Totaliter ve Totolojik düşünmek
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-11-29 09:48:46
Araçsal aklın Batı düşüncesini ve batıyı felakete götürdüğünü gören Horkheimer’ı, Batının bir yıkımla karşılaşacağını öngören hakikat adamı Nietzsche’yi, “hayatımın anlamı öğrenmek ve öğretmek” diyen Cemil Meriç’i, “Dine karşı din” algısını eleştiren, çağdaş düşünce ve kavramlardan haberdar olan ve bizi haberdar eden Ali Şeriati’yi, bize kâmil insanın hikâyesini anlatan ve dirilişin amentüsüne inandıran Sezai Karakoç’u, absürt-modern insanın hikayesini yazar Godot’un müellifi Samuel Beckett’i, teknolojiye ve sanal dünyaya paçasını kaptırmış uygar dünyanın acıklı halini anlatan Jean Baudrillard’ı şahsımı totolojik ve totaliter düşünceden alıkoyan önemli kişilerden sayarım. Bunlardan en önemlisi -Muhammmed El Behiy’in aktarımı ile- insanı diyalektik düşünmeye davet eden Kuran’ı Kerim’de 276 ayetin varlığı tüm totolojik ve totaliter düşüncelerden beni uzak tutmuştur.
Yapıları itibariyle en az üreten, bilim ve sanatlara karşı yeteneksiz olan totaliter ve totolojik bireyler ve devletlerdir. Bu hakikate hem küresel hem de yerel ölçekte şahit olabiliriz. Totaliter ve totolojik yapının olduğu İtalya’daki prensliklerde bilim ve sanatların gelişmesi daha özgürlükçü olan Medici Hanedanlığı zamanında, İngiltere monarşisinde ise daha liberal ve özgürlükçü olan Stuartlar döneminde olmuştur. Adı Cumhuriyet olan Türkiye Cumhuriyetine nazaran daha özgülükçü ve daha liberal olan hem Selçukluda hem de Osmanlı’da bilimler ve sanatlar daha gelişmiştir.
Devletlerin totaliter ve totolojik olması söz konusu olduğu gibi bireylerin de totaliter ve totolojik olması söz konusudur. Bireyin totaliter ve totolojik olması bireye psikolojik sıkıntı verdiği gibi içtimai yapıya da zarar verir. Totaliter ve totolojik düşünmek bireyin şahsiyet oluşturmasına engel olduğu gibi toplumların da medeniyet oluşturmasına engeldir. Tarihte bireysel düzlemde bakıldığında totaliter ve totolojik düşünenlerin şahsiyet oluşturmadığı gibi içtimai düzlemde de toplumların ya da devletlerin medeniyet inşa edemedikleri görülür. Buna bireysel düzlemde Ömer bin Hişam ve Ömer bin Hattap örneklerini verebiliriz. Hz. Resul’ün dua ettiği iki şahsiyetten biri olan Ömer bin Hişam totolojik, totaliter ve arkaik düşüncesinden dolayı Ebu’l-Hakem (Hikmetin Babası) olmaktan çıkmış Ebu’l Cehil (Cehaletin Babası) konumuna düşmüştür. Ömer bin Hattap ise farklı bir okuma ve farklı bir üslupla karşılaştığında tüm totaliter, totolojik ve arkaik düşüncelerini terk edip hakikati ve sahteyi yani hak ile batıl’ı ayırdığı için “Faruk” lakabını almıştır.
İçtimai ve devletler düzleminde ise Moğol ve Osmanlı tecrübesini verebiliriz. Totaliter ve totolojik düşünen Atilla’nın Avrupa’ya yürüyüşü, Cengizhan’ın Anadolu’ya yürüyüşü yıkımı ve yok etmeyi getirirken, Alparslan’ın Anadolu’ya ve Fatih’in Avrupa’ya yürüyüşü varoluşu ve yaşatmayı doğurmuştur. Moğollar yıkımla anılırken Selçuklu ve Osmanlı ise medeniyetle anılıyor olmuştur.
Yine totoliter ve totolojik yapıya sahip Kemalist yapı bilim ve sanatlarda tıkanmışlık ve kısırlık yaşarken, totaliter diye suçladıkları sultanlık ya da padişahlık yönetim biçimine sahip Selçuklu ve Osmanlı’da bilimler ve sanatlar gelişmiştir. Daha demokratik ve özgürlükçü görülen fakat özünde daha despotik olan Türkiye Cumhuriyetinde bilim ve sanat adına konulan tek eser Anıtkabir ve ecnebilerin imar ettiği Boğaz Köprüsüdür.
Liderler, devletler ve cemaatler bağlamında tartışmaların arttığı memlekette totoliter ve totolojk yapılar hale gelen siyaset, cemaat ve cemiyet ne varsa akıl sahibi olan için barınmaması gereken yerlerdir. Hususiyetle son dönemlerde cemaat veya cemiyetler totaliter ve totolojik hale gelmiştir. Son dönemde yaşanan tartışmalarda totolojik ve totaliter gelen bir yapının ne kadar agresif, ne kadar eleştiriden uzak ne kadar kendi menfaatleri ve misyonuna kutsallaştırdığına şahit oluyoruz. Totaliter ve totolojik düşünmek o kadar zavallıca bir şeydir ki. İnsanı “İslam’ın Namusunu Cemaat Kurtardı’ diyecek kadar ya da “ayrılan münafıktır” diyecek kadar zavallılaştır. Oysa İslam medeniyeti hem şahsiyet hem de medeniyet inşa edici bir kuvveye sahiptir.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Haber Ara
Yorum Yap