DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Ey ateş Japonlarımıza soğuk ve selametli ol!

2011-03-18 08:56:43

Lineer pozitivist bir tarihçi bakışıyla bizdeki Japon sevgisi irrasyoneldir. Sevginin irrasyonel olanı aşka yakın seyreder. Biz Japonlarda olanı değil, olması muhtemel olanı sevdik.

Olması muhtemel olan hep öyle kaldığı için, daim ve kaim bir sevgidir bu. Pakistanlıları, daha Pakistan yokken sevmiştik ama o sevgi, olan bir şeyden ötürüydü. İkbal'in torunlarına olan sevgimiz cefâ-vefâ ilişkisine dayanır. Japonları ise hafâ-ahfâ boyutlu, tâ içerden gelen ve objesinin mevcut durumundan etkilenmeyen bir sevgiyle sevdik biz. Hâlâ da öyle severiz. Bediüzzaman'a Muhakemat adlı eserinde akideye ait meseleleri "Ecvibe-i Japoniye beyanındadır" beraat-i istihlaliyle sunduran da bu sevgidir; Mehmet Akif'in şiirinde Süleymaniye Kürsüsü'ne Japonya'ya İslamiyet'i götürmesiyle maruf Abdürreşit İbrahim Efendi'yi oturtmasına sebep olan da...

Siz gidin, safvet-i İslâm'ı Japonlarda görün!

O küçük boylu, büyük milletin efrâdı bugün,

Müslümanlıktaki erkânı siyânette ferîd;

Müslüman denmek için eksiği ancak tevhîd.

Demek bizdeki Japon sevgisi, Japonların taşıdıklarını vehmettiğimiz güzel ahlaka mebniydi. Güzel ahlak ise tevhidin dâisidir. İyiler her durumda iyiyi bulurlar.

Osmanlı çöküyordu. Birinci Dünya Savaşı kaybedilmiş, Araplar Osmanlı'dan kopmuş, koca Devlet-i Ali Anadolu'nun bir kısmına sıkışmıştı. İstanbul'un işgali an meselesiydi. Fakat Bediüzzaman Nokta adlı eserini yazarken "Şu eserimde muhatap, asi nefsimdir. Müstemi, müteharri-i hakikat bir Japon'dur. Temaşa eden bunu düşünmeli," diyordu. Biz düşerken bile Japonya'da bize kulak verecek hakikat âşıklarının varlığına inanmıştık.

Doğruluk ahde vefâ, va'de sadâkat, şefkat;

Âcizin hakkını i'lâya samîmî gayret;

En ufak şeyle kanâ'at, çoğa kudret varken,

Yine ifrât ile vermek, veren eller darken;

Kimsenin ırzına, nâmûsuna yan bakmıyarak

Yedi kat ellerin evlâdını kardeş tanımak;

...

Daha bunlar gibi çok nâdire gördüm orada...

Âdemin en temiz ahfâdına mâlik bir ada.

Mehmet Akif'in Süleymaniye Kürsüsü'nde konuşturduğu Abdürreşit İbrahim Efendi Japonları sadece fıtraten İslam'a yatkın bir millet olarak görmemiş, İslam'ın geri kalmışlığına çözümü de Japonlarda gözlemlediği kalkınma arzusunda bulmuştu. Ona göre İslam dünyası da ancak Japonların yaptığı gibi bir taraftan milli ve ananevi değerlerine sahip çıkarken diğer taraftan Batı Medeniyeti'nin teknoloji ve biliminin güzelliklerini ithal ederek ayağa kalkabilirdi. Hoş biz bunu Tanzimat'tan beri konuşuyorduk. Ne var ki yaptığımız, söylediğimizin tam tersiydi. Japonları biraz da bizim yapamadığımızı yaptıkları için sevmiştik.

Medeniyyet girebilmiş yalınız fenniyle...

O da sahiplerinin lâhik olan izniyle.

Dikilip sâhile binlerce basîret, im'ân;

Ne kadar maskaralık varsa kovulmuş kapıdan!

Garb'ın eşyâsı, eğer kıymeti hâizse yürür;

Moda şeklinde gelen seyyie gümrükte çürür!

Bugünün Japonya'sı ne Bediüzzaman'ın "müteharri-i hakikat" memleketi, ne de Abdürreşit İbrahim'in "Garb'ın maskaralıklarını kovan" ülkesidir. Doğru. Ama sevgi, sevilenin seyyiesini görmüyor. Biz Japonya'yı hâlâ derinden, belki de gelecekte vuku bulacak bir şeyler sebebiyle seviyoruz.

Yine evimiz yanıyor. Mısır'ımız, Bahreyn'imiz, Yemen'imiz karışık. Libya'mız kan ağlıyor. Ama ben kendi cefâmı bağrıma basıp, hafâdan gelen bir gözyaşıyla Japonya için ağlıyorum. Depremine ağladım, tsunamisine ağladım, şimdi Fukushima'nın söndürülemeyen ateşine ağlıyorum. Hazreti İbrahim'in ateşine "Ey Ateş, İbrahim'ime soğuk ve selametli ol!" diyen Allah'ım; Abdürreşit İbrahim'in memleketinin ateşini de soğut ne olur. Amin.

Görüş Bildir Bizimle Paylaş