Dolar

42,7222

Euro

50,1165

Altın

5.946,92

Bist

11.348,83

Şarap, tasavvuf ve İlhan Selçuk

19 Yıl Önce Güncellendi

2008-09-17 05:10:00

Şarap, tasavvuf ve İlhan Selçuk

Sevgili dostum Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç, bundan dört yıl önce yayımladığı 'Sufi ve Şiir' adlı kitabının bir yerinde, Tasavvuf sembolizminden söz ederken, 'sarhoşluk'la ilgili 'şarap' ve 'mest oluş' gibi sembollere sıkça başvurulduğunu belirtir ve tastamam şöyle der: 'İster Türk, ister Arap ve ister Fars edebiyatı olsun, en çok kullanılan tasavvufi sembol, 'şarap'tır. Fakat görüleceği üzere bu konu da yanlış anlamaya açık hassas bir konudur.'

Demek ki, tasavvuf bağlamında 'şarap' kelimesinin mecazi, daha doğrusu metaforik bir anlamı vardır ve bu kelimenin bir mecaz olduğunu bilmeyenler, şarabı mecaz olarak değil de, gündelik konuşma dilindeki literal anlamıyla okumaya kalkışmışlardır. Prof. Kılıç, bu konunun 'yanlış anlamaya açık hassas bir konu' olduğuna dikkati çekerken, işte tastamam mecazın bu anlamda yanlış okunmasına atıfta bulunmaktadır.

Bu yanlış anlamalardan (hiç şüphesiz, ilki değil!) sonuncusu, 'Cumhuriyet' Gazetesi yazarı İlhan Selçuk'un 27 Ağustos 2008 günkü 'Pencere' köşesinde yayımlanan 'Bir Kadehin Serüveni' yazısında yer alıyor. İlhan Selçuk, Ömer Hayyam, Şiraz'lı Sadi, Şiraz'lı Hafız ve Mevlana gibi büyük Müslüman şairlerin şiirlerinde sık sık 'şarap'tan, 'mest olmak'tan söz açıldığına bakarak, Ortaçağ Müslümanlığının hoşgörüsüyle bugün içkiyi yasaklayan taassubu arasındaki farkı (!) göstermeye çalışıyor.

Bu, işlerine öyle geldiği için, Müslümanlığı bir taassup ve softalık dini olarak kasten tepetaklak edilmiş bir imajla sunmak isteyenlerin, sıklıkla başvurdukları bir hile ya da daha doğrusu, bir karaçalmadır: Mecazları gerçeklik diye okumak!

Bakınız, Latifi, Tezkire'sinin 'Mukaddime'sinde bu meseleyi nasıl dilegetiriyor: 'Şiirlerin def, ney, maşuk ve mey gibi kullandıkları ibare ve istiareleri görüp de bunların şarap ve güzeli tavsif ettikleri zannolunmasın. Tarikat erbabı ve hakikati bilenler nezdinde her lafzın bir manası, her ismin bir müsemması, her kelamın bir te'vili ve her te'vilin bir temsili olur: Sözleri zahirde güzellerin evsafı gibi görünür amma hakikatte yüce Yaratıcı'ya hamd ü senadır.'

İlhan Selçuk, bir rübaisini örnek gösterip, Hazreti Mevlana'nın şaraba övgüler düzdüğünü öne sürerek, bir yanlışı bir başka yanlışla meşrulaştırmaya çalışıyor. Mevlana'nın şiirlerinde 'şarap', Latifi ve daha başkalarının da ısrarla belirttikleri gibi, bir mecazdır. İlhan Selçuk, Mevlana'nın 'Divan-ı Kebir'inin 2. cildindeki şu beyti biliyor olsaydı, sanırım bu yazıyı yazmazdı:

Sus, ham kişinin yanında şarabın adını anma

Zira onun aklı, o adı sanı kötü şaraba gider

Prof. Mahmut Erol Kılıç, 'Sufi ve Şiir'de 'Peki, sufi şairler böyle tehlikeli semboller kullanmak zorunda mıydılar? Başka sembollerle bu hakikatleri anlatamazlar mıydı?' diye sorar ve şöyle der: 'Çünkü gerçekten bu iki beşeri tavır, 'âşıkın halleri' (tasavvuf ehlinin halleri H.Y.) ile 'sarhoşun halleri', Hak yolcusunun tavırlarına insanlık mertebesi içerisinden bu meseleye teşbih edilecek bir başka örnek bulmak hemen hemen yok gibidir.' Kılıç, bu konuda sufilerin ölçütünün, İnsan-ı Kamil olduğunu bildirir: Eğer bu şiirler, Tasavvufun İnsan-ı Kamil mertebesine yükselmiş olanlar tarafından okunursa 'hiç korkulacak bir durum yok'tur. Ama bu sembolleri ya öyle olmayanlar okuyorsa? Bunlar, Mevlana'nın dizesinde belirttiği gibi 'ham' ('na puhte') kişilerdir;- mecazla mecaz olmayanı, sembolle sembol olmayanı, birbirinden ayırmayı bilmezler! Onun için de akılları, 'o adı sanı kötü şarab'a gider!

İlhan Selçuk'a küçük bir hatırlatma: Hayyam'ın, Sadi'nin, Hafız'ın, Mevlana'nın yanı sıra İran'ın dinî önderi Humeyni'nin şiirlerine de baksın: Humeyni'nin İlahi Aşk Yolu adlı kitabı da Türkçeye çevrildi. O kitaptaki hemen hemen her şiirde Humeyni'nin (evet, evet, Humeyni'nin!) 'şarap'tan, elbette tasavvufi manada, övgüyle söz ettiğini görecektir!

Humeyni ve şarap! İlhan Selçuk, bunu nasıl yorumlayacak, doğrusu merak ediyorum!

 

Zaman


 

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara