Solgunlaşan güneşe, sertleşmeye başlayan rüzgara, rengi kararan denize, sararan yapraklara bakar, "garip bir mutluluk" duyarım...
Dışarıdaki havadan önce içim üşür!
Tüm hayatım boyunca en uzun yaz tatilimi yaşadım! "En keyiflilerden biriydi" de diyebilirim.
Köşe yazılarını hiç aksatmadım ama işin doğrusu "ağustos böceği" gibi kışı düşünmeden "Yiyos, içiyos, yatıyos" yaptım.
Şimdi "karınca olma" zamanı!
Ama gelecek yazı şimdiden iple çekmeye başladım bile!
Telekom memleketi satıyor:))
Haftalardır, tüm gazetelerin kıyısında köşesinde ben diyeyim onlarca siz deyin yüzlerce Telekom'un arsa-arazi satış duyuruları var.
Aman Allah'ım! Meğer dağ tepe Telekom'unmuş.
Edirne'den Ardahan'a, Telekom Türkiye'nin bütün illerindeki boş arazilerini satışa çıkarmış.
Tabii, aklım yıllar öncesine gitti.
Yıllarca Telekom'un özelleştirilmesine karşı çıkanlar, "Sadece arazileri-arsaları dünyanın parasını eder, satın alan aslında ucuza memleket arazilerini satın alıyorlar" bile demişlerdi.
Her neyse, bence sonuçta Telekom çok iyi fiyata satıldı. İyi de oldu, devletin elinde batıp gidecekti.
Ama şimdi gördüğüm o ki, hakikaten Telekom'u satarken sadece teknolojiyi (internet-ev telefonu tekelini) satmamışlar, yanında bol bol arazi-arsa vermişler.
Şimdi Telekom deyim yerindeyse gereksiz yere ihaleyle sahibi olduğu dağı taşı elinden çıkarıyor. Belli ki, yüksek fiyata aldığı ihalenin masrafını arsa satışlarıyla mantıklı noktasına düşürmeye çalışıyor.
Diyeceğim o ki, meğerse Telekom aslında göründüğü fiyata satılmamış. Çaktırmadan verilen arsa-arazilerin parasını ihale fiyatından düşmek gerekiyor!
Her neyse bir zamanlar Telekom'u satmak "memleketi satmak" gibi görünürdü, şimdi Telekom memleketi satıyor!
MHP'nin önlenemez yükselişi...
Son anketler, "Kürt açılımı tartışmaları"nın MHP'yi yükselttiğini, CHP ile AK Parti'de ise düşüş yaşandığını gösteriyor.
Hiç şaşırmadım!
Birincisi CHP'deki düşüş, düşüş değil! Çünkü tüm anketlerde böyledir. Seçim atmosferi yokken, CHP hep düşük çıkar. Bence ilk kez seçim uzaktayken, bu kadar yüksek çıkmış.
Çünkü CHP'den değil ama "yönetimini gençleştirememesinden" memnun olmayan bir kitle var. CHP hakkında atıp tutarlar ama alternatif ortaya çıkmadığından, sandık vakti geldiğinde "oyum ziyan olmasın" diye kötünün iyisi gördükleri CHP'ye oy verirler.
Geçmiş tecrübeler ışığında diyebilirim ki, Kürt açılımı tartışmaları CHP'ye asla 2 puan kaybettirmemiştir, tam tersine birkaç puan kazandırmıştır. CHP artık potansiyel olarak yüzde 25 ila yüzde 30 arasında bir partidir. Bu böyle biline!
Gelelim, MHP'ye!
Kürt açılımı iktidar partisinden ne eksiltirse, gideceği adres MHP'dir.
Sol liberal aydın arkadaşlarım, pek sevdikleri açılım yüzünden pek sevdikleri AK Parti'den kaçacak oyların hiç sevmedikleri MHP'ye gideceğine anlam veremiyorlar. Çünkü AK Parti'ye oy verenleri kendileri gibi "Avrupalı solcu seviyesinde" sanıyorlar.
Bu arkadaşlarım hep "saf"tır ve öyle kalacaklar!
Onların "sandıkları bilinçli kitle" maalesef sadece hiç sevmedikleri CHP'de var!
AK Parti ile MHP ise aynı seçmen tabanının partileri!
Diyeceğim o ki, AK Parti'den kaçan her oy blok halde MHP'ye gider.
Doğanın kuralı gereği, aynı partinin üç kere üst üste tek başına iktidar görmesi "yıpranma payı" yüzünden çok zor olduğuna göre, bu gidişle Bahçeli'ye Başbakanlık yolu görünüyor!
Yorum Yap