Dolar

42,7011

Euro

50,2143

Altın

5.907,12

Bist

11.456,34

İki yanlış algı

17 Yıl Önce Güncellendi

2010-04-05 07:55:00

İki yanlış algı
Gelen okur mesajlarına bakılırsa memleketteki genel algıya dair tashih yapmayı denerken üretilen bambaşka anlamların altında kalmışız.

Birçok sevgili okur, 'Ne yani 12 Eylül Anayasası'nı mı destekliyorsun?' gibi serzenişte bulunmuş.

Ne münasebet!

12 Eylül'ü ne şimdiki tatlı su solcuları gibi algılayan ne de gözü kara kutsayanlardanım. Sayısız masum insanın kanına girdiği gibi, memleketi yarım asır geriye götürdüğünü düşünüyorum. Cuntacıların ürettiği yasaların da daha başından saçmalık olduğunu yazıp, söyledim.

Benim kastım şudur:

Bir memleketin yasaları ne olursa olsun; ister alabildiğince özgür ve liberal, ister katı ve jakoben... Esas mesele o kanunları uygulayanlarda bitmektedir. Dünyanın en özgür yasalarını çıkarsanız bile, bunu uygulayacak özgür ve ideolojik körlüğe saplanmayan kişiler olmadıkça hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur.

Bakınız bugünkü Türkiye...

Vakti zamanında kadrolaşmış, iliğine kadar politize olmuş, kanunları istedikleri gibi eğip büken, sündüren bir zihniyetin eline İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni bile verseniz size oradan idam kararı çıkartabilirler!

Evet, Türkiye'nin yeni bir Anayasa'ya ihtiyacı var. Zaten birer siyasi parti temsilcisi gibi refleks gösteren yargının kendisi de bunu söylüyor. Sıkıntı, yasalar değişirken kendileri gibi olmayanlara hayat hakkı tanınması! Beyefendiler bundan rahatsızlar bence.

Bu memlekette doğru dürüst bir yargı sistemi olsa, inanın Anayasa'yı filan kimse aklına bile getirmez. Birilerine 'köpek' diyene, 'o eleştiri hakkıdır' diye ahkâm kesip, ardından 'işgüzar' diyene hapis cezası çakan bir zihniyetin varlığından bahsetmek istedim sadece.

Askerlik yapanlar bilirler... Askerlikte 'iyi yer' yoktur, 'iyi komutan, kötü komutan' vardır. Öylesine zor bir yere düşersiniz ki askerde, oraya gideceğinizi bilenler size acıyarak bakarlar, 'Biter mi bu askerlik?' derler. Ancak öyle şeker gibi bir komutana düşersiniz ki, cennette yaşıyormuşsunuz gibi gelir. Tersi de mümkündür. 'Yağlı ballı' yerlere düşüp, kafayı kendisine takan komutandan dolayı cehennemi yaşayan az asker yoktur bu memlekette!

Mesele kanunları yorumlama meselesidir. Niyet ve düşünce meselesidir. Eğer bir zihniyet kendininkinden başka her düşünceyi bu memlekete ve kendisine düşman olarak görüyorsa, en barışçıl ve demokratik kanun bile ölümcülleşebilir!

Dolayısıyla öncelikli değişmesi gereken şey, kanunlar değil zihniyettir. Bu zihniyet devam ettikçe Anayasa'yı değiştirseniz ne olur değiştirmeseniz ne olur!

Bir diğer -oluşturulmak istenen- yanlış algı ise, şu 'kuşatılmışlık' meselesidir. Gün geçmiyor ki CHP ve onun ideolojik müridi olan güruh tarafından bu 'kuşatma' sakızı çiğnenmesin. Oysa esas kuşatılmışlık şimdi vardır. Şahsen bu ülkede yıllardan beri bazı makamların ve kurumların belirli bir zihniyet tarafından kuşatıldığına inanıyorum. Çıkan gürültü ve kavganın esas nedeni de budur. Millet bu kuşatılmışlığı fark etti ve kendi iradesinin olaya müdahale etmesini istiyor. Bu kuşatmayı kırmak, eğitimin, yargının, güvenliğin, sosyal yapının milleti düşman olarak gerenler tarafından değil, bizzat kendisi tarafından yönetilmesini istiyor.

Başta güdümlü medya olmak üzere, bu kuşatmanın merkezinde oturanların tüm sıkıntısı da burada başlıyor. Bu nedenle 'Ülkenin geleceği tehlikede' marşını çalıp duruyorlar. Ülkenin geçmişini karanlık kan bataklığına çevirenlerin ülke geleceğiyle ilgili en ufak bir endişesinin olduğuna inanmıyorum. Olsa olsa kendileri ve kendi zihniyetleri için bir tehlike seziyorlar.

Gürültü bundan...

Zaman


Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara