DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Transatlantik trendler ve Türkiye'nin Batı algısı

2010-09-17 08:50:00

Amerikan düşünce kuruluşu German Marshall Fund, dokuz yıldır ABD'nin okyanus ötesindeki müttefiklerinde Amerikan başkan ve politikalarının algılanış şekillerini ölçmek üzere "Transatlantik Trendler" başlıklı bir kamuoyu yoklaması yapıyor.

Ankette 12 ülkede toplam 13 bin kişiye sorular yöneltiliyor. Bu soruların bazıları trendleri takip etmek için geçen yıllarda sorulan soruların aynıları oluyor; bazıları da yeni ortaya çıkan konularla ilgili. Bu yılki anketin sonuçları geçen hafta yayımlandı. Yoklamanın Türkiye'den edindiği sonuç özetle şu: Türklerin en sevdiği Amerikalı Barack Obama, onu da geçen yıla kıyasla daha az seviyorlar. Türkiye'nin NATO ve AB üyeliğine desteği hızla gerilemeye devam ediyor ve Türkler Ortadoğu'yla daha fazla işbirliği yapılmasını istiyor. Türkler, Amerika'nın Ortadoğu'daki faaliyetlerini de geçen yıllara kıyasla daha az destekliyor. İran'ın nükleer silah edinmesi ihtimalinin fazlaca rahatsız olmayan Türkler, bu ihtimali önlemek için askeri seçeneği kabul etmek konusunda da geçen yıla göre daha isteksizler. Geçen yıl yüzde 31 düzeyinde olan askeri seçeneğe destek, bu yıl yüzde 13'e inmiş. AB üyeliğine genelde olumlu bakan Türkler de yüzde 48'den 38'e gerilemiş. Gariptir Türkiye'nin uluslararası meselelerde karar alırken hangi ülkelerle en yakın ilişki içinde olması gerektiği yönündeki bir soru, Türklerin Ortadoğu ülkeleri ile daha fazla temas isterken Türkiye'nin tek başına karar vermesi gerektiğini düşünenlerin oranının da azaldığını ortaya koymuş. Ankete göre Türklerin yüzde 51'i Kıbrıs müzakerelerine, yüzde 55'i de Ermenistan'la ilişkilerin normalleşmesine karşıymış.

Evet, tamamı önemli, tamamı derin derin düşünülmesi gereken, tamamı üzerlerine yeni politikalar üretilecek önemli bulgular bunlar. Ama kardeşim, madem durum bu kadar vahim, referandumda 'evet' diyen yüzde 58 nerede? 'AB standartlarında bir yargı' sloganına evet diyen halk, 'AB üyeliğine' neden hayır der? Tamamı AB'nin talep ettiği, takdir ettiği, teşvik ettiği değişikliklere yüzde 58'i açıktan evet diyen, yüzde 5'i de farklı siyasi mülahazalarla gidemediği sandığa gitseydi evet diyeceğini ilan eden bir toplumun dış politika konularında AB ile işbirliğine evet diyen kesimi niye yüzde 22'de kalır?

Ya da soruyu şöyle soralım: Sandığa mı inanacağız, anketörlere mi?

12 Eylül referandumunun AB reformlarının devamına ve AB sürecinin gerektirdiği adımların atılmasına bir davet olduğu ortada. Nişanı destekleyen nikaha karşı çıkmaz! Daveti kabul eden sofraya oturmasa ayıptır! 12 Eylül referandumu AB üyeliği yolunda topyekün milletçe atılmış bir adımdır. Madem bu adımı birlikte attık, 'bu yolda yürünmesini tasvip etmiyorum' denir mi?

Elbette bunun da bir açıklaması vardır ve bu açıklamaların bir kısmı anketin kendi mahiyetine, yapılış keyfiyetine ve zamanlamasına bakar. Söz gelimi uluslararası politikalarda işbirliği yapılacak ortaklar konusundaki sorunun şekli yanlıştır. 'Türkiye uluslararası konularda şimdi size okuyacaklarımdan hangisi ile en yakın işbirliği içerisinde hareket etmelidir?' şeklindeki soru diğer şıkları dışlayan bir sorudur. Oldum olası kızarım: onu mu beni mi çok seviyorsun diye köşeye sıkıştırılan dost ne desin? Dostları bu tür ötekini dışlayıcı sıralamalara tabi tutmaya zorlarsanız, dostluğunuzu kaybedebilirsiniz. Türklere bu soru karşısında tek cevap verme hakkı veriliyor ve her ne kadar şıklar arasında 'hepsi ile' şıkkı varsa da anketörler bu şıkkı okumamaları konusunda uyarılıyorlar. Diğer şıklar, ABD, AB, Ortadoğu ülkeleri, Rusya, Türkiye yalnız başına hareket etmelidir ve Bilmiyor/Cevap vermeyi reddetti. Soru 'Türkiye'nin uluslararası konularda ABD ile yakın işbirliğini destekliyor musunuz?' şeklinde sorulup, AB, Ortadoğu ülkeleri ve Rusya için tekrar edilseydi eminim farklı bir sonuç alınırdı. Nitekim okunmayan 'hepsi ile' şıkkı son üç yılda yüzde 7 civarında bir karşılık almış. Bu iki arkadaşı arasında tercih yapmaya zorlanan dostun 'ikinizi de' cevabıdır.

Yine de bu bir trend araştırmasıdır. Şekli yanlış olsa da madem aynı soru yıllardır soruluyor, 2008'den bu yana Türkiye'nin tek başına hareket etmesi gerektiğini düşünenlerin yüzdesinin 48, 43 ve 34 olacak şekilde sürekli düşmesinin bir açıklaması olması gerekir. Ama bunu tartışacak yerimiz yok bugün.
 

Zaman

Görüş Bildir Bizimle Paylaş