Choamsky, Mandela, DTK ve Öcalan

BDP bu ülkenin yaramaz çocuğu bile değil. Olsa olsa kafası karşık sorunlu bir unsurudur. Marksist gelenekten gelmeden
kaynaklanan (ki bu ülkenin marksistlerinin çakma olduğunu düşündüğümüzde) BDP'nin ve PKK'nın başında bulunan zevatların kafa karışıklığının azamat verici durumda olduğunu görüyoruz. Söz konusu zevatlar bazen bu ülkeyi İngiliz sömürgeciliğiyle bazen İsrail yerleşimciliğiyle karıştırırken tekeline aldığı -hezayanıyla- ülkenin Kürt vatandaşlarını Hintlilere ya da Filistinlilere benzetme histerisine yakalanıyor.

Anneleri evlatsız, çocukları yetim, eşleri dul bırakan insan katili Öcalanı'da Mandelayla ya da benzer özgürlük savaşçılarıyla karıştırıyor. Kafa karışıklığının ta kendisi olan bu durum bir paranoyadır. BDP'nin bu ülkenin Müslümanlarından öğrenmesi gereken çok şey (bilgi, görgü, sabır, ahlak vs.) var. Bu ülkenin Müslümanları bu ülkede zindandalarda yattı işkence gördü. İbadet etmiş oldukları camileri ahıra çevrildi. İçlerinde olup Kuran okuyanlar ve okutanlar hapislere atıldıla. Kızları okullara alınmadı, dindar oldukları bilinen veya eşi başörtülü olanlar ordudan atıldı.

28 Şubat'ta sakalllı ve çarşaflı avına çıkıldı.
Gencecik İmam Hatipli çocuklar joplandılar 14-15 yaşındaki kız
çocukları otobüslere bindirilip İstanbul'un bilinmeyen semtlerine
bırakıldılar. Deflarca oy verdikleri partler kapatıldı. Ama bu ülkenin
Müslümanları ülkelerini hiçbir zaman ne İsrail'e ne de İngiliz
Sömürgesine benzzettiler. bu ülkenin insanı olduklarını bilerek
sabrettiler alternatif aradılar, çabaladılar ve Müslümanlıklarını
bırakmadılar.

Ülke Müslümanlarının geçmişlerini biliyor olmaları
köksüzlük üretmedi. Eline silah alıp dağa çıkmadılar ve asla böyle bir
şey düşünmediler. BDP'li zevatlar gibi 'yakarız yıkarız' diye bağırıp
çağırmadılar. İnsanları organize edip PKK gibi bir örgütleri sempatik
göstermediler. Aksine içinden çıkartılan (hizbullah-ibdac vb.) bu tür
oluşumlara asla sempatik bakmadılar. Liderlerini ve taraftarlarını
adam yerine koymadılar. Çünkü geçmişlerinde böyle bir şeye prim
vermeyecek bir asalet olduğunu biliyorlardı. Akademide, siyasette,
ticarette kısaca her alanda insan yetiştirdiler. Başkalarının
çocuklarının elllerine taş tutuşturup kendi çocuklarını koleje
gönderme iki yüzlülüğünde bulunmadılar. çocuklarını ve diğer çocukları
hususiyetle şiddetdet uzak tutmak için çırpındılar. Dağa adam
göndermeyi erdem olarak düşünmediler.

BDP, DTK kanalı üzerinden muhalif düşünür olma
özelliğiyle bildiğimiz Choamsky ve sivil itaatsizliğin Gandhi'den
sonraki büyük siyasetçisi olarak bilinen Mandela'dan Öcalan'ın
özgürlüğü için yardım isteyecekmiş. Entelektüel ve felsefi derinliği
ile bildiğim Choamsky'nin böyle bir işe önayak olacağını düşünmediğim
gibi Mandela'nın böyle bir şeye bulaşması cehaletinden olabilir.
Öcalan'ın kanlı eliyle fazla kimsenin tokalaşmak istediğini
zannetmiyorum. Geride onca yetim, dul eş, gözü yaşlı ana, baba ve
kardaş bırakan onlarca öğretmen öldüren bir adamdan bahsediyorsunuz
beyler. BDP Kürtlerin ne kadar temsilcisi olduğu "Kuran'a, Allah'a ve
Hz. Muhammed'e (S.A.V.) ve sahabeye, içinde her türlü milletten
bulunan Osmanlıya ve Çanakkale Savaşına nasıl bakıyor?" sorusuyla
paraleldir. Ülke Marksistlerinin çoğunun baktığı gibi BDP için "din
afyon Osmanlı da sömürge im imparatorluğu mudur?"