Dolar

42,6940

Euro

50,1988

Altın

5.922,26

Bist

11.456,34

Taşa Ruh Üfleyen Adam: Turgut Cansever

18 Yıl Önce Güncellendi

2009-02-24 09:19:00

Taşa Ruh Üfleyen Adam: Turgut Cansever

 

 

 

   ?Son gün olmasın dostum, çelenğim top arabam;

          Alıp beni götürsün tam dört inanmış adam!?

                                                                                        (29 Mayıs 1939)

           

Çağdaş yapı teknolojisi ile gelenekseli tecessüm ettirir[i],yöresel mimarinin geleneksel biçimlerini yeniden tasarlayan, mütevazı doğaya rağmen değil doğayla barışık ve doğaya nimet olarak bakan hürmetkâr bir mimarinin[ii] eski yapıyı yüzeysel taklit etmeden daha çok özgün ve eski ile yeniyi barıştıran bir mimari anlayış[iii] geliştiren çağımızın Çağdaş Sinan'ımızdı.[iv] Bilge Mimar Turgut Cansever kirlenmiş gök kubbemizde hoş bir sadâ bırakırken aldırmaz zihin ve hafızamızda da bir şeyler çaksın diye çırpınan bir irfan sahibi hakiki bir düşünürdü.

 

Cemil Meriç sol kibirli sağ ise kadir na-şinas diye nitelendirdiği siyasetçisiyle, entel/ektü/liyle yığına dönen topluluğun bakış açısında bir kıymeti harbiyesi olmadı. Sol kronik ve şizofrenik kibrinden Turgut Cansever'e yaklaşmazken sağ da marazi kadir na-şinas duruşuyla Cansever'i yokluğa mahkûm ettik esaslı ve derinlikli bir düşünür bizim aramızda dolaşmıyormuş gibi davrandık, adeta mevta muamelesi yaptık Cansever'e.[v] Ötekileştirmeyi ahlak edinen Antik Yunan Sokrates'e reva gördüğünü biz kıymetlerimize reva görmede eksik kalmıyoruz.  Kıymeti bilinmeyenlerden Üstat Cemil Meriç bu durumu şu sözleriyle mükemmel bir şekilde tasvir ediyor: ?Kıymet bilmeyen milletlerde kıymet yetişmez ve kıymet yetiştirmeyen milletlerin kıymeti olmaz.?

 

İlk 5-6 yıl önce kıymetli büyüğüm Yusuf Kaplan dikkatimi çekmişti Turgut Cansever ismine. Önemli bir isim olduğunu kıymetinin bilinmediğini söylemişti. Siyasette, bürokraside, ekonomide, eğitimde hemen hemen her alanda önemli değişim ve gelişim gösteren İslami Camianın ağababaları düşünür bilge tipleriyle beraber olmaktan daha çok yağdanlıklarıyla geçinmeye ve yaşamaya alışkın hiyerarşik bir ortamda yaşadıklarından bu tip adamların kıymetini bilememişlerdir.

 

2005 yılında 22. Uluslararası Mimarlık Kongresi'ne nedeniyle İstanbul'a gelen İstanbul'u havadan inceleyen Uluslararası Mimarlar Birliği Başkanı Jaime Lerner ?Şehrin iki yüzü arasındaki farkı ortaya koyarken Sinan'a atıf yapıyor. Yenikapı'dan kalkan helikopter, Sultanahmet ve Ayasofya üzerine geldiğinde iki elini birden kaldırarak şu sözleri söylüyor: ?Muhteşem Sultanahmet elimi uzatsam minarelerine değecek neredeyse... Ben İstanbul'un sembolü olarak Ayasofya'yı göstermiştim, yanılmışım.? Tarihî yarımada ve Boğaz'dan sonra İstanbul' un arka semtlerine yol alırken ünlü mimarı bir suskunluk kaplıyor. ?Bu binaları, Sinan'ın torunlarının yaptığına beni kimse inandıramaz.? derken, pilottan rica ediyor: ?Lütfen beni Taksim, Ortaköy ve Sarıyer civarına götür.?[1]

 

Lerner'in söylemi bu hazin durumu kısa ve anlamlı bir şekilde özetleyen bir söylemdir. Turgut Cansever bu toprakların yetiştirdiği kıymetli ender hilm sahibi, ?büyük bir tevazu, hayâ ve asalet, ahlâk ve ruh âbidesi, esaslı bir düşünür ve bilge bir mimardır.? [2] taşa ruh (Felsefe/hikmet, Edebiyat, Musiki, Sanat vb) Arif, Alim, Mimar Sinan'ın eserlerini inşaat gibi algılayan kendisini bir taşeron ya da inşaat ustası gibi algılayan ve algılatan anlatımlarımızın ve zihin yapımızın Turgut Cansever'i algılaması oldukça zordur kanaatimce.

Turgut Cansever, temel problemlerimizin kökeninde 'ölçülerin bozulması'nın yattığını söylerken bir mimar olarak konuşmaz yalnızca. Üstad, 'ölçülerin bozulmasından söz ederken, ilgi alanı ve duyargaları sadece mimarî ekoloji alanında iş görmez; kültürel ekoloji, fikrî ekoloji, sosyal ekoloji ve metafizik ekoloji gibi insanı, içinde yaşadığı dünya, kainat ve tabiat bütünlüğü içinde kavrayacak ve bütün bu kavrayış ve konumlayış ameliyesini ilâhî kaynakla (metafizik varoluş şartıyla) irtibatlandıracak kadar genişler.[3]

 

Seda Sayanın altıncı resmi evliliğinin nikâh şahidi olmanın rüzgârına, telaşına ve heyecanına kapılanların Turgut Cansever'in tasavvuruna anlam vermesi oldukça zordur. İhalecilik ve iltimasçılığın ayyuka çıktığı belediyecilikte yüklenici şantiye mantığıyla, bayındırlıkta taşeron zihniyetiyle çalışan, anlamın ve değerin öldüğü âlemde anlaşılabilecek bir bilge mimar tipi değildir Turgut Cansever. Yaşarken mevta muamelesiyle karşılaşan merhumun cenazesine katılmakla, çelenk göndermekle kadirşinaslık olmuyor beyler.   

 

Bir bilge, düşünür, mimar bir derviş daha gitti yanı başımızdan soluğunu ve sesini duymadan vefasızlığımızın ürettiği cehalet Turgut Cansever'i göremedi ve algılayamadı. İyi adamlar yağız atlara binip giderlerken biz Atina sokaklarında Diogenes'in yaptığı gibi güpegündüz elinde fenerle insan aradığı gibi körleşen, vefasızlaşan, anlamsızlaşan, zihni bulanık bir dünyada insan arayacağız ve böyle adamlar bulamadığımızda ah-u vah edip dermansız dizlerimizi döveceğiz.

 




 

 


 




 


11980 Ağa Han Mimarlık Ödülü Türk Tarih Kurumu

2 1992 Ağa Han Mimarlık Ödülü Demir Tatil Köyü

31980 Ağa Han Mimarlık Ödülü Ahmet Ertegün Evi

4 Yusuf Kaplan, http://www.timeturk.com/yusuf-kaplan-cagdas-sinanimiz-cansever,-gokkubbede-hos-bir-sad-birakti-ve-gitti-9427-yazisi.html

5Yusuf  Kaplan, Çağdaş Sinanımız Cansever, gökkubbede hoş bir sadâ bıraktı ve gitti

6'Bu şehri Mimar Sinan'ın torunları inşa etmiş olamaz.? http://www.arkitera.com/news.php?ID=2961&action=displayNewsItem

7Yusuf Kaplan, Çağdaş Sinanımız Cansever, gökkubbede hoş bir sadâ bıraktı ve gitti

8 Yusuf Kaplan,  Bir Varoluş Çağrısı-1 http://yenisafak.com.tr/arsiv/2005/TEMMUZ/04/ykaplan.html

 

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara