Bütün bunların hepsi önemlidir de, asıl önemli olan 'bambaşka'dır..
Gelin anlatayım!
Yıllardır bazı cemaatlerin yurt içi ve yurt dışında eğitime ağırlık verme gibi özellikleri var.
Yurtdışındaki okulların bir kısmını ben de 1990'lardan başlayarak ya kendi merakımdan, ya da gelen davetle gördüm.
Görmeden önce de fikrim aynıydı, gördükten sonra da değişmedi. Başka ülkelerde Türk okulları olmasından gurur duydum, takdir ettim. Bu okullarda sanıldığı gibi 'dini eğitim' falan da yoktu, sadece 'dolaylı bir Türkiye propagandası' söz konusuydu.
Kaldı ki olabilir, 'misyonerliği' bile hoş karşılanması gereken bir davranış biçimi olarak görüyorum. Ayıptır söylemesi, ikide bir evimin kapısını çalan ya da yolda broşür vermeye çalışan Yehova Şahitleri'ne bile toleranslıyım.
Konumuza dönecek olursak, Türkiye'de 'laikçi kesim' hep şu benzer gürültüleri kopardı:
'İmam hatip liseleri çok fazla açılıyor!'
Bu tepkiye karşı hep haklı bir yanıt vardı:
'Kardeşim, imam hatiplerin yüzde 90'ı artık devlet eliyle değil, vatandaş yardımıyla yapılıyor. Siz de düz lise yaptırın.'
Keza bir başka gürültü:
'Türkiye'de ve yurtdışında okullar açıyorlar. Öğrencilere bedava kalacak yer, para verip, cemaatlere adam yetiştiriyorlar.'
Böyle söyleyenlere de yıllardır söylediğim şuydu:
'Kardeşim ötüp duracağınıza, siz de aynısını yapın. Hep karşı çıkıyorsunuz ama elinizi taşın altına koymuyorsunuz. Siz de yapın, güçlüyseniz sizin dünya görüşünüz dünyaya hakim olur.'
İşte Türkan Saylan, birileri gibi ötüp durmak yerine, elini taşın altına koydu. Alternatif bir burs yapısı oluşturdu. Kendi kafasına göre 'çağdaş gençler' yetiştirmeyi hedefledi.
'Ağzı laf yapanlardan değil, iş yapan'lardan olduğu için Türkan Saylan benim için çok önemlidir!
Ne mutlu Türküm diyene!
Kürt açılımı diye dağlardaki taşlardaki 'Ne Mutlu Türküm' diyene yazısı silinecekmiş.
Hiç sanmıyorum ya, sızan haberler öyle...
Öncelikle asker böyle bir şeye rıza göstermez...
Çünkü askeriye 'milli' bir yapıdır. 'Cennet ve şehadet' ile 'milli duygular' her ordunun savaşta-barışta en önemli 'motivasyonları'dır.
Dağlardaki taşlardaki 'Ne Mutlu Türküm' diyene yazısını silmek, Atatürk'ün o lafı ederkenki 'asıl niyet'inin de 'yanlış' olduğunu yıllar sonra kabullenmek olur.
Hiç sanmıyorum ki, o yazıyı dağlara taşlara yazan TSK geri adım atsın!
Bakacağız, göreceğiz!
Yorum Yap