Dolar

42,7011

Euro

50,2143

Altın

5.907,12

Bist

11.456,34

Ya Zaman olmasaydı?

17 Yıl Önce Güncellendi

2010-09-20 06:45:00

Ya Zaman olmasaydı?
Mahrumiyetlerin getirdiği mağduriyetlere alışkın bir toplumuz. Yokluğun getirdiği mağlubiyetler üzerine kafa yormak bu nedenle belki aklımıza pek gelmiyor.

Çok önemli bir şey daha var: Sahip olduğumuz bazı değerlerin kıymetini bilmek için, o değeri kaybetmemiz gerekiyor ne yazık ki! Aksi halde kadir, kıymet bilmiyoruz.

Demokrasi örneğin... Değerini anlayabilmek için, cunta zihniyetinin ya da belli bir ideolojinin kesin inançlılarının elinde iğdiş edilmesini bekledik millet olarak...

Bireysel ve toplumsal hayatın neredeyse her alanında bu böyle. Sahip olduklarımızın önemi ve kıymeti, ancak elimizden alındığı zaman ortaya çıkıyor.

Aslında şöyle bir şey yaparak bir değer ve önem listesi çıkarabiliriz: Sahip olduğumuz bazı değerlerin bir an için olmadığını varsayarak, hayatımızın nereye doğru yöneleceğini tahmin etmek, bu anlamda 'olmayana ergi' yöntemiyle bir kanaate varmak mümkündür.

Gazetemiz örneğin.

Türk halkının çok büyük bir kısmı medyanın önemini yıllar boyu kavrayamadı. İletişim kaynaklarını ve imkânlarını elinde tutan zihniyetin çok ciddi bir aidiyet sorunu olduğu için, bu ülke medyası yıllar boyu kendi halkıyla hep çelişti. Hatta bazı grup ve fraksiyonlar, kendi milletini düşman olarak gördüler. Yarım asırdan daha fazla bir süredir bu milleti ezmeye, yok saymaya, geri göstermeye çabalayan yayın organları oldu.

Yanlış anlaşılmasın, elbette top yekûncu bir anlayış içinde değilim. Elbette istisnalar olacaktır. Ve yine yanlış anlaşılmasın, "Zaman Gazetesi'nden önce bu ülkede doğru dürüst gazetecilik yapılmıyordu" iddiasında da değilim asla!

Lakin şunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliyorum: Son 10-15 yıldır Türkiye'deki yaşanan olaylara ve gelişmelere baktığımızda, eğer Zaman Gazetesi olmasaydı, bugünkü tablo çok farklı olabilirdi!

Her şeyden önce Türk medyasının dokusuna işlemiş olan 'Basın özgürlüğü eşittir basının paşa gönlüne göre istediğini yapma özgürlüğü' algısı değiştirilmiştir sevgili arkadaşlar. Bunun doğal sonucu olarak gazetelerin, televizyonların hiçbir kaygı ve endişe taşımadan üfledikleri yalan haber sayısı azalmıştır. Zira doğal bir misyon olarak Zaman Gazetesi meslek adına yapılan yanlışları düzeltme görevi de üstlendi uzun süre.

Asparagas, sansasyon, manipülasyon gibi Türk medyasının genel karakteristiğine dönüşen kötü huylarda, kısmi de olsa, düzelme var ise, bu işte aslan payı -herhalde- Zaman Gazetesi'nin olsa gerekir!

Siz bakmayın yılların çakal gazetecilerinin 'yandaş medya' diyerek küçümsemeye ve etkisizleştirmeye çabaladıklarına. Bu memleket 50 yıldır ne yandaşlıklar gördü Türkiye'de. Bu taktiğin nedenlerinden biri de 'Öyle yağma yok artık' durumunun ortaya çıkmasıdır.

Malum medya artık istediği gibi yönlendirme haberleri yapamaz duruma gelmiştir. Eskiden olduğu gibi, istedikleri haberi gizleyip, istediklerini abartarak kamuoyu oluşturamazlar.

Bakın son referandum akabinde bunların hepsi 'Tayyip Erdoğan niye hep kazanıyor?' sorusunu sorup cevap arıyorlar. Üzerlerine vazife olmayan bir anlayış bu. Halbuki, 'Biz niye hep kaybediyoruz?' sorusunu sorsalar belki bir ilerleme kaydedeceklerdir!

Aslında çok basit bir teklif benimkisi... Bir an için arkanıza yaslanıp son dönemde gelişen olayları düşünün ve Zaman gazetesinin yayınlanmadığını... Ergenekon davasından Kemal Bey'in ikametgâh komedisine kadar birçok şey açığa çıkar mıydı acaba?

Diyeceğim o ki, bir şeyin yokluğu bazen değerini kavratıyor bizlere... Allah Zaman ve onun gibi gazetelerin sayısını artırsın. Artırsın ki, bu ülkenin paçasına yapışıp bataklıkta tutmaya çalışanların sayısı azalsın...


Zaman

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara