Dolar

42,7348

Euro

50,2120

Altın

5.943,14

Bist

11.318,89

Arafat'tan altı yıl sonra Filistin

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-11-12 10:37:38

Arafat'tan altı yıl sonra Filistin

Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat uzun süren dayatılmış yalnızlığından sonra hayata gözünü yumalı altı yıl oldu. Onu ölüme terk etmiş olan zamanın İsrail Başbakanı Ariel Şaron ölemiyor şimdi.

Ölüm kolay şey; vakti geldiği halde ölememek zor.

Şaron aşağılayarak ölüme terk ettiği Arafat'ın dava arkadaşlarına veda etmesinden kısa bir müddet sonra Filistin'e karşı verilen güç savaşının kazanılamaz bir savaş olduğunu anlamıştı. Filistin annelerinin İsrail annelerinden daha fazla çocuk doğurduğu basit gerçeği bu savaşı kazanılamaz kılıyordu çünkü. Gazze'den tek taraflı çekilme fikrini bu artan Filistinli nüfusun bir kısmını Mısır'ın "başına sarmak" düşüncesiyle ortaya atan da, uygulayan da oydu. Başında bulunduğu partiyi, hem de kendisi başbakan koltuğundayken terk ederek iki devletli bir çözümü benimseyen Kadima Partisi'ni de o kurdu. Arafat yaşıyor olsaydı, Şaron ölememezlik gayyasına yuvarlanmamış olsaydı o iki devlet bugün kurulmuş olabilirdi.

Olmadı.

Bugün bir Filistin devleti yoksa, bir İsrail devleti de yoktur. Sınırları bilinen bağımsız bir Filistin devleti var olmadığı müddetçe, sınırları bilinen bağımsız bir İsrail devleti de olmayacak. Bu anlamda siyasal Siyonizm akim kalmış bir projedir ve bu akameti kendilerine dayatanlar da bizzat Siyonistlerdir.

Siyasal Siyonizm, Binyamin Netanyahu ile "Yahudiler için bir ülke" idealini "Yahudiler dışında kimsenin olmadığı bir Kudüs" idealine indirgedi. Kudüs Siyonizmi her şeyi kazanmış olanın bir de Kudüs'ü istediği yayılmacı bir Siyonizm değil; hiç değilse o hissiyatla, muzaffer bir milletin hissiyatıyla yürütülmüyor. Daha ziyade her şeyi kaybetmiş bir milletin son kale olarak sarıldığı bir şehir gibi bakıyor Netanyahu ekolü Kudüs'e. Yayılmacı değil, tutunmacı bir Siyonizm bu. Onun için de sürekli olarak şehrin etrafındaki surları güçlendirmeye çalışan bir eski zaman derebeyi gibi yerleşim birimi kurmakla uğraşıp duruyor. Obama'nın dilinde tecessüm eden küresel kınama ifadelerini de "Ben can derdindeyim, sen neyle uğraşıyorsun?" edasıyla geçiştiriyor.

Bu yok oluş paranoyası İsrail'i gerçekten de yok edebilir bir gün.

Siyasal Siyonizm'in Kudüs Siyonizmi'ne indirgenmiş hali korku saldırganlığı içindeyken, bir de ülkenin dışişleri bakanı olmuş Avigdor Lieberman'ın Slav yayılmacılığı ile uğraşıyor bölge insanı. Lieberman'ın Siyonistliği veya İsrail milliyetçiliği kendinden menkul. Refleksleri, tavırları, hatta bakışları bile sıcak denizlere inmiş bir Slav yayılmacısını andırıyor.

Basbayağı dahi olan Deli Petro'nun dahi olmayan hali...

Siyonizm'in bu iki yeni kuşak temsilcisinin ortaklığı garip ve menhus bir iktidar oluşturuyor İsrail'de... Her ikisi de dünyayı dinlemiyor: Netanyahu korkudan, Lieberman barbar iştihasından. Her ikisi de 'kimse bize ahlaktan, normlardan, kurallardan bahsetmesin' diyor: Netanyahu mevcut durumu her türlü ahlakî normları gereksiz kılacak kadar endişe verici gördüğünden, Lieberman bahsedilecek herhangi bir ahlaki normun zaten olmadığına inandığından.

Yaser Arafat öleli altı yıl oldu. Filistinliler onun yerine yeni bir lider çıkaramadılar. Çok hata yapmıştı; hep taviz vererek varlığını korumuştu, amenna; ama onun varlığında Filistinliler birbirlerine düşmemişlerdi.

Ariel Şaron ölemeyeli dört yıl oldu. İsrailliler onun başlattığı normale dönüş mücadelesini tümden terk ettiler. Partisi Kadima (İleri) bile gerici bir partiye dönüştü. Çok insan öldürdü; çok insanın ölmesine sebep oldu, amenna; ama hata yaptığını kabullenebilen bir adamdı.

Theodore Hertzl öleli yüz yılı geçti. Hayal kurduğu İsrail devleti hiçbir zaman kurulamadı. Netanyahu ve Lieberman gibi liderlerle de hiçbir zaman kurulamayacak.

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Gain Medya operasyonunda yeni gelişme

Haber Ara