Dolar

42,7342

Euro

50,2886

Altın

5.951,05

Bist

11.338,41

Ergenekoncu zihniyetle hesaplaşmak!

19 Yıl Önce Güncellendi

2008-07-21 07:28:00

Ergenekoncu zihniyetle hesaplaşmak!
 
Var olduğu iddia edilen 'Ergenekon örgütlenmesi'yle hesaplaşmak ne kadar gerekliyse, Ergenekoncu zihniyetle hesaplaşmak bir o kadar gereklidir.
 
Çünkü Ergenekoncu zihniyetin devlete hakim olması halinde, Türkiye Ortadoğu'da örneklerine rastladığımız türden diktatoryal bir Baas Cumhuriyeti'ne dönebilir.

NEDİR ERGENEKONCU ZİHNİYET?

 Ergenekoncu zihniyet, ulusalcı-faşizm karması bir zihniyettir. Tıpkı Baas ideolojisi gibi. Kabaca; Devleti kutsayan, bütün vatandaşları tek bir etnik potada eriten, farklılıkları tehdit olarak gören, demokrasiyi Cumhuriyetin düşmanı olarak var sayan totaliter ve otoriter bir ideolojik anlayıştır bu. Türkiye'de Ergenekoncu-ulusalcı zihniyete sahip olanlar, kendilerini sadece Cumhuriyet'in sahibi olarak değil ülkenin ve milletin de sahibi olarak görürler.

 Devlet demek, onlar demektir. Ülke ve milletin darbe sonrası anayasal metinlerde devlete ait olarak tanımlanması bu sebeptendir. Halkın sandıktan çıkan iradesinin çoğu zaman Cumhuriyet'i tehdit ettiğine inandıkları için de askeri darbeleri gerekli görürler. Görevdeyken darbe yapamamışlarsa şayet, sonrasında darbenin koşullarını hazırlayacak eylemlilikler ve oluşumlar içine girerler.

CIA ajanı Davit Galula'nın yıllardan beridir eğitim kitabı olarak okutulan 'Ayaklanmaları Bastırma Harekatı' nda öngördüğü 'Şuursuz terörizm ve seçilmiş terörizm' yöntemleriyle iktidarda beğenmedikleri bir hükümet varsa onu alaşağı etmenin koşullarını yaratmaktan kaçınmazlar. (Bkz. Ecevit Kılıç, Türkiye'nin Gizli Tarihi/Özel Harp Dairesi, Turkuvaz Yay.) Ergenekoncu-ulusalcı zihniyeti savunanların kendileri gayet açık yüreklilikle demokrasinin Türkiye'nin önceliği olmadığını söylüyorlar.

Dahası ve gerçeği, demokratik taleplerin Cumhuriyet'in temellerini aşındıran tehlikeli talepler olduğunu vurguluyorlar. 'Demokrasi yüzyılı'nda zorunlu katlandıkları biçimsel demokrasinin sandıktan çıkan iradesi onları hep rahatsız etmiştir. Bu yüzden herkesin oyunun eşit sayıldığı 'sandık demokrasisi' ne karşıdırlar. Darbe sonrasında tedbir olarak anayasalara yerleştirdikleri bürokratik vesayet organlarıyla 'milli irade'yi zapt u rapt altına almış olmaları bu yüzdendir.

ERGENEKONCULARIN ZOR DÖNEMİ

Sovyetler Birliği'ndeki Komünist totaliter rejimin 1989'da çökmesinden sonra Ergenekoncu-ulusalcı zihniyet mensupları için çark tersine dönmeye başladı. 'Komünizm tehdidi' üzerinden geniş ve güçlü bir iktidar bloğu oluşturan Ergenekoncuulusalcılar, birden bire 'düşmansız' kaldıkları yetmiyormuş gibi bir de küresel düzeyde varlığını hissettiren güçlü bir demokratikleşme dalgasıyla karşı karşıya kaldılar. Onlar için hayli zor bir dönemdi bu... 'PKK terörü' onların imdadına yetişti.

AK PARTİ ÜZERİNDEN SANAL TEHDİT...

 28 Şubat darbesi, bekledikleri siyasi dizaynı getirmedi. Tersine halkın tepkisi Ak Parti'yi tek başına iktidara taşıdı, 28 Şubat yandaşı partileri de sandığa gömdü. Onlar için bu büyük bir düş kırıklığı ve korku nedeniydi... 22 Temmuz seçimleri öncesinde başlattıkları 'Cumhuriyet mitingleri' de bir işe yaramamıştı. Çünkü öngörülen siyasal sonuç gene devşirilememişti. Ak Parti gibi AB normları çerçevesinde demokratik bir Türkiye inşa etme arayışında olan bir partinin iktidarında varlık nedenleri yok olacaktı.

Ayrıca demokratikleşmeyle beraber, doğrudan halktan almadıkları iktidarlarını yitirmek tehlikesiyle yüz yüze kalacaklarını da görüyorlardı. Çankaya'ya Abdullah Gül'ün çıkması kabul edilemezdi. 367 bariyeri 22 Temmuz seçimlerinde aşılınca 'sivil darbe' ve 'karşı devimcilik' suçlaması, müthiş bir psikolojik savaş yöntemiyle devreye sokuldu. Çünkü Sayın Gül Cumhurbaşkanı olarak Çankaya'ya taşınmıştı. Yeni YÖK başkanı kabul edilebilir biri değildi. 'Yeni anayasa' çalışmaları engellenmezse Ergenekoncu- ulusalcı zihniyet tarihe gömülebilirdi.

SANAL 'ŞERİAT TEHLİKESİ'NE KARŞI PSİKOLOJİK SAVAŞ

 Hızla 'şeriat tehlikesi' yaratıldı. Bu 'sanal tehdit' üzerinden seçilmiş hükümete karşı kara bir propaganda faaliyetine girişildi. 'Rejimi değiştirmek istiyorlar!' vaveylasını kopardılar. Aslında Ergenekoncu-ulusalcılar, biçimsel demokrasiyle birlikte yeni bir evreye doğru evrilmiş mevcut Cumhuriyeti bile beğenmiyorlardı.

Çünkü onların kafasındaki Cumhuriyet, Baasçı bir Cumhuriyet'ti. Bu yüzden rejimi daha demokratikleştirme talebi ile onların Baasçı Cumhuriyetçiliğe geri dönüş talepleri karşı karşıya geldiğinde onlar 'Cumhuriyet'in tehlikede' olduğu yalanına başvurdular. Sonrası hepimizin malumu... 'Yeni anayasa' çalışmasının rafa kaldırılmış olması, Ergenekoncu- ulusalcıların kar hanesine yazılacak bir başarıdır.

ERGENEKONCU-ULUSALCILAR İÇİN DE ÖZGÜRLÜK!

 Bütün bunları 'Ergenekon soruşturması'ndan bağımsız yazıyorum. Çünkü henüz 'zanlı-şüpheli' konumunda olanların gerçekte iddianameye yansıyan cürümleri işleyip işlemediğini bilmiyoruz. Ama şunu biliyoruz ki, tutuklananlar içinde Ergenekoncu- ulusalcı zihniyeti militan düzeyde savunan kimseler de mevcuttur. Tabii ki onların da herkes gibi düşüncelerini özgürce dile getirme ve örgütlenme hakları vardır. Kim ki onların bu haklarına yönelik bir tavır içine girerse demokrasiden uzaklaşmış olur.

Ama Ergenekoncu-ulusalcı zihniyet sahiplerinden bazıları demokrasi ve hukuk dışı yöntemlere başvurmuşlarsa, elbette yargı karşısında hesap vermekten yakalarını kurtaramazlar. Çünkü demokratik hukuk devletinde hiç kimsenin ne Atatürkçülük, ne laiklik, ne Cumhuriyet, ne din, ne şeriat, ne de vatanseverlik gibi maskeler veya kutsal amaçlar uğruna suç işleme imtiyazı olamaz.

BUGÜN

 

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Kontrolden çıkan otomobil kafeteryaya girdi

Haber Ara