Raslantı ve belirsizliğin simgesi ve insan olarak cisimleşmiş hali olan Zar Adam ile Örtülü/Müslüman! Kadın arasında ne ilişki var diye soranla doğrudan ve pratik bir ilişki var diyebilirim. Aslında yazıyı Zar Adam ve İstanbul hayatı üzerine kurgulaşmıştım. Fakat karşılaştığım bir manzara yazı başlığını ve içeriğini değiştirmeme yol açtı. İstanbul sokaklarını adımlarken birden karşıma çıkan manzara yazının içeriğini değiştirmeme neden oldu. Başı örtülü pelerine benzer bir pardösü, daracık ince bir kumaş pantolon ve makyajla donatılmış bir surat kafanın üzerinde duran bir güneş gözlüğü sanki tekbir giyimin podyumundan sokağa fırlamış bir beden. Tam bir Zar Adam kurgusu. Tercih edilen giyimin nedeni kitabın hükümlerince değil bizzat zar atımı sonucunda tercih edilmiş gibiydi.
Sembol hale getirilen her şey zamanla o fikrin, öğretinin ya da inancın yerini almaya başlar. Sembole sahip olmak sanki o düşünceyi öğretiyi veya inancı gerçekten taşıyor ya da yaşıyor simülasyonuna/mış gibi yapmak yol açar. Hıristiyan toplumun bir ferdi Haç taşıyarak inancının gereklerini yerine getirdiğini zanneder, bir alevi Zülfikar kılıcını boynunda taşıyarak alevi kültürünün taşıyıcısı olduğunu ve Hz. Ali'yi temsil ettiğini zanneder. Bu bağlamda örtülü olma simgeselliği dindar olma vazifesinin yerine getirildiğini zanneden bir yanılsamanın tezahürüdür.
Gelenekle dinin birbirine geçtiği kültür hayatımızda örtülü olmanın tam olarak nereye işaret ettiğini anlayamamaktayız. Türkiye'de İslami hareketin örtü üzerinden gerçekleştirmeye çalışılması hem hareketi karaktersizleştirdiği gibi hem de örtülüyü karaktersizleştirmiştir. Örtülü olmak kişilik problemi ya da sancısı içinde olan bazı fertlerin ilgi ve cazibe noktası olmuştur. Bu durum marjinal giyimlere, davranışlara ve ahlaka sahip olan örtülü bireylerin ortaya çıkmasının sebeplerinden biridir. İslami kesimin başörtüsünü tartışmaktan daha çok başörtülüyü tartışması gerekir.
Sokakta gördüğümüz başörtülü fenomeni gelenekten modernliğe dini olan seküler olana dolayımlı uzamanın göstergesidir. Değerlerini inşa edememiş tamamen modernliğin kategorilerine sıkı sıkıya bağlı olan irfandan çok kültüre bağlı olan bir bireyin varlığın söz konusudur. Yaz sıcakları daha da arttığında daha enteresan başörtülü manzaraları ile karşıya kalacağımız muhakkaktır. Estetik bilinçten yoksun bir aklın ve tevhidi inanıştan yoksun birliktelik ucube bir giyim tarzına sahip örtülü bir kadını ortaya çıkarmıştır. Transparan giyimler, banklarda öpüşen başörtülüler her an karşımıza çıkabilir. Sonuçta zarla yaşayan bazı başörtülüler var ülkede. Bazı örtülü olanların yeniden örtünmesi gerektiği bir durum söz konusu.
?Göbeği açık, derin göğüs dekolteli bir genç kızı gösterip başörtülü kızların bir kısmı göbeklerini açan kızlarla aynı amacın peşindeler başlarını örterken.?[1] Diyen İsmet Özel'e bazılarımızın mırıldanıp bazılarımızın da sövüp saydığı gibi kızmayı bırakıp biraz durup ta düşünmemiz gerekir. Durup ta düşünmek adam akıllı şeyleri düşünmeyi doğurmaktadır.
[1] Ahmet Tulgar, İslami Kesimin Önceliği: Çıkar http://www.ismetozel.org/site/modules.php?name=News&file=article&sid=106
Yorum Yap