Dolar

42,7348

Euro

50,2120

Altın

5.943,14

Bist

11.318,89

Kıbrıs hakkında yazılası on yazı

16 Yıl Önce Güncellendi

2011-07-22 07:36:44

Kıbrıs hakkında yazılası on yazı


Yine yerim yok; yine fikir kazanını kaynatacak kadar mesele var.

Çok fikir üretmek marifet değil; bir fikrin sancısını sonuna kadar taşımak erdem. Yok bende. Fikrin bendesi yok bende. 'On' fikrin sayısı değil; zikrin sayısı. Yoksa kazan fikir kaynıyor. İnsicamsız, intizamsız fikirler. Yazılası demem ondan. Biri çıksa da terkibini yapsa; tertibe soksa...

Bir... Kıbrıs meselesi onlar katışıksız Rum, biz katışıksız Türk kaldığımız müddetçe çözülmez. Bizim Rûmîliğimizi hatırlamamız, onların da Türklükten arî kalmadıklarını kabullenmeleri gerek. Kolay olmaz... İnsan tabiatındandır; mürted irtidat ettiği dine daha ziyade söver. Bize nice Cibâlî Babalar; onlara nice Köse Mihaller gerek.

İki... Cezalandırabilecek kadar güçlüyken affetmek; taş atana elde kılıç varken ekmekle karşılık vermek erdem. Kötülüğü iyilikle savmak büyüklük... Çökerlerken bir de biz çakalım bizce değil. Bizde de bir ikircikli hal var. Kırkpınar ağzıyla söyleyeyim: Elense çekip sarsıyoruz; pes dedikleri an merhametimiz kabarıyor... "Şartlar değişmiştir. Ama elektriğiniz yoksa verelim!"

Üç... Tarihçiden iyi danışman olur, ama iyi lider olmaz. Aynen veya misliyle tekerrür düşüncesi mantıkça müsellemedir ama muhkeme değil. Sokağın 'her şeyin bir ilki vardır' karinesi, lidere, tarihçinin bu kaziye-i müsellemesinden daha ziyade yarar. Hep öyle yapmışlardır; ama sen öyle bir şey yaparsın ki bu defa öyle yapamazlar. Ne olduğunu bilmiyorum. Tarihçi sayılırım.

Sonra... Kuzeyin de güneyin de kafasında birer ideal durum var; ikisi de zamana oynuyor. Biz onların bir hata daha yapmalarını bekliyoruz; onlar bizim pes etmemizi. Güven artırıcı önlemler yok; çözümü kolaylaştırıcı işbirliği girişimleri yok; jestler 'höst'lerle birlikte geliyor. Boşanmaya karar vermiş ama davayı karşı tarafın açmasını sağlamaya çalışan eşler gibiyiz. Strateji buysa, taktikler pek doğru, pek keyifli... Ama değilse bu "Çözüm isterüz üleyn!" kükremesi pek bir Kara Murat repliği... Karşıda da Rum tekfuru yığınla zaten...

Daha sonra... Kilise, gücünü reddiyecilikten alıyor; Facebook gençliğine hitap ediyor. Bazen paranoyak, bazen şizofren, bazen depresif. Şimdilerde de süisidal (mâil-i intihar demek). Ne ki Kâbe'si bizde olan bir dinin Kûfe'sinden çıkmış bu Şiat'u-Rûm biraz da bizim suçumuzdur. Heybeliada açılabilse; beyne'l-edyan diyalog meyvelerini verebilseydi o papaz Türk elektriğiyle çalışan Türk yapımı klimasının altında Kurukahveci Mehmet Efendi'de taze çekilmiş Türk kahvesini içer, bu refik ve şefik milleti yarattığı için Rabbine şükrederdi.

Hem sonra... 21. yüzyılda yaşıyor, 21. yüzyılı şekillendirmeye çalışıyor, fakat 20. yüzyılın terimleriyle konuşuyor, olayları o terimlerin şekillendirdiği dünya görüşüyle yorumluyoruz. Toprağa konulan sınırlar, malikiyet ve melikiyet duyguları noktasında doğal. Ama ötekini kısıtlayan değil, kendini kısıtlayan bir şey olmalıydı sınır. Buradan öte bir başka hukuka tabiyim; buradan bu tarafı imar benim vazifem, iskan benim hakkım demekle; sınırın ötesi cehennem, ötesindekiler zebani demek arasında fark vardır. Bu sözlük, bu kafa yapısı değişmeli artık...

Ona kadar hepsi... AB'yi yaptığı hatayı telafiye zorlamanın yolu AB muhatabımız değil demek değildir. Bizzat da biz müşteki, onlar sanık oldukları için tarih mahkemesinde birbirimize muhatabız. Hakem, vicdan-ı umumiyi temsil eden BM olabilir ve olmalıdır da. Ancak AB'yi dışlayarak AB'nin fiili bir parçasının mutasavver bir parçası üzerine bir devlet kurmaya kalkışmak, 'kapının tokmağına öyle bir vurdu ki bütün bina çöktü' dedirtmeye kalkışmakla birdir. Ne olur çatısı zaten zangırdamakta olan şu AB binasını biz yıkmayalım...

k

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Gain Medya operasyonunda yeni gelişme

Haber Ara