Dolar

42,6940

Euro

50,1988

Altın

5.922,26

Bist

11.456,34

İran?ı kavramak

18 Yıl Önce Güncellendi

2009-06-19 11:04:00

İran?ı kavramak

 

Yol haritalarının yeniden çizilmeye çalışıldığı, ülke siyasal yönetimlerinin ve liderlerinin yeniden dizayn edildiği bu günlerde İran seçimi bu tasarımın dalga boyunu göstermesi açısından oldukça çok önemliydi. Rafsancani, Hatemi en son Musevi ile birlikte reformist ve muhafazakâr kavramları ile İran siyaseti anlaşılmaya çalışılırken, Reformcular devrim karşıtı değişim getirmeye çalışan kanadı temsil ederken Muhafazakârlar ise devrim yanlısı ve muhafızı Humeyni'nin mirasçısı ve onun bıraktığı yadigâr mirasa sarılan mirasçılar olarak konumlandırıldılar. Bu yaklaşım 1997'de cumhurbaşkanı seçilen Muhammed Hatemi'ye karşı sergilendiği gibi son seçimlerde Cumhurbaşkanlığına aday olan Mir Hüseyin Musevi'ye de sergilendi. Oysaki Hatemi devrim sonrasında 1993 yılına kadar İran'ın en önemli kurumlarından biri olan Kültür ve İslami Rehberlik bakanlığını 11 yıl sürdürmüş olan biri yani devrimin onayladığı bir kişiyken Musevi'de devrim sonrasında bir süre bakanlık ve 1981?1989 döneminde İran'ın son Başbakanı olarak görev yapmış bir kişidir.

 

Reformist denilen kanadın en uç söylemlerine sahip olan kişi Mir Hüseyin Musevi'dir. Kadınlara özgürlük, A.B.D. ve Batı ile iyi ilişkiler, özgürlüklerin genişletilmesi ve alkol serbestliği konularında seçim propagandası yapmıştır. Musevi'nin devrimle en çok sorun yaşayan seçim vaatleri ve istekleri kadınlara özgürlük -bunun sınırlarının konulmaması açısından- ile alkol serbestliğidir. Musevi'nin bu talepleri ve düşünceleri aslında alttan alta devrimi aşındırma düşüncesini içinde taşımaktadır.

 

Musevi'nin en büyük kaybetme nedenlerinden bir kaçı şunlardır: Cumhurbaşkanlığı döneminde para ilişkileri açısından sorunları olan halkta güven ve itimat oluşturamayan seçim kaybetmiş Rafsancani'nin Musevi'ye açıktan destek vermesi ve Musevi'nin bu desteğin kendi aleyhinde olduğunu görememesi, Devrimin 30. yılında Batı tarafından yıpratılmaya çalışılan devrimi aşındıracak devrim karşıtı söylemler kullanması ve A.B.D. karşıtlığından özenle kendini sakındırmaya çalışmasıdır. Bu yaklaşımlar ve duruşlar Musevi'nin ?Batılı güçler tarafından modifiye edilmiş ve tasarımlanmış siyasi bir portre mi?? şüphesini doğurmuştur. Ahmedinejad'ı kazandıran en önemli etkenler ise şunlardır. A.B.D. ve İsrail karşıtlığı, ekonomik başarısızlıklara rağmen yoksullara aktarılan hazine yardımları, nükleer çalışmalar konusundaki ısrarı, mütevazı yaşamı, duruşu ve adının rüşvet ya da usulsüzlüğe bulaşmaması kısaca yakasını kapitalizme kaptırmaması, sade giyimiyle ve yaşantısıyla halk tarafından sevilmesi ve itibar görmesidir.

 

30. yılında İran devrimi son seçimlerde devrimi aşındıracak büyük siyasal ve sosyolojik bir kırılmadan kurtuldu diyebiliriz. Ama 4 yıl sonra Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde daha reformist belki devrim karşıtlığını açıkça bildirmeyen ama devrimi aşındıracak bir aday profiline ve onun kazanacağı bir seçime şahit olabilir.

 

İran'da görülen son durum şudur. İran'da post-İslam süreci yaşanmaktadır. İran'ın özellikle genç nüfusunda sekülerizm hâkim durumdadır. 35 yaş üzerinde ise ciddi olarak din yorgunluğu görülmektedir. 5 vakit namazsız bir İslam, Peygamberin (Hz. Muhammed'in (s.a.v.)) görmezden gelindiği ümmet bilincinden yoksunluk, sahabeyi hayatında referans almayan eksik şahsiyet inşası, masum ve kayıp imam itikadı, siyasallaşmış Şia inancı İran'ın siyasetini, ekonomisini, kültürünü, sanatını kısaca tüm dinamiklerini yok etmektedir. İran bu zaafiyetlerden sıyrılmış bir Ali Şeriati'sine, Mutahharri'sine vb. düşünürlere muhtaçtır. Şah İsmail'le siyasallaşmış Şii anlayış çözümlerinden çok sorunları barındırmaktadır.

 

Abdülkerim Suruş başörtüsü takmak zorunluluğunun kalkması gerektiğini söylemesi aslında yönetime gelecek olanların çoğunun aklının kenarında duran bir şey. Fakat bu yasak kalktığı zaman ucunun nereye gideceklerini de bilememeleri söz konusu. Çünkü siyasiler İran kadının frensiz olduğunu düşünmektedir. Nitekim seçim sonuçlarına soyunarak tepki gösteren kadın fenomeni bunun en büyük göstergesidir. İran hem siyasal, hem toplumsal olarak bir çatırdama ile karşı karşıya. Böyle bir İran'ın ciddi bir Peygamber bilinci olan ve içinde Peygamber (Hz. Muhammed (s.a.v.)) olan ve ibadete sahip sahih bir İslam'a ihtiyacı var. Eğer böyle bir İslam'a sahip çıkmazsa hızlı bir çözülme ile karşı karşıya kalacaktır. Aile kurumu çöküş içinde olan gençliği seküler bir hayata sahip olan İran'ı ciddi sorunlar beklemektedir.                   

 

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara