Hakikaten yapmak istemiyorum öyle; Ergenekon'un medyada kullandığı psikolojik çakalları gibi bir tarzı ne kendime ne de içinde bulunduğum medya grubuna yakıştıramıyorum çünkü.
Bu nedenle 'Hani' ile başlayan soru cümleleri kurmak pek hoşuma gitmiyor. Ama çok iyi biliyorum ki, aksi bir durum olsa kara propaganda tetikçileri bir saniye bile geçirmeden çullanırlardı ilgili ilgisiz herkesin tepesine.
Hatırlayacaksınız, bir süre önce birtakım planlar ortalık yere saçılmıştı. Bugün mahkemesi devam eden bir planda 'Camilerin bombalanması ve kendi uçaklarımızın düşürülmesi' birer 'senaryo' olarak geçiyordu. Asabi birtakım büyüklerimiz sahneye atlayıp, 'Hangi alçak kendi uçağının düşürülmesini ister ki?' diye sormuştu.
Kesinlikle doğru bir soruydu: Hangi alçak isterdi bunu?
Medyamız 'höt zöt' ile hemen uysallaştığı ve bunu büyüklerimiz çok iyi bildiği için kimsenin 'kanı bozuk' yaftası yemek gibi bir niyeti yoktu ve herkes sus pus oldu. Derken aktı birtakım sular köprünün altından. Kâğıt parçaları ıslandı, belgeye dönüştü, boruların su şebekesinin dışında da kullanılmaya başlandığı anlaşıldı.
Ve önceki gün Bugün Gazetesi çok büyük bir gazetecilik örneği sergiledi. 10 Ekim 2007'de yapılan bir telefon görüşmesini ve bu görüşme sonrasında yaşananları sayfalarına taşıdı. Ergenekon medyasının meseleyi sulandırmak için pek bir sevdiği 'meçhul telefon kaydı' da değildi bu üstelik. Kimin, ne zaman yaptığı ve kimler arasında geçtiği de belliydi. Bu kayda göre bir subay Heron'ların (bunların ne olduğunu öğrenmek için biz sıradan insanlar üç yıl bekleyecektik) çok iyi tespit yaptığını, PKK elemanı olan kendi adamlarının çok zayiat verdiğini söylüyordu telefondaki muhatabına. Ve Heron'ların düşürülmesini ya da koordinatlarının değiştirilmesini istiyordu. Muhatabı ise bir çaresine bakacakları cevabını veriyordu.
Taş atan çocuklarla ilgili en masum isteği bile 'vatan haini, kanı bozuklar' olarak öfkeyle ezmeye kalkışan çok değerli büyüklerimiz ise bu haberden sonra nedense susmayı tercih ettiler. Susuyorlardı; çünkü bu ülkede kimse onlara, 'Sayın general bu ne iştir? Hani hangi alçak kendi uçağını düşürmek ister diye sormuştunuz!' şeklinde yüklenemiyordu.
Ergenekon medyası yeni umut oyuncağı CHP ile meşguldü zaten. Onlar için köprüden önce son çıkıştı CHP'nin yeni lideri ve arkalarına aldıkları bu rüzgâr zaten görmeyen gözlerini büsbütün köreltmiş, duymayan kulaklarını tamamen tıkamıştı.
Hayvan terliydi anlayacağınız, yemiyordu!
Memleketin siyasetçisine akıl, meslektaşına fikir veren süper zekâ gazete ve televizyoncuların demokratlıkları da buraya kadardı, insanlıkları da...
Her şehit haberini siyasi rant uğruna manşete çeken, şehidin cenazesini provoke etmek amacıyla ecdada vefa cenazesiyle bile karşılaştırabilecek kadar kendinden geçen bu güruh için her şey normaldi aslında.
Patronları, gizli sahipleri, sadece işaret parmağına aşina oldukları gerçek hamileri onlara başka hedef göstermişti zira. Tabiri caizse, 'Ya herro ya merro' demişken kim takardı Heron'ları, kendi uçağını düşürmeyi filan... Memlekete 'kanı bozuk' gerektiğinde onlar zaten gösterilen tarafa doğru bağırmaya hazırlardı!!
Yorum Yap