Dolar

42,7342

Euro

50,2886

Altın

5.951,05

Bist

11.338,41

Çözümden rahatsızlık duymak niye?

18 Yıl Önce Güncellendi

2009-05-15 01:59:00

Çözümden rahatsızlık duymak niye?
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül doğru söylüyor: Adına ister Güneydoğu, ister terör, ister Kürt meselesi densin, sonuçta ortada mutlaka çözülmesi gereken bir meselemiz var...

Üstelik bu öyle sıradan ve basit bir mesele değil. Çeyrek yüzyıla damgasını vuran kanlı bir mesele...

Herkese kan kaybettiren, hepimize acı ve gözyaşı olarak dönen bir mesele...

Türkiye'nin güçlenmesini önleyen bir büyük bela bu...

Türkiye'nin bu ayak bağından kurtulması halinde çok daha güçlü bir aktör olarak kendi bölgesinde var olacağına hiç kuşku yok.

Bu kirli savaşa giden paraların Türkiye'yi ekonomik açıdan nasıl zayıflattığına değinmek bile gereksiz.

Ekonomiden daha değerli olan şeyler var çünkü.

İnsan yaşamı.

Hiçbir şey insandan ve insan hayatından daha değerli olamaz.

Çünkü her şey insan için vardır.

Bu çatışma sürecinde yitirdiğimiz canlar ve yaşadığımız travmalar bizi çözüm noktasında daha fazla düşündürmeli aslında.

Can veren insanlarımızdan birer rakam olarak söz ediyoruz artık. Ne acı!

Henüz toplumsal ve psikolojik travmalarımızın ise çetelesi tutulmuş değil.

Yaşanan iç göç dolayısıyla ortaya çıkan sorunların her an patlamaya hazır bir bomba gibi şehirlerimizin tam orta yerlerinde veya çeperlerinde nasıl durduğuna dair sosyolojik araştırmalarımız var da ben mi bilmiyorum?

* * *

Ölenler de, öldürülenler de bizim insanlarımız.

Aynı aileden iki kardeş bazen birbirine kurşun sıkabiliyor.

Bir babanın ölen asker oğluna sadece ağlamasını talep etmek sorunu çözmüyor. Dağda yaşamını yitiren evladına ne derseniz deyin, anne ve baba yüreğine sınır çizemezsiniz. Anne ve baba için, askerde ölen de oğuldur, dağ başında ölen de... Birinin asker, ötekisinin terörist olması sonucu değiştirmiyor. Anne ve babaların yürekleri her iki evlat için de eşit ağlar.

'Güneşi Gördüm' filmini izleyenler bilirler, bu gerçekliğin aynı zamanda içinde ne büyük acılar ve çatışmalar taşıyan bir büyük trajedi olduğunu...

* * *

Dağdan gelen her cesetle birlikte bu ülkenin yurttaşlarının yüreklerine ve hanelerine tarifsiz acılar yağıyor. Tıpkı şehit olan askerlerimizin ailelerinin yüreklerine ve ocaklarına düşen kor gibi...

Ateş en çok düştüğü yeri yakıyor, doğru. Ama bu ateş aynı zamanda hepimizi yüreklerimizden dağlıyor. Her ölümle beraber eksiliyoruz. Her ölümle beraber kaybediyoruz. Görmüyor musunuz?

Herkesin sadece kendi ölüsüne ağladığı, başkasının ölümünden memnuniyet duyduğu bir Türkiye tablosu ortaya çıkarsa, işte o zaman büyük bir felaketin eşiğine yuvarlanırız hep birlikte. Bu tehlikenin ayırdında olmamak ne büyük bir gaflettir!....

Acılarımızı ortaklaştıracak ve ortak acımızı dindirecek bir bakış açısına ihtiyacımız var.

O yüzden çözüm önem arz ediyor.

Akan kanı ve gözyaşını durduracak çözümler büyük bir önem arz ediyor.

Sadece insanlığımızı kuşanarak bu sorunu çözebiliriz. Vicdanımızı ve adalet duygularımızı hükümferma kılarak...

Cumhurbaşkanı Gül'ün işaretlediği anlayış tam da bu anlayıştır işte.

* * *

Cumhurbaşkanı Gül sadece devleti değil toplumu da bir bütün olarak temsil ediyor. Türkiye toplumunun her kesimini kendinden bilen, onların acıları ve sorunları karşısında duyarlı davranan bir devlet duruşunu göstermesi, konumunun gereğidir.

Gül, herkesin/tüm yurttaşların Cumhurbaşkanıdır.

Cumhurbaşkanının çözümü işaretleyen yaklaşımı doğru okunmalıdır.

Cumhurbaşkanının ortaya koyduğu bu kuşatıcı temsil, sadece üniter devleti değil, aynı zamanda herkesin/tüm yurttaşların devlete aidiyet ve sadakat duygusunu da pekiştiren bir anlayış üzerine oturuyor.

Cumhurbaşkanının DTP'yi dışlamamasının sebebi bu...

Prag dönüşü yaptığı o tarihi çağrının anlamı da bu...

Çünkü akan kan ve gözyaşı bizim.

* * *

Cumhurbaşkanının Türkiye'nin çözüm bekleyen bir sorununa, hem de en kanlı sorununa dikkat çekmesi, nedense bazı çevreleri rahatsız etmişe benziyor.

Soruyorum:

'İhanet' kelimesini ulu orta kullanarak bu sürecin önünü peşinen tıkamaya çalışmak niye?

Ölümü yüceltenler, ölümden nemalananlardır.

Bu kanı durdurun artık! Yoksa bu kan hepimizi tutacak ve dahi yutacak!

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Kontrolden çıkan otomobil kafeteryaya girdi

Haber Ara