Fatih’in İlk Medresesinden Dürümcüye Kültür Yıkımı

yusuf kaplan ‏@yenisafakwriter 3 sa.
FATİH’in, İstanbul’da açtığı İLK MEDRESE, DÜRÜMCÜ olmuş! FATİH’İN DEFTERİNİ DÜRMÜŞÜZ yani! Yatacak yerimiz yok vesselâm.

Tam üç yıl önce “Her şeyin ticarileştiği ve maddileştiği bir dünyada her şeyi pespaye hale getirdiğimiz gibi Cağaloğlu'nun da kebapçılar tarafından işgal edilmesini engellemeliyiz. Artık oturma eylemi olur, açlık grevi olur.” diye yazmıştım.* Fakat bizim mahallede değişen hiçbir şey yok. Bu yazıyı yazdığım sıralarda şu an paralelcilerin medyasında mal bulmuş mağribi gibi ortalıkta dolanan “sosyalist-islamcı!” Bekaroğlu’nun arkadaşı olan “eski tüfeklerden” zat kültür bakanlığı yapmaktaydı.

Sanki kültür adına yeni ve çok şeyler üretmiş gibi ortalıkta dolanan makamdan başka bir yer işgal etmeyen zat Beşiktaş stadına karşı çıktığını söylüyor. Fakat projenin onaylanma sürecinde delikanlılık yapıp istifa etme ahlakını göstermedi. Şimdilerde Zeytinburnu’ndaki kulelere karşı olduğunu ve başbakanı haberdar ettiğini söylüyor. Fakat o dönemde istifa etme erdemini gösteremiyordu. En son başarılı işi Kars’ta ki ucube heykellere/betonlara sahip çıkmaktı. Zat itiraf ederek düşündüğünü zannediyor. İtiraf asla düşünmek değildir itiraf olsa olsa suç ortaklığından sonraki süreçlerde ortağını satmaktır. Zatın yaptığı şey vicdani bir şey de değil. İçinde bulunduğu durum yalnızca makamı alındıktan sonraki öfke halleri. Onu geçelim ondan bir nane olmaz.

Neyse asıl meseleye dönelim. Cumhuriyet tarihinden bu yana eğitim ve kültür alanında dökülüyoruz ve dökülmeye devam ediyoruz. Ben Cağaloğlu’nda ki kebapçı istilasından kitapçıları kurtarmak gerektiği konusunda uyarı yazıları yazmışken Twitter alemine yeni giren Yusuf Kaplan’ın twitiyle her şeyin daha beter haline geldiğini gördüm.

Az çok mürekkep yalamış, okur-yazarlık yapmış, akademiye bulaşmış bir kültür bakanına sahibiz. Fakat onun kültür bakanlığı yaptığı bir ortamda ve zamanda Fatih’in açtığı ilk medrese dürümcü olmuş. Pes yani yuh olsun size. Medreseden dürümcülüğe geçiş yapmak için okur-yazar ya da akademisyenliğe bulaşmaya hiç gerek yok. Bu geçiş için dürümcünün ya da kebapçının yanında kısa dönem çıraklık kafidir.

İktisadi, askeri, siyasi olarak başarılı olabilirsiniz. Fakat eğitim ve kültür dünyasında yeriniz yoksa tarihte yoksunuz demektir. Tarihte eğitim ve kültür hayatından yoksun tek bir devlet vardı. O da 46 yıllık ömre sahip Moğol İmparatorluğuydu. Medreseden dürümcülüğe yapılan yolculuk olsa olsa Moğol istilasından mülhem bir mirastır.

Kültür Bakanlığı nezdinde son yıllarda yapılan çalışmalar önceki yıllara oranlı iyi olsa da büyük bir medeniyetin varisi olduğunu söyleyen bir neslin Fatih’in ilk açtığı medreseyi dürümcü haline getirmesi hezimetlerin ve mağlubiyetlerinin en büyüğüdür. Ne yazık ki bu dönemde de rantçılar tarafından kültür mirasına yönelik yapılan yıkımlara son verilemedi.

Ülkenin kültür hayatına yönelik tecavüz ve yıkımların ne olduğunu bilen bu konuda bilgi sahibi birçok uzman var. Kültür bakanı sanatçıları toplayıp duracağına bu insanlara itibar edip fikirlerini almalı. Öncelikle dürümcü rezaletine son verip Cağaloğlu’nun itibarının nasıl kazandırılması gerektiği üzerine kafa yormalıdır. Medrese dürümcüye döndürülüyorsa sen ne işe yararsın bu memlekette Sayın Bakan.


* http://www.timeturk.com/tr/makale/mehmet-a-tepe/bir-yanimiz-olurken-cagaloglu-yaniyor.html#.U9T2gfl_uDM