Dolar

42,7342

Euro

50,2886

Altın

5.951,05

Bist

11.338,41

Kılıçdaroğlu’na soruyorum!

17 Yıl Önce Güncellendi

2010-08-29 09:43:00

Kılıçdaroğlu’na soruyorum!
Güneydoğu gezilerinizde herkesi şaşırtan bir çıkış yaptınız.

İlkin “Öcalan’la pekala görüşülebilir” dediniz. Akabinde, “Silahların bırakılması halinde genel af” vaadinde bulundunuz.

Bu sözleri söylediğiniz gün nedense partinizin Grup Başkanvekili ve bir başka milletvekiliniz ise Hükümeti Öcalan’la görüşüp görüşmediği konusunda köşeye sıkıştıran bir tavır sergiliyordu.

Bu ikili söylem veya siyaset tarzı haliyle akla “Hangi CHP?” sorusunu getirerek kafa karıştırmaya yetiyordu.

***

Memleketiniz olan Dersim’de konuşurken, “Hayır deyiniz ki genel affın yolu açılsın” dediğinizde bu kez mantığınız karşısında şaşırıp kaldım. “Hayır!” denildiğinde genel affın yolunun nasıl açılabileceğine akıl sır erdiremediğimden elbette.

Bilesiniz ki silahsız çözüm için masada her seçeneğin bulunması gerektiğine inananlardan biriyim. Bu yüzden silahların bırakılması halinde genel affın da düşünülebileceğini varsayan yaklaşımınızı akan kanın durması ve bir daha anaların ağlamaması adına anlamlı buluyorum..

Gerçi bu sözlerinizle tam olarak neyi kastettiğinizi henüz bilmiyorum, çünkü bu haliyle sözleriniz içi boş bir genel çerçeve olarak duruyor.

O yüzden vereceğiniz yanıtlar sadece benim değil herkesin sizi doğru anlaması ve kafalarda oluşan istifhamları gidermek için gerekli.

1. Demokratik açılım süreci, bir bakıma, sorunun nasıl çözülebileceğine dair bir istişare/müzakere süreci anlamına geliyordu. Genel af da dahil kalıcı çözümü sağlayacak her seçeneğe madem açıktınız, niçin CHP olarak Hükümetten gelen diyalog teklifine kapılarınızı sımsıkı kapadınız? Öcalan ile gerekirse görüşülebileceğini söyleyen siz, niçin demokratik açılım sürecinde kontra bir duruş sergilediniz? Öcalan ile sorunun çözümü için gerekirse diyaloğa “evet” diyen, ama T.C Başbakanı ile sorunun çözümüne dair konuşmaya peşinen “hayır” diyen bir CHP anlayışı, bugün tasvip ettiğiniz bir anlayış mıdır?

2. “Hayır” denildiğinde genel affın yolu nasıl açılacak acaba? Bu ikisi arasında nasıl bir illiyet bağı olduğunuzu doğrusu açıklarsanız öğrenmiş oluruz.

3. Habur’dan silahlarını bırakıp gelen PKK’lılar üzerinden Hükümeti topa tuttunuz. Habur’u içine sindiremeyen CHP, bu durumda nasıl bir genel af düşünüyor acaba? Varsayalım ki, dağdakiler toptan silahlarını bırakıp geldiler, Habur kapısına dayandılar. Ne yapmayı düşünürsünüz? Hepsinin tutuklanıp cezaevlerine yollanmasını mı istersiniz, yoksa silahlarını bırakıp geldikleri için evlerine dönmelerini sağlayacak bir düzenlemeden mi yana olursunuz? “Genel af” meselesini Grup Başkanvekiliği döneminizden beri telaffuz ettiğinize göre kafanızda bir proje var demektir. Sadece oy devşirmek veya siyaseten kandırma amaçlı konuşmadığınızı varsayarak soruyorum: Şu genel af projenizi bizimle paylaşır mısınız?

Çok iyi hatırlıyorum, demokratik açılım sürecine partiniz, “Bu bir yıkım projesidir, bölücü projedir!” deyip hiddetle karşı çıktığında şöyle demeyi de ihmal etmiyordu:” “Demokratik açılım projesi, içi boş bir projedir.”

İşte size fırsat...

İçi dolu olan projenizi bizlerle paylaşın ki neyi nasıl çözeceğinizi bilelim artık.

Lütfen bize, “Kürt raporu hazırlıyoruz, bitince açıklarız!” gibisinden aklımızla alay eden yanıtlar vermeyiniz.

Bugüne kadar ülkenin bu en kanlı ve dramatik sorununun çözümüne dair bir projeniz yoksa, o zaman demokratik açılım projesinin dibinin boş olduğu sonucuna nasıl varabildiğinizi anlamak mümkün olmaz.

Dahası, elinizde hiçbir çözüm projesi olmayan bir parti olduğunuz sonucu ortaya çıkar ki bu da siyaseten vahim bir durum demektir.

Evet, Sayın Kılıçdaroğlu, akan kanı durduracak her söze ve her seçeneğe önem veren biri olarak sorduğum bu sorulara içtenlikle yanıt vermenizi bekliyorum.

Köşem size açıktır.

 

Ahmet Türk’e soruyorum!

Demokratik bir hakkı kullanıp referandumda “evet” oyu vereceklerini açıklayan Diyarbakır’daki STK’ları “Bu cesareti nerden buluyorlar?” sözleriyle apaçık hedef gösteren Öcalan’a, o bildik hain ve işbirlikçi söylemini dillendirdikten sonra “Bu yaptıkları ahlaksızlıktır!” sözleriyle STK temsilcilerine tehditle karışık hakaretler yağdıran BDP Eş Başkanı Demirtaş’a Demokratik Toplum Kongresi Başkanı olarak vereceğiniz bir cevap yok mu? Bu tavrı onaylıyor musunuz, onaylamıyor musunuz?

Köşem size de açıktır.


Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Kontrolden çıkan otomobil kafeteryaya girdi

Haber Ara