Dolar

42,7342

Euro

50,2886

Altın

5.951,05

Bist

11.338,41

Erdoğan-Doğan kavgasının özü

19 Yıl Önce Güncellendi

2008-09-12 01:14:00

Erdoğan-Doğan kavgasının özü
Bu kavga, öyle iddia edildiği gibi, Başbakan Erdoğan ile Aydın Doğan arasındaki kişisel bir kavga değildir.

Veya Başbakan'ın sırf kendisine muhalefet ediyor diye bir medya grubunu sindirmeye çalıştığı bir olay hiç değildir. Doğan medya grubuna mensup kimi yazarlar olayı çarpıtarak sunuyorlar. Başbakanı 'Saddam' gibi davranmakla suçluyorlar. Başbakanın muhalefete tahammül edemeyen diktatoryal eğilimlere sahip olduğunu söylüyorlar. Hem yalan, hem ayıp!

'Biat' kelimesini sıkça kullanmaya başladılar. Güya Başbakan kendilerinden 'biat' istiyormuş! Onlar da biat etmeyeceklermiş! 'Basın özgürlüğü' için kelle koltukta vuruşacaklarmış! Bilmeyen de sanır ki Doğan medya grubu, demokrasi ve basın özgürlüğü konusunda son derece hassas! Bakmayın siz 'biat etmeyiz!' dediklerine! Darbe dönemlerinde kime nasıl 'biat' ettikleri biliniyor.

Daha dün post-modern darbe olarak anılan 28 Şubat sürecine nasıl arka çıktıkları bilinen o kaptan köşkündeki yazarları, şimdi 'demokrasi' ve 'basın özgürlüğü' deyip duruyorlar! Hâlâ 28 Şubat darbesine övgü dizen o kalem erbapları Başbakan Erdoğan karşısında efelenip 'biat etmeyiz!' diyorlar. Sanki Başbakan kendilerinden 'biat' istiyormuş gibi!

Sanki Başbakan'a medya dünyasında 'biat' edenler varmış gibi! 'Demokrasi'nin d'sinden, 'basın özgürlüğü' nün b'sinden mahrum o üniformalı zevata nasıl yalakalık yaptıklarını, darbe dönemlerine nasıl arka çıktıklarını, uyduruk ve güdümlü andıç haberleriyle hangi zihniyete nasıl hizmet ettiklerini, patronlarının medyadaki rakiplerini yok etmek için ne tür yöntemlere başvurduklarını unutan o anlı-şanlı köşe yazarları Başbakan Erdoğan'a 'demokrasi' dersi vermeye kalkışıyorlar! Sevsinler...

Soruyorum: Bugüne kadar kendi grupları dışındaki medya gruplarının hukukunu 'basın özgürlüğü' adına koruduklarına hiç tanık oldunuz mu? Bilenler varsa beri gelsin. Ama rakiplerini saha dışına sürmek için hangi yöntemlere başvurduklarını medya dünyasının içinde olan herkes biliyor. Rakiplerinin siyasi iktidarla olan kavgaları karşısında hiçbir zaman Doğan medya grubunun 'basın özgürlüğü' adına taraf tuttuğunu görenler varsa beri gelsin! Hep tersini yaptılar. 'Medyanın biricik patronu' olmak adına hep tersini yaptılar. Şimdi kalkıp hedef saptırıyorlar. 'Basın özgürlüğü' deyip vaveylayı kopartıyorlar.

Evet, hedef saptırıyorlar. Çünkü bu kavga, iddia ettikleri gibi, Başbakan Erdoğan'ın kendisine muhalif medyayı susturma girişimi değildir. Bu kavga, özünde bir zihniyet kavgasıdır. Doğan medya grubunun -içindeki kimi demokrat ve liberal yazarları tenzih ederim- hangi dönemlerde ne tür misyonlar üslendiğini bilenler, bu kavganın özünde nasıl bir zihniyet kavgası yattığını anlamakta güçlük çekmezler.

Maalesef Türkiye'de millet iradesiyle seçilmiş iktidarı, emirlerine amade bir yedek güç olarak gören bir zihniyet var. Bu kendini her şeyin ve herkesin sahibi olarak gören zihniyetin elbette medyada da uzantıları var. Gücünü halktan almayan, ama gerektiğinde halkın siyasal temsilcilerini hizaya çeken bu zihniyetin asıl gücünü medyadan aldığını bilmeyen mi var? Bu ülkenin başbakanını kendi evinde pijamayla karşılayan bir medya patronluğu gerçekliği, 'asıl iktidar benim!' mesajını içermiyorsa, neyi içeriyor?

Bu zihniyetin egemen olduğu iktidarlar döneminde ekonomik iktidarlarını devasalaştıranlar, kendi alanlarında rakip istemiyorlar. Karşılarına rakip çıktığında da çirkin söylemlerle gözden düşürmeye çalışıyorlar veya bir yerlere hedef gösteriyorlar: 'Dinci medya!', 'Fetullahçı medya', 'iktidar yalakası medya!', 'biatçı medya!'... Halkın siyasal alanda yaptığı değişim şimdi ekonomik alana taşınıyor, medya alanına taşınıyor.

Artık karşılarında en güçlü olmalarına olanak sağlayacak bir siyasal iktidar yok. Patronlarının her istediğine 'baş üstüne!' diyen bir iktidar yok. Geriye bir tek şey kalıyor: Devasa medya gücünü bir tehdit ve şantaj unsuru olarak kullanmak! Manşetleriyle bunu yapıyorlar, haberleriyle ve yorumlarıyla bunu yapıyorlar! Emin olunuz ki, eğer Tayyip Erdoğan patronlarının ayağına kadar giden ve patronlarının bir dediğini iki etmeyen bir başbakan olmuş olsaydı, asla bu haberlerin hiçbirisi çıkmazdı!

Ama Tayyip Erdoğan öyle bir başbakan değil! Başbakan Erdoğan, seçilmiş iradenin üstünde bir irade tanımıyor. Ne 'bürokratik oligarşi' ye papuç bırakıyor, ne de bu zihniyetin medyadaki uzantılarına... Başbakan 'Saddam' olmaya özenmiyor, dikta rejimi oluşturmaya kalkışmıyor, 'tek adamlık' rolüne soyunmuyor. Başbakan'ın yaptığı tek şey; kendisi üzerinde de oluşturulmak istenen o geleneksel hemegonik sisteme itiraz etmesidir. Hiddetindeki şiddetinin sebebi de bu.

Başbakan Erdoğan 'aba altından medya' gösteren zihniyete karşı çıkıyor. Yani medya gücünü, 'ben istediğimde alırım' mantığıyla kullanan, 'vermezsen de sana gösteririm!' tehdidine ve şantajına dönüştüren bir zihniyete karşı çıkıyor. Özünde haklı bir çıkış. Ama öz kadar biçim de önemli tabii.

BUGÜN

 

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Kontrolden çıkan otomobil kafeteryaya girdi

Haber Ara