Dolar

42,6940

Euro

50,1988

Altın

5.922,26

Bist

11.456,34

Çıldırtan SBS II

17 Yıl Önce Güncellendi

2010-06-14 02:26:00

Çıldırtan SBS II

Bir çıldırı anaforunda yaşadığımız, adımıza “Çılgın Türkler” denildiği bu topraklarda çılgın/manyaklaştırıcı işleri yapmada oldukça mahiriz. İnsan eğitmenin bütün sırlarına sahip, insanlık tarihinde eğittiği ve yetiştirdiği insanlarla insan eğitiminin nasıl olacağını ve olması gerektiğinin müthiş tecrübesine sahip bir medeniyetin evlatları ucube, aklı başında olmayan, uçuk, insanlıktan pay almamış, insani olmayan canavarca eğitim usulünü kendine şiar edinmiş gözükmektedir.

 

Gecenin kör vaktinde (03:30) beni çıldırtan, kalemimi elime aldırtan bu insani olmayan, sorgulanmayan eğitimi sisteminin (bu kavram –sistem- bana hep vahşi gelmiştir.) haince varlığı ve süründürülmesidir. Bu sınavın (hususen SBS) ve eğitim sisteminin hiçte insani olmadığını düşünen biriyim. 11–12 yaşlarındaki sabileri bu sınav işkencesine reva gören zihin yapılarının sağlıklı olmadığını ve marazi/hastalıklı olduğunu düşünüyorum. Eğer gecenin yarısında uyanıyorsam rüyamda bu işkencenin şahidi oluyorsam. Bunun rüyasını görüyor acısını ise zihnimin bir taraflarımda hissediyorsam. Bir yazar olarak zihnimin meşru ve hakiki olduğunu düşünmekteyim. Çünkü bu ülkede kalemini ve zihnini her türlü çıkar için kullanan kişilerin olduğu malum. H. Cibran’ın müthiş cümlesiyle “Nice akıllılar vardır aklını sepete koyarlar pazara çıkarlar en fahiş fiyata satarlar.” Zihnini ve kalemini satışa çıkaran –bazı- okunan kalemlerin/yazarların bu konuda hiçbir şey yazmamaları ama menfaatlerini ya da çıkarlarını muhafaza edecek konularda sayfalarca bir şeyler yazmaları oldukça tiksinti verici bir durum.  

 

Birçok meselede olduğu gibi bu meselede de bir karın ağrım olduğunu ve insanlık yanımın hala ölmediğini görmek beni mutlu ettiği gibi bu sınav uygulamasını ortadan kaldırabilecek yetkiye sahip ama bu durumdan rahatsız olmayan zatların insani yanlarının törpülendiğini görmekteyim ve şahit olmaktayım. Beni gece yarısında uyutmayan küçücük kalplerin duymuş olduğu korkunç heyecan, çektikleri azap, zihinlerinin ve bilinçlerinin yaralanmasıdır. Beni gece yarısında uyutmayan kangren olmuş bu derdin asıl sahiplerinin şu anı kaçı çıldırmış, psikolojisi bozulmuş bir şekilde sınav saatini beklemektedir. Bu sınavlara yüz binlerce çocuk katılmaktadır. Yakınlarımda gördüğüm ve şahit olduğum hastalıklı hallerden neler olabileceğini kestiriyorum. 

 

Materyalistinin de maneviyatçısının da her şeyi pazara dönüştürdüğü bu topraklarda milyonlarca körpe bedenlerinin ve zihinlerinin üzerinden para kazanmayı ahlak sayan insanlar var. Bu sınav sistemi dershanelerin, okulların, öğretmenlerin, matbaaların birçok ticari kuruluşun “akbabalaşmasını” sağladığı gibi psikologların da geçim kapısı olduğunu düşünmekteyim.

 

Sınavın önceden olduğu gibi tek aşamaya döndürüleceği söylenmektedir. Bu geç kalınmış bir durum. Bir an önce mevcut sınav sisteminden vazgeçilmesi gerekir. Yapılacak, edilecek gibi söylemlerin gecikmiş olduğunu düşünmekteyim.    

 

Oysaki bu durumdan yaralanmayı kafasına koyanlar ciddi bir cinayetin işbirlikçileri olduklarını göremiyorlar. Medeniyet kurmuş bir ülkenin körpe zihinlerini öldüren, her türlü farklığını törpüleyen bunu yapmadığı müddetçe başarısız olduğunu düşünen bir acımasız bir sistem inşa edilmiş durumdadır. Bir dershanecinin bu sınavda nasıl başarılı olunacağını veliye anlatımı aynen şöyle. “SBS başarısı içine girilmeye çalışılan şişe ise bu şişenin içine girmek için bütün niteliklerin törpülenmesi gerekir. Yoksa bu şişenin içine giremez.”

 

Eğer bir ülkede çocuklara ilkokul 2. sınıfta test çözdürülüyorsa, 3 ila 4. sınıfta okuyan sabilerin hafta sonları sabahın kör vaktinde ya da hafta içi akşamlara kadar dershane ve etüt merkezlerinin yolu aşındırılıyorsa ve bu durum normal olarak algılanıyorsa sözün ve insanlığın bittiği yerdir.  

 

Çocuk doğumunda (çıkartılmasında diyebiliriz) Avrupa’nın en çok sezaryene başvuran ülkesi[i] olunan bu topraklarda bu tür sömürüler oldukça normaldir. Sezaryen istatistiğinin artmasının nedeni olarak üretin yüksek yani kazancın daha fazla olduğu söylenmektedir. Bedenleri doğmadan sömüren bir ülkeden birazcık olgunlaşmış beden ve zihinleri sömürmekte bir tereddüt duyulacağını zannetmiyorum.

 

İnsani olmayan insanlık dışı bir eğitim ve sınav metoduyla karşı karşıyayız. Bu insani olmayan duruma bir an önce son vermek malum yetkililere düşüyor. Şimdiye kadar malum yetkililer acaba uzayda mı yaşadılar yoksa yakınlarında bu acıyı yaşayan çocuklar ya da veliler yok mu acaba. Yoksa duyargalarını mı yitirdiler. Sergilemiş oldukları tavır oldukça ilginç ve dramatik. Bu konuda daha önce yazdığım[ii] için yazıyı uzatmayacağım. Sadece bir acıyı paylaşmak istedim…  

         




[i] http://www.hastahaklari.net/Files/Sezaryen%20Raporu.pdf


[ii] http://www.timeturk.com/yazardetay.asp?Newsid=11212

 


Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara