Karayılan?ın açıklamaları

PKK'nın Kandil'deki lideri Murat Karayılan'ın Hasan Cemal'e yaptığı açıklamalar önemle tartışılmalı.

Önemle diyorum, çünkü PKK sorunu sahiden çözülsün isteniyorsa yeni bir başlangıca ihtiyaç var.

Dikkat edilsin, 'Kürt sorunu' değil, 'PKK sorunu' diyorum. Her ne kadar Karayılan 'Kürt sorunu' ile PKK'yı özdeşleştirse bile, dahası Kürt sorununun çözümü için PKK'nın muhatap alınması gerektiğini söylese bile, gerçek farklı.

Kürt sorunu defalarca belirttiğim üzere, inkar ve asimilasyon dönemine ait bir sorundu. Şimdi kabul ve entegrasyon dönemiyle beraber bu sorun aşıldı. Artık resmi düzeyde Kürtlerin varlığı inkar edilmiyor ve asimilasyon anlayışı da tarihe uğurlandı. Kürtçenin önündeki en büyük engel TRT Şeş ile birlikte kaldırıldı. Şimdi sıra diğer engellerin kaldırılmasına geldi. Başka bir deyişle, kültürel diğer adımların atılmasıyla beraber Kürtçe sorunu da çözümlenmiş olacak. Demem o ki, 'Kürt sorunu' PKK'ya rağmen çözülen/çözülebilen bir sorundur.

'PKK eski PKK değil' diyen Karayılan'ın bu eski denklem üzerinden kendini dayatan, dahası, 'bizi muhatap alarak çözmezseniz size çözdürtmeyiz!' yaklaşımına yaslanan söylem ve tavrı, çözüm için gerekli olan yeni başlangıcın da önünü tıkayıcı nitelikte.

Yeni bir başlangıç

Yeni bir başlangıç için herkesin durduğu pozisyonu yeniden gözden geçirmesi ne kadar gerekliyse çözüm sürecini sabote eden kendinden kaynaklı hataları görmesi de bir o kadar gereklidir.

Çeyrek asırdır süregiden bir çatışma var. Bu çatışma yeni dönemde derinleşmeye başlarsa çok daha vahim sonuçlar doğurabilir. Türk-Kürt kutuplaşması gibi. Bundan herkes zarar görür.

Yeni bir başlangıç için bazı gerçeklerin teslimi zorunlu görünüyor artık. O da şu: PKK, silah siyasetiyle bir sonuç elde edemeyeceğini, tersine Kürtlere çok şey kaybettireceğini görmeli. Çeyrek asırdır bitirilemeyen PKK'nın sadece silah siyasetiyle tasfiye edilemeyeceği de kabul edilmeli.

Yani ne PKK silahlı mücadeleyle bir yere varılabilir, ne de PKK yalnızca silah siyasetiyle bitirilebilir. 'PKK'nın tasfiyesi' silahla değil, siyasal akılla ancak mümkün olabilir.

'Siyasal akıl'dan yoksun PKK'nın terörü derinleştiren siyaseti de çözüme giden yola döşenen mayın tarlası niteliğinde.

Şimdi soru şu: Bu kanlı ve çözümsüz denklem aynen sürsün mü, yoksa bu sorun yeni bir bakış açısıyla çözümlensin mi?

İkincisini can-ı gönülden isteyenler çözüme katkı sunacak önerilerini sunmalıdırlar.

Şimdi bunun vaktidir.

Elbette, çeyrek asra yayılan bu kanlı çatışmanın bitirilmesi bugünden yarına olabilecek bir şey değil.

Bu bir süreç meselesi...

Güven telkin eden yaklaşımlarla adım adım yürümeyi kabul etmek lazım en başta...

'Ya hep, ya hiç!' radikalizmi, koşul dayatan yaklaşım tarzları, hemen ve şimdi olsun biçimindeki genel ve toptancı öneriler, çözüm sürecini baltalar.

Silahlar susmadan olur mu?

PKK, Karayılan'ın deyimiyle, çözüm için gerekli olan 'oturup konuşmayı' önemsiyor, sorunun 'siyasal akıl'la çözümlenmesini zorunlu görüyor, çözümün adresini yalnızca demokraside arıyorsa, o zaman bu sürece kapı aralayacak yeni bir pozisyon belirlemeli kendine.

Nedir o pozisyon?

Silahlı güçlerini koşul dayatmadan sınır dışına çekmek... Ve silahları susturmak...

Bunu yapmayan bir PKK inandırıcı olamaz. Söylenen o tumturaklı sözlerin hepsi de havada kalır.

Karayılan, bence yanlış bir denklem kuruyor. Diyor ki: 'PKK silah bıraksın söylemi, havaya, yani boşa sıkılmış bir kurşundur. Bıraksın da nereye bıraksın, nasıl bıraksın? Kime bıraksın. Silah bıraksın demenin bir anlamı yok. Önce oturup konuşalım.' (Milliyet, 5 Mayıs 2009)

İyi de silah siyasetinin de demokraside ne yeri var, ne de anlamı...

PKK dolayısıyla DTP siyaset bile yapamıyor. 'Siyasi gerillacılık' rolü, DTP'yi sadece muhatap olmaktan çıkartmıyor, sorunun çözümsüzlüğünü derinleştiren bir partiye de dönüştürüyor.

Demokrasi ve siyaset zemini gerçekten önemseniyorsa öncelikle DTP'yi bu ters yoldan çıkartmak gerekiyor.

Bu ülkenin dağlarında silahlı güçler dolaştığı ve kan akmaya devam ettiği sürece, çözüm kapısı aralanmaz.

Önce çözüm yoluna döşenen mayınlar kaldırılmalı.

Silahları tümden bırakmak sonraki iş...

-Devamı Pazar'a-