Şimdiye kadar taşeron aracılığıyla "kazık" atıyorlar diye fazla ses çıkarmıyordum ama meğer İDO da "kazık atmayı" biliyormuş.
Hafta sonu İstanbul'a dönerken, Balıkesir'e 10-15 dakika kala anladım ki, 18.30'daki Bandırma-Yenikapı feribotuna yetişeceğim. Çünkü saat henüz 16.00 gibiydi. Daha önce güneye inerken de o bölgedeki yolu hesaplamıştım, en fazla 1.5 saatlik yolum kalmıştı, 1 saat de aksiliklere karşı marjım vardı. Demek ki, İDO'dan feribot bileti satın alabilirdim.
Telefonla bileti satın aldık. Bu arada telefondaki İDO'cu bayanın, dönüşteki tatilciler için bir uyarısı vardı. Güzergâhımızda saat 18.00'e kadar kapalı bir yol vardı. Alternatif yolu söyledi. Kırkağaç-Soma-Susurluk ve Bandırma üzerinden gidilmesini istiyordu. Haritaya baktım, o yolu geçmiştim ama hemen 5 dakika geri gidersem, önerilen güzergâha girecektim. Haritadan da kabaca hesapladım. Yolumu en fazla 1 saat daha uzatacak gibi görünen alternatif yoldan 2 saatte Bandırma'ya varabilirim gibi geldi.
Bileti satın alıp, gaza bastım. Aman Allah'ım! İDO'nun Karayolları'na dayanarak önerdiğini söylediği yol, tam bir felaket... Üstelik alternatif yol diye mi nedir herkes doluşmuş, bir kalabalık ki sormayın! Neyse gaza bastıkça, basıyorum. Ama mümkün değil...
Oysa beni İDO'nun uyarması lazım. "Saat 16.00'da size bulunduğunuz yere bakarak 18.30 için bilet satamam. Çünkü alternatif yol, 4 saat sürebilir" demesi lazım.
Ne yalan söyleyeyim, ben 100 km hızla 3 saatte bile o yolu alamayacağımı kısa süre sonra anladım. Zaten önerilen yol meskûn mahalden geçiyor, aslında 50 km'den hızlı gitmemek lazım. O durumda da o yol, 7-8 saat sürer. Yani İDO'nun bana o yolu önermesi en büyük hata! Değiştirdiğim asıl güzergâhımda yolun açılması için 2 saat arabayı stoplayıp beklesem, Bandırma'ya daha çabuk varırım.
Her neyse, 1 saat önce bana sattıkları biletle, bana önerdikleri yoldan, bana satılan saatteki feribota ulaşamayacağımı anlayınca, tekrar İDO'yu aradık. Durumu kısaca anlattık ama kavga etmeye de hiç niyetlenmedik. Çünkü biliyorum ki, karşınızdaki yetkisiz memurla saatlerce boşa konuşursunuz.
Neyse İDO'cu yarım saat öncesine kadar 50 küsur milyon lira ceza ödersek, bileti iptal edeceğini söyledi. "Aslında İDO'nun bize ceza ödemesi gerektiğini ama sinirlenmek istemediğim için teslim olduğumuzu" söyleyip, bileti iptal ettirdik. Bastım gaza, arabayla İstanbul'a geldim.
Sonuç; İDO doğru bir iş yaparak, bilet satarken Karayolları'nın uyarısını müşterisine iletiyor. Ama "asıl bilgiyi vermeyerek", yani "o yolun girilmemesi gereken, girilirse saatlerce çıkılamayacak bir yol olduğunu" söylemeyerek, istemeden de olsa beni dolandırdı. Kim ne derse desin yapılan "görev hatası"dır. Ve eminim ki, 13 Ağustos günü benim gibi onlarca feribot yolcusu, feribota yetişemeyerek ya İDO'dan ceza yediler ya da biletleri yandı.
Oysa yapılması gereken, feribot saatlerini esnetmek ya da zaten yolda eziyet çektirilerek cezalandırılan vatandaşı bir de para cezasıyla cezalandırmamasıydı. Adım gibi biliyorum, AB ülkelerinden birinde olsa, Balıkesir ya da İzmir'de 1 gece kalacağınız otel masrafını bile karşılayarak, müşteriyi teskin etmeye çalışırlardı.
Ama bizde nerdeee?..
Kısacası iyi dolandırıldık!
50 TL için mahkemeye gidip, fazladan manevi tazminat istemiyle dava açsam, adım gibi kazanacağımı biliyorum. Türkiye'de vermeseler, AİHM'e gider kazanırım vallahi!
İbreti alem için uğraşmak isterdim ama kim uğraşacak?
Bari bu satırları değerlendirmeye alıp, bir dahakine müşterilerine daha aydınlatıcı şekilde yardımcı olurlar.
Benim çektiğim maddi-manevi eziyet de alacağım olsun!
Karayolları'na kocaman bir yazıklar olsun!
İnternet sitelerinde ilan ediyorlar ya TV'lerde, radyolarda ilan ediyorlar ya Karayolları daha ne yapsın?
Yahu kardeşim, bir yol kapalıysa, TV'den radyodan, internetten önce, o kapalı yola doğru gitmekte olan yolculara, "yola uyarı levhası" konarak iletilir.
İzmir'den çıktık, Balıkesir'e doğru yola... Balıkesir'e 35 km kala, yani benim feribotuma ulaşmak için bol bol 2,5 saatim varken, yol zart diye kesildi. Araç kuyruğu başladı. Tam da İDO'dan internetten bileti alıp, önerdikleri alternatif güzergâhtan geri dönmeye hazırlanırken.
Baktım kimsenin haberi yok. Saat 18.00'e kadar yol kapalı diye herkese ben haber verip, geri döndüm... Yüzlerce araç yolda boşu boşuna bekleyecek diye de üzüldüm. (Her neyse aslında durumları daha iyiymiş, ben bir de Karayolları-İDO ortak rezaletine uyup, yol değiştirerek, daha beter süründüm.)
Diyeceğim o ki, meğer Balıkesir-İzmir Karayolu'nun 25 ila 36'ncı kilometreleri arası pazar günleri hariç 15.00-18.00 arası kapalıymış.
Hadi İDO'yu bıraktım, Karayolları'na ne demeli!
Kardeşim Balıkesir'e 35 km yaklaştığımda bile uyarmadınız, o en büyük beceriksizliğiniz de beni daha alternatif yolları kaçırmadan 50-100 km önce uyarmanız gerekmiyor mu?
Neyim ben ya! Patagonya vatandaşı mı?
Yollarda ceza kesmekten başka bir işe yaramayan trafik polislerine söyleseniz, onlar bile yollara uyarı koyardı! Karayolları ne hakla, sürücüleri kapatılan yola gelmeden çok önce uyarmıyor?
Atla deve mi?
Ne acıdır ki, yüzlerce kilometre boyunca Karayolları o yolun 3 saat boyunca kapalı olduğuna dair tek uyarı levhası koymamıştı.
Daha 1 ay önce güneye inerken, duble yolları öven bir yazı yazmıştım. Geri alıyorum!
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın yerinde olsam, Karayolları yetkililerini 1 gün görevde tutmam!
Yorum Yap