Arkasından kalan hiçbir malı yoktu, yalnız eskimiş bir çift sandalet ve gözlüğünden başka… Ama hiç kimse onun kadar mebzul hediyeler dağıtmamıştı. O büyük bir milletin hürriyetini satın almış ve insanlara sulh ve kardeşlik yollarını göstermişti. Neşeli ve içi sevgi dolu bir savaşı sıfatıyla Gandhi, yeryüzündeki maceralı hayatını, sanki gökten sadece bu maksatla kendisine emanet edilmiş gibi yaşamıştı.*
Mahatma Gandhi’yi ilk defa 20’li yaşların başında H. David Thoreau’nun yazdığı “Sivil İtaatsızlık ve Pasif Direniş”[1] adlı kitaptan okumuş ve tanımıştım. Güney Afrika’daki Hintlilerin manevi hayatı ve mevcudiyeti ile hayır ve bereket getirecek derecede pak ve yüksek olan kimseye verdikleri lakap olan “Mahatma/Büyük Ruh” ile isimlendirilmiştir.[2]
Gandhi hem milletinin hem de bizzat kendisin karşılaştığı aşağılanmaya bilenmiş spontane bir liderdir. Onun metot olarak kullandığı hakikate tutunma anlamına gelen “Satyagraha” şiddeti dışlayan bir tutumdur. Yasalara aklını kullanarak iradeyle boyun eğmeyi bir tutum olarak gören Gandhi 1. Dünya savaşında Osmanlıya karşı gönüllü (!) toplanmasına Müslümanları gücendirmesine rağmen müsaade etmiştir.[3] Anlayacağımız Gandhi bu yönüyle birazcık muamma ve beni kıran ama sevdiğim anti-emperyalist bir tip …
Gandhi’yı okuduğum yıllarda gerek hareketinin gerekse kendisinin tarihimizde karşılığını düşündüğümde tekabül edecek ne bir hareket ne de şahsiyet bulamamıştım. Çünkü Gandhi’nin şahsiyeti gereği onun anti-emperyalizmi esnetilmiş emperyalizm karşıtı bir hareket olmuştur. Aradan yıllar geçtikten sonra son derece mahir medya benim yapamadığımı yaptı kendisine ve topluma bir Gandhi buldu. Medya her konuda olduğu gibi cehaletini bu konuda da sürdürüyordu. Oysaki dışsal bir emperyalizm yaşamayan ama yaklaşık 250 yıldır self kolonizasyon (kendi kendini sömürgeleştirme) yaşayan tarihi bir tecrübeyle karşı karşıya olan bir ülkenin Gandhi ile mukayese edilmesi tarih bilmemezliktir ve abesle iştigaldir.
Her şeyin dissmüle/mış gibi olduğu bir evrende yapay şahsiyetlerin modellerden üretilmesi ve yapmacık figürlerin üretilmesi simülasyon dünyasının dünyanın gereğidir. Tarihteki liderler kendi şahsiyetleri ve pratikleri sonucunda lider olabilir ve daimi kalabilirler. Liderler başkalarının isimleri üzerinden değil kendi isimleri üzerinde yükselirler. Modellerden hareketle oluşturulan liderler yapaydır, geçicidir ve çabuk unutulurlar.
İlkönce elinde kırmızı dosyalarla ekranlara taşınan “Gandi Kemal” “sadeliğini” ve “temizliğini” başkalarına çamur atarak ortaya koymaya çalışıyordu. Çünkü ekrana taşınan dosyaların hiçbiri mahkemelerin hiç birine taşınmadı. Bu medyanın ürettiği “Gandi Kemal” için bir sorun değildi ama “Hakiki Gandhi” için hakiki ve can sıkıcı bir sorun olurdu. Çünkü Gandhi Sokrates gibi haksızlık yapmaktan daha çok haksızlığa uğramayı tercih eden bir Gandhiydi. Oysaki “Simülatif Gandi” simülasyon dünyasının oluşturucusu en önemli kitle iletişim aygıtını kullanmayı ve onun adaletine sığınmayı yeterli buluyordu.
Kırmızı dosyalarla ve mavi gömlekle 2. Karaoğlan Efsanesi üretme telaşıyla ekranlara taşınan “Gandi Kemal” medya rüzgârıyla ve ittirmesi ile İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığına aday olduktan sonra İl başkanı/“Simülatif Nehru” ile birlikte İstanbul’da çamurlu sokaklar bulup sarı çizmelerle dolaşıyor, asparagas kepenk kapatma ilanları[4] verdiriyordu. Medyatik ve simülatif bu eylemler “Hakiki Gandhi”nin yapmayacağı ve hayat boyu yapamayacağı eylemlerdir herhalde.
Tunceli’de Onur Öymen’in Dersim açıklamasına önce tepki veren ve Öymen’i istifaya davet eden Kılıçdaroğlu Ankarada/mahkemede şaşıyor ve dissimüle bir tavır içerisine giriyordu.[5] “Öymen’in konuşmasını alkışlamadım.” diyen Kılıçdaroğlu’nun daha sonra görüntülerde Öymen’i alkışladığı ortaya çıkıyordu.[6]
Gandhiyle mukayese edilemeyecek en son ve en büyük eylemi parti başkanı oluşudur. Kasetin ortaya çıkışı ve Baykal’ın istifa etmesinden sonra “Kesinlikle aday olmayacağım.”[7] diyen Kılıçdaroğlu 3 gün sonra adaylığını açıklıyor. Selefi Baykal “Sen de mi Brütüs” edasıyla “benden gizli arkamdan iş çevirdiler.” serzenişinde bulunuyordu. Ve ihanete uğradığı vurgusunda bulunuyordu.
Okuduğum ve tanıdığımı düşündüğüm ve sevdiğim Gandhi ile “simüaltif Gandi” nin mukayesesi bile abes ve boştur. Kulakları benziyor diye ve gözlüğü var diye bir adam Gandhi’ye benzetilmez. Kılıçdaroğlu, kendi dokuduğu elbiseleri ve sandaletleri de giyse, etyemezler derneğine üye de olsa, Bhagavad Gita’da okusa, soyadını değiştirse de “Kılıçsız Savaşçı Gandhi” değildir. Bu hem benzediği söylenilene hem de daha çok benzetilene bir züldür. Zulüm dediğimiz şey bir şeyin ait olmadığı ya da layık olmadığı yerde olması değil midir? Bu lakabı ben buldum iddiası ise yapılan haltın ilanıdır. Bu lakabı ben buldum diyen ve sahiplenen Milliyet yazarı M. Tezkan’mış.[8] Hadi ben de size bir iyilik yapayım efsaneye yani simülasyana devam etmeniz için size bir “Nehru” lazım o da kim biliyor musunuz? Gürsel Tekin… Medya’ya yeni bir modifiye iş çıktı
Gandhi ne modifiye edilen ne de belli süreçlerle hazırlanan bir liderdir. Böyle şaibeli bir mirasın üzerine oturacak bir zatta değildi. “Gandi Kemal” ne kadar Gandhi’dir. “Böyle bir kanun insana ve hürriyetine hakarettir.” diyen bir Gandhi bakış açısına sahip olduğunda ve söyleyebildiğinde Gandidir. Ama bunu söyleyebilecek ne bir liderlik esamesi ne de perspektif göremiyorum. Yani kısaca bu Gandi o Gandhi’ye hiç benzemiyor. Herhalde bu Gandi çakma Gandi. Gandhi sever olarak Gandhi’ye sahip çıkıyorum ve Gandhi severleri Gandhiye sahip çıkmaya çağırıyorum. Bunları “rüzgârdan” korktuğum için yazmıyorum. Rüzgarı ve Gandhi’yi severim.
***************************************
* Kılıçsız Savaşçı Gandhi, J. Eaton, Sofi Huri (çev.), 4. baskı, İstanbul Pınar Yayınları, ss. 294
[1] Sivil İtaatsizlik ve Pasif Direniş, H. David Thoreau- Mohandas K. Gandhi, Fatma Ünsal-C. Hakan Arslan (çev.), Ankara: Vadi yay., ss. 150.
[2] Kılıçsız Savaşçı Gandhi, J. Eaton, s. 139.
[3] Kılıçsız Savaşçı Gandhi, J. Eaton, s. 194.
[4] http://stargazete.com/politika/chp-ilanlari-asparagas-haber-73365.htm
[5] http://www.gazeteokuyun.net/kemal-kilicdaroglu-onur-oymen-kararinda-kivirdi.html
[6] http://www.kanaldhaber.com.tr/haberdetay.aspx?haberid=54961&catid=32
[7] http://www.t24.com.tr/content/newsdetail.aspx?newscode=77844&cat=25
[8] http://www.milliyet.com.tr/gandi-lakabi-nasil-cikti-/mehmet-tezkan/yasam/yazardetay/20.05.2010/1240159/default.htm
Yorum Yap