Dolar

42,6940

Euro

50,2029

Altın

5.909,30

Bist

11.456,34

Dış Politikaya Yön Verebilecek Bir Orkestra Şefi: Davutoğlu

18 Yıl Önce Güncellendi

2009-05-06 17:07:00

Dış Politikaya Yön Verebilecek Bir Orkestra Şefi: Davutoğlu

 

Ahmet Davutoğlu Kendisini siyasetten önce akademik kimliği ile tanıdığım Konya- Taşkent doğumlu, çevrenin merkeze yürümesi neticesinde İstanbul Erkek Lisesi mezunu olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesinde Ekonomi ve Siyaset biliminde lisansını, yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamlamış duruşuyla ve azmiyle Anadolu hareketinin has bir evladıdır. Ekonomiden siyasete, coğrafyadan tarihe, teoloji ve sosyolojiden felsefeye büyük bir birikime sahip keskin bir zekâdır. Düşünme, konuşma ve yazının ciddiyetine vakıf olan derinlikli düşünmeyi ve derin sorular sormayı bilen bir düşünce adamıdır. Tarihi olayları bilmekten daha çok tarihi olayların felsefesini ve çözümlemesini çok iyi yapabilen analitik bir beyindir. Ak Parti'nin iktidra gelişinden beri hükümetlerin içinde danışman olarak ta bulunsa hem içimi hem de beynimin rahatlamasını sağlayan bir adamdır.  

 

Amerikanın kendi dışında çatışma alanı -Amiral Mahan'ın raporu doğrultusunda- doğurma gayretinde olduğunun bilincinde olan, hayati önem taşıyan dünyadaki dokuz boğazdan sekizinin İslam ülkelerine ait olduğunun bil/inci/-gi-sine sahip olan bir düşünür, bütün dünyayı İslam karşıtlığından birleştirme senaryosundan dolayı oldukça rahatsız olan ve dehşete düşme duyarlılığı gösteren has bir Müslüman'dır.[1] Davutoğlu için halkın dünyasına inebilen bir aydının yetiştirilmesi elzemdir. Urfa kahvesinde Erzurum kahvesinde, Edirne kahvesinde oturup halkla hemhal olabilecek kürselleşmenin iğdiş edici yönlerinden kendini koruyabilecek birey yetiştirilmezse kopukluk yaşanacaktır[2]. Yani Davutoğlu küresel düşünen yerel harekete eden yerli bir aydın tipidir. 

 

Kendi dinamiklerini yıllardan beri görmeyen ya da üzerine beton atan bir zihniyet yapısına karşın alışılmış bir zihniyetin dışında olan köklerini algılayabilen diplomat, akademisyen, siyasetçi ve düşünür olma nitelikleri taşıyan bir figürdür. Davutoğlu, monolitik ve despotik yapılanmayı ve monarşik bir prens tipi ortaya koyan Machiavelli'nin Hükümdar'ının karşısına Kınalızade'nin kuşatıcı, üç kıtayı, çok sayıda topluluğu bir arada tutmaya çalışan bir sultan tipi ortaya koyan Ahlak-ı Ala-yi, Hobbes'in Leviathan'ınına karşılık el- Hazini'nin Kitabu Mizanü'l Hak adlı kitabını mukayese edecek yetilere sahip köklerinin farkında olan yeni düşünür tiplerindendir.[3] Yine Davutoğlu kadim Osmanlı tecrübesinin farkında olan[4] kadim birikimin ana damarlarını yakalayabilecek ve modernitenin sorunlarını aşabilecek birikime sahip büyük bir medeniyetin evladıdır. Tarihte olmayanların geleceği şekillendiremeyeceğinin farkında olan, tarihte tatile çıkmış bir ülkeyi geri döndürebilmeye çalışan, yaşadığımız medeniyet krizini aşabilmenin neler olduğunun bilgisine sahip olan bir akademisyendir.[5] Haçlı ve Moğol saldırısı ile bunalım yaşayan İslam devletlerinin 200 yıldır sömürgecilik yaşamasından dolayı İslam medeniyetinin bunalım yaşadığının farkında olan ve kendisine İslam Medeniyetinin yaşadığı bunalım üzerine bir bildiri sunması istenen fakat O bu bunalımın nedeninin Batı uygarlığı olduğu bilincinden hareketle Batı bunalımı üzerine bir bildiri sunan bir tarih felsefecisidir. Onda Aliya İzzetbegoviç ve Miloseviç iki farklı medeniyetin temsilcisidir. Bir Müslüman olarak Aliya asil değerleri temsil ederken Miloseviç ise geride kalmış batı değerlerini temsil eder.[6]        

 

Modern dünyanın ve modernitenin getirdiği sıkıntıların farkındadır. Tüketiciliğin bir ahlak ve tapınma ritüeli döndüğü modern dünyadaki birey ve tefekkür ilişkisine değinir. Hamburgeri ya da Coco Colayı sıradan yiyecek ve içecek görmeyip bunları ?hayatın gerçek tadı? olarak gören bir bireyin tefekkür edemeyeceğini ve bir felsefe ruhunu oluşturamayacağını iddia eder.[7] Yani Davutoğlu'nun tasavvurunda yemek için yaşamak değil yaşamak için yemek felsefesi hâkimdir. Felsefenin hep canlı olduğunu ve ölmeyeceğini[8], vasatının tehlikeli olduğunu, derinlikli felsefenin yapılması gerektiğini[9] söyledikten sonra jeostratejik parçalanmayı anlamlandırabilecek aydınımızın, ekonomiyi yorumlayabilecek iş adamı eltimizin, jeokültürel yüzleşmeyi yorumlayacak bir aydınımızın olup olmadığı sorusunu sorar.[10]     

 

Türkiye'nin içe kapanması gibi bir siyaseti izleyemeyeceğini çünkü hem coğrafyasının hem de tarihinin buna imkân tanımadığını, eğer içine kapanırsa kendi içinde boğuşacağını ve parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını, Türkiye'nin köprü olmaktan daha çok merkez bir ülke olduğunun bilincindedir.[11]

 

Kısaca Davutoğlu, yazı içerinde değindiğimiz gibi Anadolu hareketinin has bir evladı,  duyarlılıkları olan has bir Müslüman, kadim birikimin ana damarlarını yakalayabilmiş, büyük bir medeniyetin öz evladı, büyük bir birikime sahip keskin bir zekâ, derinlikli düşünmeyi ve derin soruları sormayı bilen analitik bir beyin, düşünce adamı, küresel düşünen yerel harekete eden yerli bir aydın, düşünür ve tarih felsefecisidir. Yıllardan beri monşer duruşundan ve yaşantısından sıkıldığımız bir dönemde dış politikaya yön verebilecek önemli orkestra şefidir. Davutoğlu'nu H. Kissinger ile mukayese etmeyi abes ve ayıp olarak telakki ederken Kemal Derviş'le mukayese edilmesini ise edepsizlik olarak görüyorum. Davutuoğlu iliklerine kadar bu ülkenin değerleriyle yıkanmış bu toprakların büyüttüğü bir değerdir. Kendisinin stratejist olarak isimlendirmesinin ise hafif geleceğini düşündüğüm için bu kelimeyi kullanmamaya özenle gayret gösterdim. Özellikle Doğan grubu ve diğer medya Grubunun yazarlarının çemkirmesini ise anlıyorum. Çünkü onların değer-sizlik-ler manzumesine zıt bir profildir. Hiç çemkirmeyin beyler Davutoğlu sadece Türkiye için bir şans değil Dünya Müslümanları ve insanları için önemli bir şanstır. Tabii ki rahat bırakılırsa. Sistemin kuruluş mantığının onun felsefesini hazmedebileceğini ise hiç zannetmiyorum.            




[1] Ahmet Davutoğlu, Kürsel Bunalım, İstanbul: Küre Yayınları, 2002 s. 29


[2] a.g.e. s. 161


[3] a.g.e. s. 40?44


[4] a.g.e. s. 88


[5] a.g.e. s. 92


[6] a.g.e. s. 127


[7] a.g.e. s. 52


[8] a.g.e. s. 101


[9] a.g.e. s. 156


[10] a.g.e. s. 142?143


[11] a.g.e. s. 195,191

 

 

 

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara