Dolar

42,7342

Euro

50,2886

Altın

5.951,05

Bist

11.338,41

Cezaevinde ölümü bekleyen hastalar!

17 Yıl Önce Güncellendi

2010-02-14 16:15:00

Cezaevinde ölümü bekleyen hastalar!
Kaç zamandır yazmayı düşündüğüm bir konuydu bu.

Evrim Alataş’ın Taraf’ta çıkan 11 Şubat 2010 tarihli yazısını okuduktan sonra fark ettim geç kaldığımı. Alataş’ın yazısını okurken insani yanım ağrımaya başladı birden. Dış dünyadan koptuğumu hissettim. Yüreğimi her yönüyle sarmalayan hüzün, gözyaşı olup akmaya başladı ansızın..

Evrim Alataş “İçerideki arkadaşımın mektubu” başlıklı yazısında, aynı köyde aynı yıl doğup büyüdüğü ama sonradan dağa çıkan Taylan Çintay’ın öyküsünü anlatıyordu.

Dağa çıkan Taylan günün birinde yakalanıp cezaevine konmuş. Müebbet hapis cezasına çarptırılmış. Cezasını çekerken mesane kanserine yakalanmış. O şimdi ölümcül bir hasta. Tedavisi için bin bir zorlukla karşılaşmış. Gittiği hastanelerde doğru dürüst tedavisi yapılmadan geri gönderilmiş. Yetmezmiş gibi aşağılanmış, kötü muamelelere uğramış. Oysa Taylan’ın ameliyat edilmesi gerekiyormuş. Hastalığı sık tekrarlanan türden olduğu için ciddi bir tedaviye ihtiyacı varmış. En son götürüldüğü Adana’daki bir hastanede gayr-ı insani muamelelere uğramış. Taylan’ın mektubunda anlattığına göre, kendisine iki gün yemek vermemişler. Hemşireler tansiyonuna bile bakmamışlar. Hakaret edip durmuşlar.

İnsanlığımdan utandım.

Kahroldum.

Ölümcül bir hastaya “terörist” olduğu gerekçesiyle bu muameleyi yapanlar da insan. Hem de Hipokrat yemini yapmış insanlar.

Sureten insan olmak ile sahiden insan olmak farklı şeymiş meğer!

Soruyorum size ey dostlar, ölümcül bir kanser hastası mahkuma “terörist” olduğu gerekçesiyle bu muameleyi reva görenler insanlık bahsinde ne yana düşerler?

Siz Taylan olsaydınız ne hissederdiniz? Taylan’ın babası, annesi, kardeşleri ve yakınları ne hissetmişlerdir acaba?

Taylan’ın dağa çıkışını elbette onaylamıyorum, ama Taylanları dağa çıkartan zeminin hala var olduğunu görmek beni yürekten yaralıyor.

Hastanın kimliği ve suçu sorulmaz dostlar! Hastaya “terörist” muamelesi yapılmaz canlar! Mahkumun da bir hukuku vardır, hastanın da bir hukuku vardır.

Evrim Alataş yazısında Taylan’a bu gayr-ı insani muameleyi yapan hastanenin adını vermemiş. Ama ben sorup öğrendiğim için vereyim: Adana Çukurova Üniversitesi Balçalı Tıp Fakültesi!

Fakültenin dekanına ve üniversitenin rektörüne buradan sesleniyorum: Taylan’a bu muameleyi reva görenlerden hesap sormayacak mısınız?

ADALET BAKANINA ÇAĞRI

Bir çağrım da insan hakları konusunda ziyadesiyle duyarlı olduğuna inandığım kadim dostum Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e...

Sevgili Bakanım, Taylan Gaziantep E Tipi Cezaevi’nde yatıyor. Henüz 33 yaşında. Taylan olayına el atınız diyorum! Taylanların özel durumuyla ilgileniniz lütfen! Taylan gibi hasta mahkumların gittikleri hastanelerde uğradıkları bu gayr-ı insani muamelelerin takipçisi olursanız kendi şahsınızda adaleti de yüceltmiş olursunuz!

***

Suçları ne olursa olsun Taylanlar bu ülkenin çocuklarıdırlar. Bizim insanlarımızdır.

Onlara bu gayr-ı insani muameleleri reva görenler unutmasınlar ki sırf bu yaklaşımları dolayısıyla nice Taylanların dağa çıkmasını sağlıyorlar!

Taylanları dağa çıkartan koşulları ortadan kaldırmak, başka bir deyişle dağa giden yolları kapamak istiyorsak içerdeki bu dramı sona erdirmek zorunda olduğumuzu unutmamalıyız.

Cezaevleri başlıbaşına bir dram.

“Demokratik açılım”ın bence öncelikli ayağını cezaevindekiler oluşturmalıdır. Dağdakilerden önce içerdekilerin, öncelikle de bu tür ölümcül hastalıklara duçar olmuş mahkumların salıverilmeleri ve dışarıda uygun bir tedaviden geçirilmeleri oluşturmalıdır diyorum.

Burada yapılacak insani bir düzenleme, eminim ki sadece dağa çıkışın yolunu kapatmayacak, dağdan inişin yolunu da açacaktır.

BAŞBAKANIN EL ATMASI GEREKEN MESELE

İnsani hassasiyetini yakından bildiğim Başbakanın bu meseleye diğer politik açılımlardan önce el atmasını diliyorum.

Evet, Sayın Başbakanım, “demokratik açılım”ın önünü bu insani hamleyle açmak elinizde diyorum!

YAŞASIN HAYAT!

Toplumun tüm kesimlerini her türlü politik mülahazanın dışında bu insani çağrı etrafında birleşmeye çağırıyorum.

Birbirimize hayat vermek için çabalayalım, birbirimizin hayatını almak için değil!

Kahrolsun ölüm! Yaşasın hayat!



Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Kontrolden çıkan otomobil kafeteryaya girdi

Haber Ara