Uludere

Birçok şey söylenebilir...

'Efendim bu bir komplodur, örgüt masum halkı yem olarak kullanmış, terörle mücadeleyi boşa çıkarma amaçlıdır...' ya da, 'TSK'nın içinde kötü niyetliler var, yanlış istihbarat ile masum insanlar öldürülmüştür.' yahut, 'Çok vahim bir hata yapılmış, kaçakçılar katırlarla yürüdüğü için örgüt operasyon hazırlığında zannedilmiştir...' Bunların hepsi birden doğru olsa bile tablonun vahametini, yaşanan acının büyüklüğünü ve olayın korkunçluğunu gizlemeye yetmez.

Hiç öyle, 'hata varsa gereken yapılır' türünden eskinin saçma ve boş demeçlerine sığınmasın kimse. Düpedüz bir katliamdır yaşanan. Bu tür bahaneleri, sahte vicdan gösterilerini Amerikalılardan çok gördü dünya. Ne demişti Başbakan geçmişte, "Bir polisimizin ya da askerimizin bir damla kanını 550 milletvekilime değişmem..." Şimdi çıkıp aynı cümleyi, "Bir masum köylümüzün bir damla kanını tüm siyasi hesaplara, hesapçılara ve siyasetçilere değişmem." demelidir. Ve hiçbir mazeretin ardına sığınmadan, hiçbir önlem cümlesi ve kota bahaneleri üretmeden aciliyetle bu tablonun sorumlularını gün yüzüne çıkarmalı, gereken cezayı vermelidir.

Şahsen terör örgütünün bu kadar büyük bir 'oyun'u tek başına organize edebileceğini düşünmüyorum. Onların en iyi yaptıkları şey, kan fırsatçılığıdır. Cenaze alanının anında örgüt propaganda platformuna dönüştürülmesi bunun ispatı.

Efendim, 'terör medyası ve yandaşları, bu tür müessif hadiseleri kullanıp terörle mücadeleyi zaafa uğratıyorlar...' bahanesinin de şu anda bir kıymet-i harbiyesi yok. Öyle yapacaklar tabii, aksini yapanların da olduğu gibi. Bu millet elbette, düğün basıp masum insanları katledenlere ses çıkarmayan çakalları da biliyor, genç kızların bulunduğu otomobili tarayıp, bombalayıp sonra 'pardon cicim' diyenleri de. Lakin bunu bilmek, bugün ortadaki vahim tabloya sırt çevirmek, 'ama onlar da böyle yapmıştı' demenin arkasına sığınmayı meşru kılmaz.

Kaçakçılık yapılıyormuş, bilmem ne oluyormuş. Eğer birtakım yetkililer, 'hazır elimiz değmişken, teröristle kaçakçıyı aynı çuvala koyup eziverdik' demek istiyorsa o ayrı. Lakin ne zamandan beri kaçakçılıkla mücadelede F-16 ve bombalar kullanılıyor, bunu açıklamak durumunda birileri!

Zaafsa zaaf, hainlikse hainlik, tuzağa düşmekse düşmek, her neyse, birileri bunun hesabını vermek zorunda. Kimsenin yanına kalamaz 35 masum insanın canı. Bu masum kan, sadece terörle mücadeleyi zaafa uğratmaz bunu çok iyi bilmeli birileri, aynı zamanda bu ülkenin bölünmeyeceğine dair samimi umutları olan insanları da bitirir.

Bu nasıl bir akıl, iz'an tutulmasıdır? Haberleri izliyorum; 'şüpheli' diyor öldürülenler için, terörist olma şüpheleri varmış. Sonra isimleri okunuyor teker teker, 20'ye yakınının soy ismi aynı; Encü. PKK artık aile klanı şeklinde mi timler oluşturmaya başladı? Bu kadar mı kıtlaştı aklımız?

Elinizi vicdanınıza koyun. Bu 35 insan, Batı'da bir yerde böyle katledilseydi, yine ekranda Fatmagül'ü mü izlerdiniz yoksa başka bir şey mi? Norveç'teki sapık herifin katlettiği insanlar kadar değer vermedikçe kendi insanımıza, ne bu terör biter ne de hamaset!

Efendim oralar yerleşim bölgesi değilmiş, ne işleri varmış köylülerin oralarda? Eğer terörle mücadele ediyorsanız, nerede kaçakçı gezer, nerede çoban keçisine su içirir, nerede kanun kaçakları gizlenir, terörist nerede yuvalanır, bileceksiniz, bilmek zorundasınız...

Teröristi çoban sandık, bahanesinin yürekleri yakmasından çok daha fazla yürekleri yakar köylülerin terörist zannedilmesi...

Devlet, ülkenin her yanındaki insanın kendi insanı olduğunu göstermeli bizlere. En az depremin vurduğu insanımıza sahip çıktıkları kadar sahip çıkmalı jetlerin vurduğu bu masumlara. Zira en büyük bühtan devlete yapılmaktadır. Ve tez zamanda hiçbir karanlık nokta kalmadan, akıllarda soru işareti bırakmadan açığa çıkarılmalı her şey. Biliyorum, terör tayfası için bulunmaz bir fırsat doğmuştur ve ne yapılsa boş/yetersiz kalacaktır. Lakin bu ülke insanı açıklama beklemektedir. En azından hâlâ bilerek, isteyerek hainlik yapanların kalmadığını görmek adına!

35 masumu katlettikten sonra bütün Kandil'i piknik alanı yapsanız ne yazar!