bile önleyemedi? denilen işi başardı. Döneminde 'Gümrük Tekel Bakanlığı'nda rüşvet ortadan kalktı, kaçakçılık önlendi.' Karşıt partilerin milletvekilleri ve karşıt
basın dahi G. Sazak'ı övdü. Bunlar bilinenler...
Ama sözgelimi 'Bakanlığın yeniden yapılanması için, parasını cebinden ödeyerek proje hazırlattığı' bilinmez.
G. Sazak'ın milletvekili olmak ve olmamak derdinin olmamasının da başarısına katkı sağladığını düşünürüm.
G. Sazak, çağdaş yönetim teknikleri konusunda donanımlı ve iş hayatındaki başarılarını bakanlığa aktarmasını bilecek kadar başarılı ve son derece dürüst bir insandı.
Diyorum ki, TBMM dışından bakan ataması başbakanların yetkisindedir. Bu yetkisini kullandı diye eleştirilmesi yanlıştır.
Diliyorum ki, Davutoğlu'nun başarısı bir gelenek oluşturur; hiç olmazsa Dışişleri Bakanlarımız Meclis dışından olur.