'Life after people'
Genel 'kıyamet teorisini' düşünün. Bir anda kıyamet kopacak, dünya ve tüm canlılar yok olacak.
'Life after people' farklı bir kıyamet kuramı öngörüyor.
Bu öyle bir 'kıyamet' ki sadece bir el 'delete (yok et)' tuşuna basıyor ve insanoğlu yok oluyor. Dünyada tek insan (geride cesedini bile bırakmadan) kalmazken, hayvanlar, bitkiler, uygarlığın inşa ettiği fabrikalar, binalar, her şey kalıyor.
Belgesel, insansız bir dünyada, 'bizden sonra ne olurdu?' sorusuna yanıt arıyor.
Öncelikle 48 saat içinde elektrik enerjisi kademe kademe kesilmeye başlıyor. İnsansız çalışan elektrik santralleri ise dünyanın enerjisinin küçük bir bölümünü karşılayacak şekilde, arızalanana kadar birkaç yıl çalışıyor.
Evcil hayvanların bir kısmı alıştırıldıkları hazır gıdaları bulamadıkları için birkaç hafta içinde yaşamını yitiriyor. Bazı evcil hayvanlar ise karınlarını doyurmak için 'doğalarında zaten var olan vahşete geri dönüş' yapıyorlar.
Belgeselde, 'insansız dünyada neler olacağı' yıl yıl anlatılıyor. Bir yıl sonra, beş yıl sonra, 10 yıl sonra olabileceklere bilim adamları bilimsel açıklamalar getiriyor.
Belgesel bana çok ilginç geldi. DVD'sine ulaşamayacak olanlar History Channel'dan ya da internetten benim bir gecede seyrettiğim tüm bölümlerine ulaşabilirler.
Hangimiz dünyada 'kıyametten sonra' ya da 'bizden sonra' ne olacağını merak etmeyiz ki...
TIMARHANELİK HOUSE...
TV'de tek takip ettiğim dizi haline gelen House, sezona Doktor House'un tımarhanenin yolunu tutmasıyla sona erdi.
Polisiye tutkunu bendeniz ise bir tıp dizisi olan House'u neden sevdiğimi yeni keşfettim.
House bir tıp dizisi değil, polisiye dizi.
Nasıl dedektifler polisiye dizide delillere bakarak iz sürüyorsa, House da aynısını tetkiklerden iz sürüp, 'katil hastalığın' ne olacağı yönünde tahminler yürüterek yapıyor.
Sizin anlayacağınız Grey's Anatomy'den House kadar çok hazzetmememin nedeninin, eski bir Mc Millan ve Karısı, günümüzün ise Monk tutkunu (Maalesef artık TV'lerimizde ikisi de yok) polisiye düşkünlüğümde yattığını fark ettim.
House artık 'yeni Komiser Columbo'mdur. Şu güzel yaz ayları kapıdayken, sonbaharın gelmesini sadece ve sadece House özlemim bitireceği için isteyeceğim!
REHA MUHTAR'IN İŞİ BİTTİ!
Öylesine net ki...
CNN Türk'ün başına gelen Mehmet Ali Birand herhalde 'nasıl olsa haberci değil, bize zararı dokunmaz' diyerek talk-şovcu diye Reha Muhtar'ı ekranlara geri getirdi.
Ancak şunu anlayamadı. Muhtar, rahat durmaz. En kısa zamanda Birand'a meydan okumalara başlar. Alttan savaş açar, kuvvetlenince de aleni açar. Adamın ruhu bu! Rahat duramaz.
Nitekim öyle oldu. Önce programına Birand'ı evinden canlı yayına çıkardı. Saatlerce konuşturmadan ekrana esir etti. Birand çok bozuldu, çaktırmamaya çalıştı.
Son olarak Birand canlı yayında Muhtar'dan 'grupta çalışan biriyle ilgili haberin üzerine gitmeme' ricasında bulundu. CNN Türk'teki adam yokluğunda artık yeniden 'büyük dağları ben yarattım' havalarına giren Muhtar da, canlı yayında Birand'ın ricasından bahsederek, 'vızz gelir' havaları attı.
İşte bence o gece, Birand 'bize pahalı geliyor' diyerek Muhtar'ın ipini çekme kararı aldı. Zaten Mardin'de 44 kişinin katledilmesini programında altyazı olarak bile geçirtmeyen Muhtar, 'zaten bıraktığı habercilikten' sonra bir haber kanalında işi olmadığını da göstermiş oldu.
Şimdi Muhtar da internet sitelerine 'bir başka kanalın ana haberi için teklif aldı' haberleri yaptırtıyor. Böylece CNN Türk'te Birand'a karşı pazarlık gücü elde etmeye çalışıyor.
Manzara belli oldu! 'Ya Birand ya Muhtar' durumuna gelindi.
Fişi ilk çeken kazanır!
Not: Son anda haber aldım, bu ay sonu itibarıyla Muhtar'ın fişi çekilmiş!
Yorum Yap