Dolar

42,6949

Euro

50,2069

Altın

5.906,85

Bist

11.456,34

Saçmalıklar ülkesi

15 Yıl Önce Güncellendi

2012-07-25 09:29:39

Saçmalıklar ülkesi

New York sokaklarında tuhaf bir manzara var. Herkesin elinde bir telefon ya konuşuyor ya da birilerine mesaj yazıyor. İnsanlar eskiden de bu kadar aceleci miydi yoksa son devir neslinin hep bir yerlere yetişecekmiş gibi acelesi var tam anlayabilmiş değilim. 

Bizdeki AVM'ler de Manhattan caddelerine benziyor. Herkes meşgul, herkesin acelesi var, herkes birileriyle konuşuyor, birilerine bir şeyler yazıyor. Üstelik caddeler gibi özgür mekanlar değil alışveriş merkezleri. Belli bir güvenlik aşamasından sonra giriyorsunuz. Yürüyen merdivenleri gibi modern çağın en büyük zulümlerinden birini aştıktan sonra gitmek istediğiniz yere varıyorsunuz. Geçenlerde bir AVM'ye girerken arkadaşımın uyarısıyla vazgeçtik. 'Mescit yok' dedi. 'Eğer girersek 3 saat orada esir kalacağız..' Girmedik...

Bünyesine ibadethane koymamakta ısrar eden alışveriş merkezlerinden biri, belki de birincisi -sanırım- CarrefourSA. Şüphesiz bir yabancı yatırımcı olan Fransa (ve dolayısıyla Carrefour'dan) aşırı hassasiyet beklemek safdillik. Ancak Türk ortağı Sabancı'ların nasıl bir aile olduğunu bütün ülke biliyor. Merhum Sakıp Ağa'nın şahsında sembolleşen, Anadolu'ya has bir hasbilik, samimiyet ve yerellik var Sabancı ailesinde. En azından bendeki algı böyle. İş bu nedenle CarrefourSA'lardaki mescit karşıtlığını anlamakta hep zorlandım.

Geçtiğimiz gün yaşanan üzücü bir gelişme ise bu kurum hakkındaki kanaatlerimi kökten değiştirdi. Her ne kadar yasak savma kabilinden açıklama yapılıp, 'olayın bireysel olduğu ve yapan arkadaşın kınandığı' söylense de derinlerde başka bir sıkıntı var. Belki bunu kişiselleştirmekten ziyade bir zihniyeti masaya yatırmak gerekiyor.

İnançlı insanları her yerde kovalamayı, sıkıştırmayı ve saf dışına bırakmayı hayatının gayesi edinmiş, Nazi dönemindeki gibi bir tür 'düşman avı'na dönüştüren bir kitle var maalesef. Düşünsenize, en az sizin kadar özgür ve vatandaş olan bir kadını, sırf başını örtüyor diye bir alışveriş merkezinden kovabilecek kadar cüretiniz var! Bu densizliği yapabiliyorsanız, demek ki ya kurumsal olarak size hoşgörü gösteriliyor ya da bazı gerçekleri algılamaktan acizsiniz.

İşin 'Nazist' kısmına bakan yönü böyle. Bir de başka şeyler var.

Şu; son dönemde operalara mescit, Çamlıca'ya şöyle büyük bir cami, bilmem nereye padişahları kıskandıracak ibadethane gibi açıklamalar işitiyoruz sevgili yetkililerden. İbadethane öncelikli olarak ihtiyaç üzerine açılır. Benim bildiğim, olması gereken böyledir. Bugün opera-bale salonlarından çok daha öncelikli olarak AVM'lerde ibadethanelere ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Çamlıca'ya cami yapmaktan çok daha acil ve önemli hem de...

Adı üstünde ihtiyaç. Tıpkı yemek/içmek gibi, bedenin ihtiyaçlarını gidermek gibi mekanlar nasıl zorunluysa, ruhun ihtiyacını giderecek mekandır ibadethaneler.

LYS sonuçları açıklandı. Milyondan fazla öğrenci geleceğine dair tercihler yapıyor bugünlerde. Ve siz biliyor musunuz, bir kitle var ki tercihlerini puanlarına göre değil, giyim kuşamına göre yapıyor. Başı örtülü diye, 'şurada okusam da çalıştırmazlar, buradan zaten mezun etmezler' diye fakülte eliyor tesettürlü çocuklarımız. Ve biz, başörtüsü sorunu çözüldü diye kendi kendimizi kandırmaya devam ediyoruz. Birileri AVM'lerden kovunca çocuklarımızı da öfkeleniyoruz.

Seçecekleri mesleği başarı ve hayallerine göre değil, giyim kuşam tercihlerine göre yapmak zorunda kalan bir ülkenin evlatlarını, çarşıdan pazardan kovan densizlere çok kızmamak lazım. Bu zihniyeti besleyip büyüten şirket ve kurumlara da. Acı ama böyle...

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara