Dolar

42,6940

Euro

50,1988

Altın

5.922,26

Bist

11.456,34

Kufe Halkından ya da Hüseyin’den olmak

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-12-30 12:26:48

Kufe Halkından ya da Hüseyin’den olmak
“Dil varlığın evidir” diyen Wittgenstein, “Dilimin sınırları dünyamın sınırlarıdır.” der. İnsanın dili dünyasıyla sınırlıdır. Yani dili eşyaya bakışının yansıması ve tasavvurunun ifadesidir. Velhasıl dünya algınız çökmüşse diliniz de çökmüştür.

17 Aralık vakasından yaklaşık dört yıl önce “Cemaatleri Unutmak” adlı yazımda cemaatlerin doktirin-lider-itaat üçgeninde sorun yaşadığını ve bu durumun şahsiyet-cemiyet-medeniyet bağlamında ciddi sorunlar doğurduğunu yazmıştım. Bir diğer yazıda ise cemaat- hükümet kavgasının güç-iktidar kavgası haline geleceğini ve toplumsal sorunları doğuracağını yazmıştım. Fakat düşünme, sorgulama ve hakikati arama çabasından uzak bir perspektifle yetişen kütle (mass) -yakın çevrem dahil olmak üzere- “sen doğrusunu bilmiyorsun” edasıyla yazılarıma yaklaştı. Ne yazık ki hala bu edayı bir türlü terk edemediler. Çünkü bu edayı terk etmeye yönelik bir pedagojik süreçten geçmediler ve bizatihi bilinçli olarak geçirilmediler.

Farklı okumanın, farklı konuşmanın, düşünmenin, farklı perspektiften bakmanın adeta yasak hale geldiği Kant’ın dediği sizin yerinize düşünen ve sizin yerinize karar veren “Abilerin” olduğu bir mekanizmada artık “Abi” ya da “Abiler” ne konuşursa, ne yazarsa ne yaparsa hakikattir inancına sahiptir. Tek felsefe “Topyekûn hücum topyekûn saldırı”.

Totolojik ve totaliter yapılarda muhakemenin zayıflaması, eğretilemenin veya teşbihlerin alabildiğine kullanılması, tarihin, tarihi şahsiyetlerin, ayet ve hadislerin alabildiğince yorumlanması söz konusudur. Nitekim bu durum Bulamacından Kurusuna, Alkanından Dumanlısına ve en mümtazına kadar zevatların yazılarında açıkça görülebilir. Bu tepeden gelen bir doktrinin neticesidir. Ayetleri, hadisleri hususiyetle sahabelerin hayatını hoyratça kullanan ve bu unsurları postmodern bir yapıya sahip olan cemaat söylemlerine ve fiillerine eklemleyen bir liderin öğretisinin neticesidir. Gülerce ile ünlü münafık Abdullah ibn Sebe arasında imalı eğretilemede bulunan zatın talebesi Ekrem Dumanlı’nın yaklaşık bir yıldır eski Başbakan yeni Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kast eden Yezid söylemi tarihin ve hadiselerin ne kadar çarpıtıldığının ifasıdır. Dünyanın bozulmasıyla dilin ne kadar bozulduğunun göstergesidir.

Ülkenin Reis-i Cumhurunu Yezid’e benzeten bir tasavvurun geleceği yer kendi bulunduğu cenahı Hüseyin’in tarafında olduğu ve bunun karşısında olan ya da hükümetin tarafında olanları Kûfe halkıyla özdeşleştirmesidir. “Kûfe Halkı” benzetmesi rezil bir düşüncenin geleceği son noktadır.

Bu nasıl bir Hüseyinlik… Plazalarda yaşayan, son model arabalara binen, himmet-hizmet dualitesinde toplanan şeffaflıktan uzak paraların bilinmeyen akıbeti, küresel güçleri mevcut iktidara karşı palazlandıran ve bileyen bir Hüseyinlik..

Bu nasıl bir Hüseyinlik… Olağanüstü sermaye gerektiren büyük bir medya ağına, hastanelere, okullara, üniversitelere, şirketlere, bankaya, TUSKON gibi iş adamları topluluğuna sahip olan bir Hüseyinlik.

Bu nasıl bir Hüseyinlik… Mevcut iktidarla 12 yıl koyun koyuna olmuş emlağından arsasına, kadrosundan yasa-yönetmeliğine kadar her türlü talepte bulunan ve talepleri karşılanan ve iktidardan hiçbir İslami talepte bulunmayan bir Hüseyinlik.
Bu nasıl bir Hüseyinlik… Büyük bir ticari şebeke haline gelen dershanelere dokunulduğunda ise halkın oylarıyla seçilmiş iktidarı yani hükümeti düşürme ya da darbe yapmak için savcısıyla, emniyetçisiyle, medyasıyla, yazarıyla-çizeriyle ve ilginç ilişkileriyle topyekûn savaşan her türlü şebekeyle bağlantı için de olan bir Hüseyinlik.

Bu nasıl bir Hüseyinlik… İnsanların mahrem ilişkilerini kayda alan,” Selam Örgütü” adı altında insanları fişleyen, uyduruk isimlerle toplumsal itibarı olan iş adamından yazarına kadar birçok kişiyi dinleyen, uyduruk davalar açan, 70 yaşında gözü görmez kulağı duymaz bir piri faniyi –vaaz/talimat eşliğinde- önce itibarsızlaştırma politikasıyla yok etme hırsına sahip ve sonrasında bu faniyi 17 ay sevenleriyle zindanlara tıkan ve hala bunun doğru olduğunu savunan bir Hüseyinlik.

Kemalist’inden Ulusalcısına, Ateistinden Gay’ına kadar, Avrupa Birliğinden, Birleşmiş Milletlere, Amerika’daki lobilerden BBC gibi çağdaş İngiliz-Yahudi medeniyetiyle kol kola giren bir Hüseyinlik.

Ey Dumanlı dağlar; içinde bulunduğun ve Hüseyin taraftarı iddia ettiğin cenahın Hüseyin’i nerede. Pensilvanya’daki malikânesinde yaşayan bir lider Kerbela’daki mazlum Hüseyin’in neresine düşer ya da neyi olur bize bir anlatsan da dinlesek.

Ey Dumanlı dağlar, insanların bir dönem gıptayla baktığı bir yapıyı yaptığın güdümlü haberlerle bu hale getiren, kulislerle hükümet-cemaat arasındaki gerilimleri talimatlarla artıran bir adam ne zaman Hüseyin tarafında oldu. Cemaatin İslami bir yapıdan çıkmasına neden olan son on yılda yaptığın yayınlar oldu.

Döneminde itibarsızlaştırma kampanyasına uğrattığın insanları vebali ne olacak. Sen bir gazeteci değil olsa olsa emir erisin… Âlemin tek akıllısı ve tek Hüseyin’i siz olmadığını gibi içinde bulunduğunuz durumu tasvip etmeyenler ise Kûfe halkından değil. Haddini bileceksin-iz. Tarihi ve şahsiyetleri eğip bükmeyeceksin-iz. Hz. Hüseyin’in BBC, Wall Street Journal gibi şer şebekeleriyle ateistiyle gay’iyle ne işi olur. Haydi cemaat buyurun tartışalım Duman’lının son 10 yıllık yayınlarına ve yayıncılığına bakıp hem cemaatin İslami bir yapı olup olmadığını hem de Dumanlı’yı tartışalım. Dünyası/tasavvuru çöken bir yapının dili de çöktü.





Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara