Mehmet Sevigen iktidarla medya grubu arasındaki kavgaya diyet olarak CHP Genel Sekreter Yardımcılığı görevinden istifa etmek zorunda kaldı.
Böylece iktidarın yaptırımlarıyla mücadele eden medya grubu, 'bakın derdimiz sadece siz değilsiniz; Deniz Feneri haberi yaptığımız gibi CHP'lileri de harcarız' havası atmış oldu.
Ama kimse yemedi ya da oralı olmadı.
Olan Mehmet Sevigen'e oldu.
Oldu da ne oldu?
Sevigen hakkındaki iddiaları çürütene kadar görevinden istifa ettikten sonra, yargı mücadelesine başladı.
CHP milletvekili aday adaylarından birinin ağzından bir köşe yazarı 'Sevigen'in adaylık için para istediğine ilişkin ses kaydı olduğunu' günlerce yazdı çizdi.
Mahkemede ne oldu dersiniz?
Milletvekili aday adayıyla köşe yazarı topu birbirine attı. 'Ses kaydını ben değil o iddia etti' dediler, rezil oldular. Ortada bir yalancılık olduğu ortaya çıktı.
Sevigen'in günahını almışlardı!
Ama ne bir özür geldi, ne bir düzeltme!
Hiçbir şey olmamış gibi de utanmadan hâlâ ortalıkta dolaşıyorlar.
Bir başka CHP'li (!) işadamı da bir söz yazarını şahit göstererek 'CHP'ye bedavaya yaptığımız şarkıya benden fatura kesmemi istedi' diyerek Sevigen'in cebe para atmaya çalıştığını iddia etti.
Sonra ne mi oldu?
Şahit gösterilen söz yazarı mahkemede 'külliyen yalan' dedi.
Sevigen yine aklandı ama olayı büyüten gazetede tek satır haber çıkmadı.
Sonuç?
Sevigen şimdi açtığı tazminat davalarıyla 'çiğnenen onurunu' kurtarmaya çalışıyor.
Birileri de ortalarda hâlâ utanmadan 'biz namuslu siyasetçiyiz, biz dürüst köşe yazarıyız' diye gezebiliyor.
Soruyorum:
Sevigen'in çiğnenen onuru için kim özür dileyecek?
Kim? Kim? Kim?
Gazetecinin tutuklanması
Bir gazetenin internet sorumlusu yasadışı örgüt üyeliğinden tutuklandı.
Hani şu Devrimci Karargah denilen örgüte üyelikten.
Evi basıldığında emniyet amirini öldüren sonra da kendisi öldürülen teröristin üniversiteden arkadaşıydı.
Tanıyanlar, tutuklanan gazetecinin 'o taraklarda asla bezi olmayacağına' gözü kapalı kefil oluyorlar.
Sonuçta yıllar sonra yanınıza uğramış üniversite arkadaşınızın nasıl bir değişime uğrayıp, ne haltlar karıştırdığını bilemezsiniz.
Gazetecinin tutuklanmasından daha da kötüsü var.
Duyduklarım doğruysa içeride ne sorulmuş, biliyor musunuz?
Ergenekon...
Devrimci Karargah örgütü değil, Er-ge-ne-kon!
Ergenekon'da yargılanan bazı gazetecilerle görüşüp görüşmediği sorulduktan sonra tutuklanması istenmiş.
Ve tutuklanmış.
Anladığım kadarıyla 'Her yol Ergenekon'a çıkmalı' muhabbeti hesabı Devrimci Karargah'ın 'çakma örgüt' olup olmadığı araştırılıyor.
Bir tuhaflık var ya hadi bakalım!
Yorum Yap