Kürtaj ve akıl tutulması
15 Yıl Önce Güncellendi
2012-06-21 17:27:04
Dünya tuhaflaşırken medeniyet köklerinden yoksun bilinçlerin olduğu ülkemiz coğrafyasında daha tuhaf ve hayret verici fikirler ve fiiller geliştiren yeryüzünün ender topluluklarından biriyiz. Abderalıların ve Abderallığın bolca yaşa/n/dığı bir coğrafyada ve zaman diliminde 'bilgi ve bilgelik’ tam bir azaba dönüyor. Her şeyin azaba dönüşmesini sağlayan ve trajik, mizahi bir hal almasını sağlayan Baudrillard'ın ayartma mekanizması olarak gördüğü kitle iletişim araçları olması gerek herhalde. Anadolu deyimiyle 'donmamış çocuğa don biçilmiyor' artık ‘doğmamış çocuğa ömür biçiliyor'.
“Gebeliği önlemek için diyafram vermeyeceğine dair” yemin eden Hipokrat kadar çağdaş olamayan cahiliye dönemindeki bilinç ve refleksle bilakis can kazanmış çocuğu katletmek için kendinde hak gören bir zihin ve iradeye sahip modernitenin zokasıyla yaşayan çağ ve duygu ötesi bir neslin yaşadığı havayı teneffüs etmenin acısını bile yaşamıyoruz.
Söz konusu bu katliamı meşrulaştırmak için inanılmaz sloganlar bulmakta son derece mahir davranan kitle 'bedenimden elini çek' ve 'benim bedenim benim kararım' gibi son derece seküler, egoist ve bireysel tutum içerisine giren ilginç bir karaktere bürünebilen bir nebatat içinde yaşıyoruz.
Postmodernite ile her şeyin her şey haline geldiği bir süreç içerisinde en hızlı ve sorunlu metamorfoz aşamasına geçebilen en ilginç varlık haline gelebiliyoruz. Her meselede Horkheimer'ın dediği 'akıl tutulması' süreci yaşıyoruz. İslami düşünmeyi bırakın 'insani' bile düşünemiyoruz ve davranamıyoruz. Tam anlamıyla müstehcenleştik ve pornografik bir varlık haline geldik. Bırakın rehberimizin Kuran ya da gelenek olması Kant'ın dediği aklı bile rehber edinemiyoruz.
Dizi ve programlardan kendimize yapay kişilikler inşa ediyoruz ve kişiliğimizin hakikat olduğu zannıyla europhia/sorhoş edici bir halle yaşıyoruz. İslami kesimden bile kürtajı meşrulaştırmaya çalışan feminist yazar tiplerin halleri ise içler açısı. Çocuk yaşta yeni yetme yazarların ömrünü İslam fıkhına ayıran zata yönelik fütursuzca yazılar yazabiliyor. Bu tipler modernitenin demokrasi, sekülerizm ve hümanite gibi kavramların zokasını çoktan yutmuş durumda… Çünkü bu tiplerin çoğu aynı zamanda artık aile kurmanın ve çocuk sahibi olmanın bir anlamı olmadığa dair kanaatleri bile var.
Bu mesele üzerinde ayrıca düşünülmesi ve yazılması gereken bir mesele olduğundan Türkiye'deki İslamcı feminist denen yazarların üzerine ayrıca arkeolojik bir çalışma yapmaya çalışacağım.
Bu ülkede akademik ve kültürel her mevzuyu, eğitim, siyaset, cemaat din gibi alanlardaki meseleleleri doğru anlayabilecek bırakın vatandaşı entelijansiya bile yok. İslami kesimin entelijansiyanın durumu ise Yusuf Kaplan'ın dediği zırcahillik ve pespayelikle dolu. Ben de kesinlikle İslami kesimin Arşimet noktasının olmadığını düşünüyorum.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Haber Ara
Yorum Yap