Dolar

42,6940

Euro

50,1988

Altın

5.922,26

Bist

11.456,34

Avcı, Simonlar ve Cemaat

17 Yıl Önce Güncellendi

2010-08-28 12:48:00

Avcı, Simonlar ve Cemaat

Gezinin son durağı olan Amman izlenimlerini yazmak için kalemime kelime dökülmesini beklerken gündemin yoğunluğu kalemimin kelimelerden yoksun kalmasını sağlıyordu. İlginç bir yolculuğa çıkan siyasetin ve toplumsalın farklılaşması kalemimi meşgul edip yoruyordu. Referandum üzerine birçok yazı yazılacağı için bu konuda fazla yazı yazmayı düşünmüyordum hala da düşünmüyorum.

      Referandumdan “evet” çıkmasının telaşesine düşen Kandil önce ateşkes ilan etti sonra konuşan Junior Öcalan “hükümetle görüştük” teranesiyle aslında hayırcı olan seçmenin sandıkta “evet” oyu vereceği endişesi ve korkusu yaşayan boykot cephesi olan Kanka BDP’ye bir anlamda lojistik destek vermiş oldu. Baudrillard, içinde yaşanılan çağın “radikal belirsizlik” olduğunu söyleyerek her an her şeyin yaşanabileceğini söyler. 12 Eylüle kadar neler yaşanabileceğini kestirmek şu an için çok zor görünüyor.

      Susurluğun kahramanı olarak bilinen Hanefi Avcı’nın yazmış olduğu “Haliç'te Yaşayan Simonlar Dün Devlet Bugün Cemaat“ kitabının referandumun öncesinde yayımlanmasının manidar olduğunu söyleyebilirim. Bende bu aralar redaksiyonuyla uğraştığım kitabımı genel olarak yayın sezonu olan eylül-ekim ayına yetiştirmeye çalışıyorum. Ağustosta yayınlanan kitap sayısı eylül-ekim ayına göre oldukça azdır. Üstelik yayımlanan kitap bir şairin, tarihçinin, entelektüelin ya da filozofun bir kitabı değil. Şu an görevde olan bir İl Emniyet Müdürünün yayımlamış olduğu bir kitap. Kitabın içeriği, iddiaları ve piyasaya çıkış zamanlaması oldukça manidar. Ergenekon’un yükünün hafifletildiği iddiasına bulunulan kitap hakkında birçok soru işaretleri oluşturulabilinir. Benim oluşturabildiğim sorular şunlar:

Hanefi Avcı iddia etmiş olduğu yapılanmaları deşifre edip kurum içinde devletin yetkili organlarıyla bu meseleyi kitap yazmadan çözemez miydi?

Kurum kendi içinde sorunları çözebilecek refleks ve düşüncelerden yoksun bir hale mi gelmiştir ?

Kitabın yayınlanması neden referandumun öncesine gelmiştir. Bunu tesadüften ibaret mi görmeliyiz?

Fethullah Gülen Hocanın Referanduma “Evet” çağrısında bulunması kitaba sonradan eklendiği söylenilen kısmıyla bir ilgisi var mıdır? Bu ekleme zatın kendisinde bulunan milliyetçi bir refleksle ve evet çağrısına kızgınlıkla ilişkili olabilir mi?

Özellikle kurumda yolsuzluk ve uyuşturucu kaçakçılından dolayı görevden el çektirilen (Emin Arslan vb.) arkadaşları koruma duygusal eytişiminden kaynaklanan bir teşebbüssün ürünü müdür bu çalışma…

Hükümet ile cemaat arasında diyalogdan rahatsız olan bir yapılanma baskı sonucunda böyle bir ürün mü ortaya çıkarmıştır?

Referandum öncesi ilk defa açıktan bir seçim için kanaat bildiren cemaat ile bu desteği arkasında bulan hükümet arasında bir çatlak mı oluşturulmaya çalışılıyor?

Böyle bir çatlak oluşturularak referandumda cemaatin hayır cephesine mi dönmesine yol açılabileceği hesabı mı yapılmıştır?

Asker, siyasetçiye, bürokrata komplolar hazırlamakta mahir olan Ergenekon yapılanmasının bir komplosu içinde mi kalındığından dolayı bu kitapta Ergenekon temize çekilmeye mi çalışıldı? Yani bu simonların bir işi midir?

Bu ve benzeri soruları daha da artırabiliriz. Bu kitaptan alınacak dersleri de unutmamalıyız. Gerçekliğe sahip olmasa da bu tür suçlama ve iddiaları göz önünde bulundurarak cemaat ve benzeri yapılanmaların faaliyetleri, reflekslerini ve entelektüel zeminlerini gözden geçirmeli ve sorunsal hale gelinmesinden kaçınmalıdır. Bireyin devletin bir kâğıdını bile kendi işlerinde kullanmasının ciddi anlamda kul hakkı olduğu uyarısında bulunan daima helal kazanç ve haramsız nimet öğüdünde ve tavsiyesinde bulunan bir lidere sahip cemaatin adının KPSS kopya skandalının medya tarafından cemaatle ilişkilendirilmesi, suçlama ve iddialarda bulunulması son derece üzücüdür. Eğer böyle bir şey varsa yalnız hukuksuzluk değil aynı zamanda ahlaksızlık ve adaletsizliktir. Medyanın bu iddiasına ve böyle bir şeyin olduğuna inanmakta isteniyorum. Nitekim bir Müslüman olarak  “Ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haber getirirse, onu 'etraflıca araştırın'. Yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz.” (Hucurat Suresi, 6) ayetine de hafızamda önemli bir yer bırakıyorum.

Cemaat bireylerinin kendilerini Hz. Peygamber’in (s.a.v.) dediği gibi “kendilerini hesaba çekilmeden önce hesaba çekmeleri” gerekir. Sorunlar büyümden çözüldüğünde en doğru iş yapılmış olur. Cemaatleşme ve İslamileşmeden başka güzergâhlara kaymak hepimizin kaybı olur. Hocaya rağmen bir güzergâh sapması da olabilir. Dikkat edilmesi elzemdir. Eğer ki farklı yapılanmalara girilirse bu ülke için çok önemli olan ve hizmetlerini önemsediğim cemaatin kaybı yalnız cemaatin bireyleri için değil ülke için ve bu ülke insanları için çok büyük kayıptır. Bir paradigmayı müspet anlamda tersine çeviren bir hareket saygı duyulmayı hak eden bir harekettir.

Her zaman sağduyusuna mantığına ve yüreğine hayran olduğum kıymetli büyüğüm Ahmet Taşgetiren’in dediği gibi çocuklarını cemaatin kolejlerine veren Avcı’nın yaşadığı duygu depremini de görmezlikten gelmemeliyiz.    

 

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara