Dolar

42,7342

Euro

50,2886

Altın

5.951,05

Bist

11.338,41

CHP, türban ve rahibe

17 Yıl Önce Güncellendi

2010-09-10 09:38:00

CHP, türban ve rahibe
Müslüman kadının örtüsü de kutsaldır, Hristiyan rahibenin örtüsü de.

Demokrat olanlar bunu bir hak ve özgürlük olarak kabul ederler.

İnsan haklarıyla kutsaldır.

CHP, AK Parti ve MHP’nin birlikte meclisten geçirdiği kanun teklifini Anayasa Mahkemesi’ne götürmemiş olsaydı, bugün “türban sorunu” diye bir sorunumuz olmayacaktı. Daha doğrusu, bir kısım vatandaşlarımızın türbanlarıyla üniversitelerde okuma sorunu diye bir sorun olmayacaktı.

CHP hem sorun üretiyor, hem sorun çözülmek istendiğinde ayak bağı oluyor, hem de bu sorunu ancak ben çözerim diyor. Siyaseten ilginç bir yerde duruyor yani.

Başbakan, “Madem çözmek istiyorsunuz, buyurun 13 Eylül’de oturup çözelim” dediğinde ise tekrar ipe un sermeye başladılar. CHP’li Gürsel Tekin, “Hay hay, biz varız. Siyasi dokunulmazlıklar ve diğer konularla birlikte çözelim!” diye yanıt verdi.

Güler misiniz, ağlar mısınız?

Türban sorununu niye başka kayıtlara ve şartlara bağlıyorsunuz?

Kılıçdaroğlu’na bir televizyon programında sorulan “Nasıl çözeceğinizi söyler misiniz?” sorusuna ne cevap verse beğenirsiniz, aynen şöyle:

“İktidarımızda nasıl çözeceğimizi herkes görecektir.”

Şimdi Allahaşkına bu mudur siyaset?

CHP’nin yeter ki “HAYIR!” çıksın diye her yolu mubah gören bu siyaseti, tam bir çıkmaz sokak siyasetidir.

CHP ‘NEYE HAYIR’ DİYOR

Elimde CHP’nin “Neye Hayır” kitapçığı duruyor. Merakla açıp okuyorum.

Ne göreyim? Sadece ve yalnızca AK Parti karşıtlığı üzerinden geliştirilen kara bir propaganda örneği!

Paketin içeriğine dair tek kelime yok.

Anayasa paketinin asıl amacının Başbakan ve Hükümet üyelerinin kendini yüce divandan kurtarmak olduğu iddiası üzerinden başlayan, “kul hakkı yiyen iktidara hayır!”, “AKP’nin sekiz yıllık yalan ve talan düzenine hayır!” diye devam eden sloganlar dizini...

“AKP’ye Hayır, Oyum Hayır!” diye biten bu CHP kitapçığını gördükten sonra bir kez daha anladım ki koskoca devlet partisi tam bir siyasi acziyet içinde!

CHP’nin AK Parti’nin söylemediği sözler üzerinden AK Parti’ye yüklenen söylemler içine girmesi de daha beter bir durum. Tıpkı CHP Avcılar Belediye Başkanının astırdığı afişteki mantığın tıpkısının aynı sergilenmiş.

CHP kendi içindeki demokrat kesime bu anayasa paketine karşı çıkmanın gerekçelerini sunamıyor. Aslında altına imza atabileceği bir paketin AK Parti tarafından getirilmiş olmasına duyulan bir karşıtlık siyaseti üzerinden yol yürüdüğü için sıkıntı çekiyor. Bu yüzden işi çığırından çıkarıyor.

Kılıçdaroğlu, Başbakana, “Siyasi dokunulmazlıkları kaldırmaya evet dersen, biz de bu anayasa paketine evet deriz!” anlamında bir çağrıda bulundu.

Demek ki ortada özü itibariyle CHP’nin karşı çıkacağı bir paket yok.

Yani Başbakan çıkıp dokunulmazlıkların kaldırılmasına evet diyorum dediğinde Kılıçdaroğlu referandumda evet diyecekse, o zaman şiddetle sürdürülen bu hayır kampanyasının amacı ne?

CHP, kendisinin mecliste “hayır” demediği bir pakete vatandaşların “hayır” demesini istiyor.

O zaman mecliste sandığa gidip niye “hayır” demediniz diye sormazlar mı?

Madem mecliste sandığı boykot ettiniz, meydanlarda da “boykotçu” tavrını sürdürseydiniz.

Mecliste ayrı, meydanlarda ayrı...

CHP referandum sürecinde bir de bu zikzaklarıyla tarihe geçecek.

DEMİRTAŞ’A BİR ÇİFT SÖZ

BDP’li Selahattin Demirtaş, Milliyet’ten Devrim Semivay’a konuşmuş: “Diyarbakır’daki STK’ların kendi üyeleri adına açıklama yapmaları ahlaki değil!”

Peki sizin bütün Kürtler adına konuşmanız ahlaki mi?

Demokrasiyi dilinden düşürmeyen Demirtaş, PKK yöneticilerinden Mustafa Karasu’nun yazar Orhan Miroğlu, Diyarbakır Baro Başkanı M. Emin Aktar ve STK temsilcilerini tehditkar bir dille hedef göstermesine niçin ses çıkarmaz? Bölgede sevilip sayılan din adamları öldürüldüğünde niçin tek kelime laf etmez?

Yoksa BDP sadece kendisi için mi demokrasi istiyor? Başkalarının demokratik hak ve özgürlükleri BDP için önemli değil mi?

“Ben konuştuğumda herkes susmalı! Ben karar verdiğimde herkes uymalı!” diye düşünüyor ve bunu silahların gölgesinde yapıyorsanız, o zaman ne demokrasiden söz edeceksiniz, ne de özerklikten!

Herkes için özgürlük istediğinizi göstermediğiniz ve dahi başkalarına yönelik baskı ve tehdit politikalarına karşı çıktığınızı göstermediğiniz sürece demokratlık iddianız havada kalır.


Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Kontrolden çıkan otomobil kafeteryaya girdi

Haber Ara